Keyifli okumalar...
VOTE VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN.
Gözlerindeki endişeyi ve merakı çözemiyordum. Aynı zamanda da korkuyordum, her an saldıra bilirdi. Etrafıma tedbir amaçlı bakındım. Burnundan soluyan Yiğit'le göz göze gelmemek için Ece'ye baktım.
Yiğit'in yanında duran Ayaz elini Yiğit'in omzuna koymuştu ve kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Yiğit aniden elimdeki fotoğrafı aldı. Direnememiştim, hızlı ve öfkeliydi.
" Bu fotoğraf benim " dedi, Yiğit. Boynundaki damarları iyice belirginleşmişti.
Konuşacakken, Ece kolumu tutup beni engelledi.
" Bu fotoğraftaki Hande , Buna ne diyeceksin" dedi.Ayaz ve Yiğit şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı. Ecenin söylediklerini anlamaya çalışan iki çift gözle beraberdik.
"Fotoğraftaki Yiğit'in kardeşi, kesin bu saçmalığı " dedi Ayaz. Şaşkınca bakma sırası bize gelmişti. Bu fotoğraftaki Yiğit'in kardeşiyse, Hande'de ne işi vardı.
Soruları havada uçuştu ama cevaplarını bulamıyorduk. Soruya soruyla karşılık vermemiz zaten saçmaydı.Ece " Peki Handeye gidelim,o cevaplasın "dedi. Sonunda biri kurtarmıştı, bizi.
Yiğit başıyla onayladı,.yüzünde buğüne kadar görmediğim bir şey vardı. Yürümeye başladık, Hande odasında dinleniyordu.
Ayaz ve Yiğit önde giderken biz arkaların daydık, iki tarafta birbirlerinden şüpheleniyordu. Deşifre olmuştum ama bir tepkiyle bile karşılaşmadım. Sonradan hesabımı keseceklerdi, bu karmaşa bitinceye dek rahattım.Ece onların önlerine geçti, Handeye geleceklerini bildirmeliydi. Hande'nin nasıl bir tepki vereceğini bilmiyorduk.
Az sonra odadan çıkan Ece içeri geçmemiz için bizi çağırdı. Odada iki kız ve Hande dışında kimse yoktu. Hande kızları etrafı kolaçan etsinler diye gönderdi. Bu bir oyunda olabilirdi, güvenmemeliydik. Hande uzandığı yataktan kalkıp oturur pozisyonu aldı. Erkekler masanın yanında duran sandalyeleri kapıp oturdular. Bizde yatağın yamacına oturduk. Odada beş kişi vardı, beş yüze bedel soruları cevaplama adına Yiğit fotoğrafı çıkarıp Hande'nin suratına doğru tuttu. Hande yorgun bakışlarıyla fotoğrafa bakarken, biz vereceği tepkiyi merak etmiştik, en azından suratlarımızdan bu okunuyordu.Yiğit'in elindeki fotoğrafı çekip aldı. " Benim fotoğrafımın sende ne işi var" Yorgun sesi yüksek çıkmıştı. " O benim kardeşim oyun oynamayı kes " dedi, Yiğit.
" Ne oyunundan söz ediyorsun, bu halle birde kalkıp oyun mu oy. Bu benim ister inan ister inanma dedi, Hande.
Ve ekledi" Bunca şeyden sonra hırsızlıkta mı yapacaksın ? dedi.
Yiğit'in suratında ki soğukluğun yerini acı aldı. Alnındaki çizgiler ortaya çıkarken gözünü kırpmadan, Handeye bakıyordu. Hande ise cevap bekliyordu. Yiğit'in cevap vermesini beklerken, ayağa kalktı, sendelense de düşmeden kapıya doğru yürüdü. Yiğit çıkarken odadan, Ayaz'da arkasından gitti. Hande bize sinirle bakıyordu. " Bu ne saçmalık " dedi.
"Bizde bilmiyoruz Yiğit, seni kurtardıktan sonra bunu boşuna yapmadım, gibi şeyler söyleyince bende odalarına girip bunu buldum." dedim.
Hande yatağından çıkıp, pencereye doğru yürüdü.
" Kendi başına işlere kalkıştın. Oda yetmezmiş gibi deşifre oldun , sen kafayı mı yedin." dedi. Sinirle. Özür dilemeyi düşündüm ama ne değişecekti ki. " Bunun arkasında başka bir iş var senin fotoğrafını nasıl aldı" dedim. "Bide o var, salak gibi oturalım, biz onlar inimize kadar girsinler" dedi. Yatağı çarşafını eliyle yere fırlattı. Bazayı kaldıracakken ,yardım ettik ona. Handeye merakla bakıyorduk." Ne yapıyorsun " dedi. Ece.
"Fotoğrafı yerine koyacağım " dedi. Ona yardım edip, bazayı kaldırdık, Hande elini bazanın altına koyup, fotoğrafı yerine koyacakken duraksadı. Bizde onunla beraber duraksadık, yüzünü şaşkınlık bürümüştü. Elindeki fotoğrafı koymadan, bazadan uzaklaştı. Ece'yle beraber bazanın altına baktık. Aynı fotoğraf yatağın altındaydı vardı. Ece eline alıp şaşkınca baktı. Hande şoka uğramıştı.
" Bu ne demek " diye bildi.
Ece" Aynısından çıkarmıştır, olamaz mı? "
Ece' ye destek amaçlı, " Olabilir " dedim. Bu tuhaf atmosferi yok etmek için olabilir demiştim, halbuki bende inanmıyordum yani şüpheli bir durumdu.
Hande Ece'nin elindeki fotoğrafı eline alıp, " Dışarı çıkın " dedi sesi oldukça sert çıkmıştı. İtiraz etmeden, sanki böyle bir hakkımız varmış gibi, soluğu odanın dışında aldık.
Ece şaşırmış yüz hattıyla, " Oyun oynuyor, bize " dedi. Belki haklıydı ama haklı olmaya da bilirdi.
" Olabilir" dedim.
" Peki şimdi ne yapacağız " dedim.
" Geç oldu,uyuyalım Hande biraz sakinleşsin içeri gireriz" dedi. Handenin ne zaman sakinleşeceğini bilmediğimizden, Ece'nin önerisini yok sayıp, zemin kattaki toplantı odasında kalmayı karar kıldık. Diğer kızlara mesaj atıp oraya gelmelerini söyledik. Biz odaya yol alırken, etraf sessizdi. Kimsecikler yoktu, erkeklerin ne yaptıklarını merak ediyorduk ama kurcalamamak en iyisi olduğundan, sessizce odaya yürüyorduk.Odada kızlar Hande'nin halini sorgulayıp durdular. Onlara yüzeysel olarak anlatıp konuyu kapattık. Herkes zemin kara gelmişti, kendimize yatacak yerler arıyorduk. Koltuklara iki büklüm kıvrılıp uyuma pozisyonunu aldık tabi ben ve Ece'nin kafası allak bullak olmuştu, deli sorularla boğuşuyorduk ve maalesef sorular yanıtsız kalıyordu, beynimin ağrıdığına yemin edebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belalı Okul
Teen FictionKırmızı sınırları vardı, okulun.Mutluluk için gelmişlerdi,arkadaşlıklar kazandılar.Bazen sınırları aştılar,çiğnediler sonunda ezilmek olsa bile onlar güçlüydüler .Belkide içlerindeki acıyı gömdüler,zaman zaman acısada gülümsediler.. Olay şehir dışı...