Bölüm - 26 "Affet !"

3.8K 105 38
                                    

Yağmur büyük bir Şiddetle yağmaya başlayıp kendini belli ederken, etrafı büyük bir sessizlik kaplamıştı. Ne ben tek bir kelime ediyordum, ne de Mert birşey söylüyordu. Beni çok önceden tanıyor olması, bana hayatıyla ilgili hiçbir şey anlatmaması, birini öldürmüş olması, yaşının büyük olması... Ve daha bir çok şey.

"Birşey söyle, lütfen. Sessiz kalma." Dedi. Mert bana lütfen demişti. Hiç Tereddüt etmeden. "Bana hiçbir şey anlatmaman... Bu... Bilmiyorum." Dedim kendi kendime mırıldanarak. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Yanlış birşey söylemekten korkuyordum. Ve bu korku beni gittikçe eline geçiriyordu.

"Bana anlatsaydın da senden uzaklaşmazdım, aptal. Anlatsaydın böyle olmazdı." Dedim bağırarak. "Sebebsizce neden benden ayrılığınla ilgili kendimi suçladım ben. Bencil herifin tekisin." Diye bağırdım Ağlayarak. Mert Gözlerini sıkıca yumdu. "Ne desen haklısın." Dedi mırıldanarak. Sesinin ilk defa bu kadar Çaresiz çıktığını duymuştum. "Haklıyım tabii." Dedim alt dudağımı dişlerken. "Herkes gibi sende benden nefret edersin diye korktum. Lanet olsun ki bana acımandan korktum. Bana acıyamazdın, anladın mı ? Kimse bana acıyamaz." Dedi ve içimi paramparça eden hareketi yaptı.

Gözünde ki yaşı sildi !

"Çok kolay değildi, Masal. Bir anda kimseye hissetmediğin Duyguları hissetmek, aşık olmak. Kimseye anlatmadığım şeyleri sana anlatmamı istemen." Dedi ve gözünden yere Düşen yaşı umursamadan devam etti. "Bencil olan ben miyim ?"

"Ama ben sana hiçbir koşula bağlı kalmadan herşeyimi anlattım. Anlatmasam zaten hemen öğreniyordun. Ben seni herşeyinle kabul ettim, sevgilim. Tabii ki isterim bu pis işlerden uzak ol. Ama ben sana bu yüzden aşık oldum. Kendin olduğun için. Biz zaten bu yüzden 'biziz'. Eğer birimiz bile bu yoldan yolunu değiştirirse biz diye birşey kalmaz ki ortada." Dedim ve yanına yaklaşıp kollarımı beline doladım. Mert'de sanki bunu bekliyormuş gibi kollarını boynuma sıkıca dolayıp benimle bir bütün oluşturdu.

"Aşığım kızım sana." Dedi biraz daha sıkı sarılarak. "Biliyorum." Dedim kıkırdayarak. Daha az önce ağlarken, şimdi gülüyorduk. Tuhaftık hemde çok. "Demek biliyorsun." Dedi Mert kendince mırıldanıp saçımı okşarken. "Hıhı." Dedim ve beni büyüleyen Sigarayla karışmış olan kokusunu içime çektim. "Özür dilerim." Dedi mırıldanarak. Bugün Mert hiç görmediğim Davranışlarda bulunuyordu. Mert'i Tanıyan birisinin 'aynı Mert'den mi bahsediyoruz ?' Diyeceğine neredeyse emindim. "Benim gibi yüzsüzü hiçbir yerde bulamazsın." Dedim ve güldüm. "Ama bu sana kırgın olmadığım Gerçeğini değiştirmez. Bir müddet arkadaş kalabiliriz ?" Diye bir öneri sundum. Belki çok iyi iki arkadaş olurduk. "Ne demek arkadaş olalım ?" Dedi Mert şaşkınlıkla benden ayrılırken. "Şaka yaptığını söyle."

Mert sinirlenmişti. Ve sinirlenince kontrolden çıktığını çok iyi biliyordum. "Arkadaş olamayız." Dedi net bir şekilde. "Nedenmiş o ?" dedim bende net bir şekilde. "Aşığım diyorum lan. Sen istersen arkadaş ol, ben yine istediğim zaman seni öperim." Dedi ve kaşını kaldırdı. "Konu senin beni Öpüp öpmemem değil" Dedim.

İstediği zaman öpermiş ! Hah !

"Konu ne olursa olsun arkadaş olmayacağımızı bil, Masal." Dedi sinirli bir şekilde. "Pişman olan sen olursun !" Ne yapacaktı merak ediyordum. En çok kıskan ben değil oydu. "Pişman falan olmayacağım." Dedim Mert'in aksine sakin davranarak. "Bu kadar emin olma, arkadaşım."

Ağzımdan istemsizce dalga geçen küçük bir mırıltı çıkmıştı. "Eminim, arkadaşım." Kıskandığında neler yaptığını çok iyi biliyordum. Ve Mert inatla bunu anlamamakta kararlıydı. Bunu bir oyun gibi görebilirdi, ama ben öyle düşünmüyordum. Herkes ilişkisinde düzen isterdi. İşte bizde bu yoktu. Mert'le sevgiliyiz diye adlandıramazdım. Ne olduğumuzu bilmiyordum. Nasıl davranacağımı da. Ama Mert her zaman ki gibi aksine gidip beni hiç şaşırtmıyordu. Aramızda olgun olan biri varsa o da Mert'di. Olgunluk ve ben kelimlerini yan yana bile kullanamazdık.

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin