Akif, duştan çıkıp hazırlandı. Bugün hastanede iki ameliyatı vardı. Ali Yiğit, dün Gönül'ün raporlu olduğunu ve okula gitmeyeceğini öğrenince, o da okula gitmek istememişti. Anaokulu, Gönül'ün yerine kısa süreliğine bir öğretmenle anlaşmıştı ama Ali Yiğit ısrarla okula gitmek istemediğini söylemişti. Gönül, Ali Yiğit'in okul saatlerinde onlarda kalabileceğini söylediğinde, Ali Yiğit sevinçle zıplamıştı. Akif, bu teklifi kabul etmemekte ısrarcı olsa da, rasyonel düşününce bu fikrin onun da işine yarayacağını fark etti. Çünkü Carlos gün içinde evde olamayacaktı; işlerini toparlamak için sürekli bir yerlere gitmesi gerekiyordu ve her yere Ali Yiğit'i götüremezdi. Ali Yiğit ile Gönül arasında oluşan o bağı herkes gözlemliyordu.
Akif, mutfakta demlenen kahvesini kupaya dökerken, Carlos da uyanmıştı ve mutfağa girmişti. "Zift gibi kahve içmeyi ne çok seviyorsun be damaksız," dedi Carlos, dolaptan süt çıkartırken. "Sen de ne narinsin. Erkek adam kahveyi zift gibi içer," diye yanıtladı Akif, bir yudum kahve alarak. "Ha ve ha sek erkek! Ben sütümle mutluyum," dedi Carlos, sütü biraz ısıtmak için cezveye koyarken.
Cezveyi ocağa yerleştiren Carlos'a, Akif "Bugün ameliyatlarım uzun sürecek, Ali Yiğit'in Gönül'e zorluk çıkarmasını istemiyorum. İşin erken biter mi?" dedi. Kendi kupasını raftan alırken Carlos, "Ali Yiğit'in zorluk çıkaracağını sanmıyorum. Zaten fazla işim yok, gelince kızların yanına giderim," dedi.
"Gönül yeni ameliyat oldu, biraz alan tanıyın, dinlensin. Olmazsa ben başka bir yol düşüneyim," diyen Akif, bir çıkar yol düşünmeye çalışıyordu. Kupasındaki kalan kahveyi lavaboya döküp bulaşık makinesine yerleştirirken, Carlos "Başka bir çözüm yolu bulana kadar Gönül okula döner zaten. Ayrıca kendi oğlunu tanımıyormuş gibi konuşuyorsun. Yiğit, Gönül'ü çok seviyor. Gönül de seviyor. Biz halimizden memnunuz, abicim. Hadi hadi, sen hastaneye git. Ali Yiğit uyanınca ben bırakırım," dedi Carlos.
Akif, bilgisayar çantasını alıp çıkmak üzereydi ki telefonuna bankadan gelen mesajla duraksadı. Yüklü miktarda bir para girişi olmuştu. Açıklama, babasının fabrikasının kar paylarının dağıtıldığını gösteriyordu. Akif, bu kadar yüksek bir miktarın alışılmadık olduğunu düşündü. Babasının kar payını harcamak ona huzursuzluk veriyordu, başı sıkışmadıkça dokunmuyordu. Telefonunu cebine atıp çıktı.
Merdiven başında ayakkabılarıyla cebelleşen Zümrüt ile karşılaştı. Zümrüt, bir yandan ayakkabılarını giymeye çalışıyor, bir yandan da kafasını Akif'e çeviriyordu. "Günaydın doktorum," dedi Zümrüt, Akif'i gözleriyle tarayarak. Dün bir şeyler olmuştu ama Zümrüt, ne olduğunu bir türlü çözememişti.
"Günaydınlar," dedi Akif, merdivenlere doğru yürümeye başladı. "Yöneticiyle konuşalım da şu asansöre bir baksın. Hasta var, yaşlı insanlar var, zor oluyor," diye de ekledi. Gönül'ü bulduğu merdivenlerden inip çıkıyor olmak ürpertiyordu Akif'i.
"Geçen yıl iki kere asansörde kaldım. Bakım yapıldı ama belli aralıklarla arızalar oluyor. Kusuruna bakmayın," dedi Zümrüt, gülümseyerek. Akif ile birlikte merdivenlerden iniyordu. "Gönül nasıl?" diye sordu Akif, merakla.
"İyi gibi. Gece sorun yaşamadık, sadece biraz durgundu. Belki sen sebebini biliyorsundur?" dedi Zümrüt, Akif'e bakış atarak.
"Ben mi? Neden ben biliyormuşum?" dedi Akif, telaşla. Gönül, Zümrüt'e olanları anlatmış mıydı? "Ameliyat öncesi ve sonrası yanında olan sensin. Belki narkoz ya da başka bir şeyden olabilir diye düşünmüştüm," diyen Zümrüt, artık emindi: Kesin bir şey olmuştu. "Narkoz olabilir pek tabii ama Gönül şokun etkisiyle de durgun olabilir, aksiyonlu bir hafta sonu oldu," dedi Akif.
"Hmm, öyle diyorsan öyledir doktor," dedi Zümrüt. "Ali Yiğit size bugün zorluk çıkarırsa, lütfen Carlos'a haber verin. Benim bugün iki ameliyatım var," diye hızlıca bir durum değerlendirmesi yaptı Akif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Bağım
RomanceSaçların kadın saçların, Sanki memleket kokuyor. Vatan toprağını öpen gurbetçi gibi, Öpebilseydim ya saçlarını. Mavilerin hüzünde boğulmuş gibi, Gözlerinden hüzün okunuyor kadın. Yazım Tarihi: 2016 2024 Temmuz İtibariyle Düzenlenmeye Alınmıştır