İLK "İŞ"

61 4 2
                                    

4 MART 2016

CENGİZ DEMİRCİ

Bu adını dahi bilmediğim karanlık adamın, yüksek ücretli "iş emri"ni kabul ettiğimde, neyin içine girdiğimi anlamama gözümün önünü bir perde misali örten para engel olmuştu. Şimdi farkına varmış olsam da artık kararımdan dönmek için hayli geçti. Şu an ise bir zamanlar hayalimde bile göremeyeceğim lüks, siyah Range Rover Sport cipin içinde işim ile meşguldüm. Ne iş ama! Arkeoloji Müzesi'nin güvenlik sistemlerini ve kameralarını yaklaşık dört dakika içinde etkisiz hâle getirmem emredilmişti. Benim gibi sıradan, hatta iş bile bulamamış bir bilgisayar mühendisliği mezunu bunun üstesinden tabii gelemezdi. Ama ben kendimi geliştirmiş, alanımın karanlık yönlerinde hatrı sayılır bir birikime sahip olmuştum... Ve hayatımın parasını, şu dört dakikalık iş performansım ile alabilirdim. Evet, bu iş performansı hayatıma da mal olabilirdi. Yani tek yapmam gereken odaklanmaktı.

"İş emri"ni dün gece almıştım. Emri... Pek de seçme şansına sahip olduğumu ima eder hali yoktu teklifi sunan "beyefendi"nin... Ama ben zaten zorlamaya gerek kalmadan, paranın büyüsüyle bu teklifi kabul etmiş, daha doğrusu bu emre itaat etmiştim.

3 MART 2016

Karanlığı, Güneş'ten aldığı emanet ışınlarla aydınlatan ayı, baharın vazgeçilmez misafiri bulutların gizlediği bir geceydi. Gece yarısına tam bir saat vardı. Ay, görevini yapmasına engel olan bulutlara inat tamamen karanlığa gömülmesine engel olmaya çalışıyordu şehrin. Ah, tabii... Aslında şehir aydınlıktı! Evlerine çekilip akşamın sekizinde giydikleri pijamalarıyla, haftalık dizilerini ve ucube yarışma programlarını izleyen insanların oturma odalarından sızan ışıklar aydınlatıyordu şehri... Yaptığı mal ticaretinden dönen ve Yenidoğan'ın dar sokaklarını, bu ticaretin merkezini avucunun içi gibi bilen gece kadar siyah insanların araba farları... Bu arabaların o dar sokaklardan geçerek çıktıkları ana yolları ışıtan sokak ve trafik lambaları... Günün hasılatını hesaplayan yırtık eldivenli, kirli yüzlü yan kesici, tinerci çocukların etrafında toplandıkları ateş aydınlatıyordu...

O olmadan şehir zaten aydınlıksa... Ay neyin peşindeydi peki? Ne içindi bu uğraşı? Cevabı bulunduğum yerde saklıydı... Ne bir sokak lambası, ne bir araba, ne bir tinerci grubu... "İtin öldüğü yer" derler ya hani, burası işte "itin asla ölmemek için dua ettiği yer"di! Burada, ölürken ona sadece karanlığa zar zor söz geçiren ay eşlik edebilirdi. Böyle bir yerde, bu saatte olmamın sebebi, bugün sabah kapıda bulduğum nottu, bir iş teklifi... Görüşme zamanının bu denli geç olması kadar, görüşmenin bu kadar sapa bir yerde, Erciyes'in eteğine ne ara inşa edildiğini bile bilmediğim bu devasa malikanede yapılması bende kuşku uyandırsa da, belimdeki tabanca ile gerektiğinde kendimi savunabileceğimi düşünüyordum. En azından geldiğim gibi geri dönmem, kaçmam için küçük bir güvenceydi, bana bunun için zaman kazandırabilirdi.

Kontağını kapattığım arabadan ağır ağır indikten sonra, kapımı kapatıp arabayı kilitledim. Kahretsin! Bu dandik aracın otomatik kapılarından biri de bir gün bozulmasa ne olurdu ki! Birkaç denemeden sonra hâlâ kilitlenmeyen sağ ön kapıyı açıp içerideki kilitten elimle kilitleyip geri kapattım. Kapının önünden ayrılmadan, yan aynadan saçımı ve kravatımı kontrol ettim binbir güçlükle. Karanlıkta detayları görmek için gözlerimi hayli kısmam ve yormam gerekiyordu. Sonra yüksek duvarları ile içeride canlılık belirtisi varsa bile göstermeyen mekana yöneldim. Duvar, göz alabildiğine, sonu yokmuş gibi uzanıyordu önümde. Bunca imkana sahip iş verenimin bana ne kadar cömert davranacağı hayalimi süslüyordu. Duvara biraz daha yaklaşınca onun kadar büyük, siyah çelik kapının farkına varıp adımlarımı ona doğru atmaya başladım. Zile basmak için elimi uzattığım anda kapıyı açan bir hizmetli, beni içeri davet etti. Detaylara çok dikkat etmeden geniş bahçeden geçen hizmetliyi takip etmeye başladım. Bitmek bilmeyen bu takip sırasında sıkılsam da bir iş görüşmesi için ters olabilecek bir hareket olduğunu düşünerek etrafı fazla incelemedim.

TANRI'NIN HATASI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin