Kitabı okuyan sanırım dört beş kişi ama olsun ben onlar için bile yazarım. Umarım okurken hissedersiniz.🔥
Her yeni bölümde, yeni şeyler öğreniyorum. Görüşmek üzere...👍Keyifli okumalar.
Kollarımdaki baskı yavaşça koyboluyordu. Azda olsa rahatlamıştım ama gözlerimi açamamıştım. İki kolumda bir baskı hissettim. Biri beni sarsıyordu.
"Selen kendine gel" kulaklarıma ilişen bu cümle, bu ses yabancı değildi. Gözlerimi açar açmaz Ayazın endişeli yüzüyle karşılaştım, bir dizini yere indirmiş çökmüş bir şekilde bana bakıyordu üzerim toprak içindeydi sanırım ikimizde yere savrulmuştuk. Hiç bir tepki vermiyordum belkide veremiyordum. Elimi başıma getirip kan var mı diye baktım. Kollarımda çizikler vardı. Bende yada onda kan olmamasına sevinmiştik. En azından adını bile koyamadığım o krizi geçirmeyecektim.
"Tamam geçti" Ayaz bunları söylerken. Ben sadece bakıyordum. Ayaz ani bir hareketiyle beni kollarına aldı.
" Titreme artık, iyi misin?"
Titriyormuydum farkında bile değildim. İyi miydim. Bunların cevabını bulamıyordum.
Caddenin çıkışına doğru gelmiştik. O pis adamın beni getirdiği benzin istasyonundan geçmiştik. Biraz ilerde Ayaz'ın arabası vardı. Sanırım arabaya gidiyorduk.
Çok geçmeden arabaya varmıştık. Beni kucağından indirdi. Ben tepkisizdim.
Ayaz arabaya binecekken durdu. Ben ise beni bıraktığı yerde durmuştum.
"Arabaya binsene" dedi. Sinirliydi.
Cevap alamayınca yanıma gelip.
"Kendine gel artık, benden kaçayım derken , sözünü bitirmeden. Nefesini dışarı verdi.
" Beni neden kurtardın" dedim. Bunu neden söylediğimi bilmiyordum.
"Ölmek mi istiyorsun" dedi.
Ve aynı şey soruma soruyla karşılık veriyordu.
" Sen zaten beni öldürmeyecek miydin?"
"Evet hatta derini yüzecektim."
"Tamam işte neden kurtardın"
Kolumu tutup çekiştirdi, arabaya doğru. Arabaya bindirip kapını kapattı. Oda arabaya binip arabayı çalıştırdı.
Dışarıya gözlerimi dikmiştim. Ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Boş boş bakıyordum. Hayatım kadar boş olan bu an canımı yakıyordu. Ölseydim ne olacaktı ki. Kim üzülecekti. Cenazemi devlet alırdı. Gömüldükten sonra babam sıfatındaki şahış görünmek amacıyla mezarıma gelirdi. Peki sonra. İşte sonrası yok, unutulup gidecektim. Hiç var olmamış gibi. Gözlerimden süzülen yaşları tutma geriyi duymadan. Bıraktım kendimi. Ağzımdan süzülen o özlem kalbimi deliyordu. Annem Annem nerdesin. Anne olsaydın, böyle olmazdı. Anne neden neden gittin. Beni kimsesiz bıraktın.
Yaşlar yanağımdan süzülürken yanagımda ince bir sızı hissettim. Ellerimi sıkmaya başladım. Yüreğimdeki bu volkanı nasıl dindirebilirdim ki.
Gözlerimdeki yaşlar ellerimle silip. Etrafa bakamaya başladım. Aniden frene basıp arabayı durdurdu. Arabanın kapısına sıkıca tutundum. Kapalı olan gözlerimi açtım. Alnındaki damarlar belirginleşmiş sinirle yola bakıyordu. Kafamı çevirip bende yola baktım.
Sesizlik bürümüştü etrafı, konuşmasını bekledim ama konuşulacak gibi değildi.
"Ne oldu" dedim. Elimle gizlice yanağımdaki ıslaklığı sildikten sonra ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belalı Okul
Teen FictionKırmızı sınırları vardı, okulun.Mutluluk için gelmişlerdi,arkadaşlıklar kazandılar.Bazen sınırları aştılar,çiğnediler sonunda ezilmek olsa bile onlar güçlüydüler .Belkide içlerindeki acıyı gömdüler,zaman zaman acısada gülümsediler.. Olay şehir dışı...