Yeni Hayat

413 30 1
                                    

Kahvaltı masası hızla toparlanmış, Zümrüt bilgisayarının başına geçmiş ve projesine odaklanmıştı. Gönül ise iş yerinin yolunu tutmuştu. İş yerine gelmek, Gönül için adeta bir terapi gibiydi. Zorluklar elbette vardı, ama iş yerindeki ortam ona huzur veriyordu. Çocuklarla vakit geçirmek, onlarla oyunlar oynamak, şarkılar söylemek, dans etmek, boyama yapmak... Tüm bu etkinlikler onun ruhunu dinlendiriyor, sanki bir avuç evladı varmış gibi hepsini ayrı ayrı çok seviyordu.
Gönül, günün planlarını gözden geçirirken anaokulunun müdürünün adını seslendiğini duydu. Müdür bey hafif bir gülümsemeyle sınıfın kapısında duruyordu. "Gönül öğretmenim, günaydın," dedi. Gönül, "Günaydın müdürüm," diyerek sınıfın kapısına yaklaştı. Müdür bey, elindeki dosyayı Gönül'e uzatarak, "Yeni bir öğrencimiz okula kaydoldu. Sizin sınıfınıza yerleştirilecek. Öğrencimiz Almanya'dan geliyor; dil problemi yok ama biraz izole bir yaşam sürmüş. Sağlık sorunları ya da problemli bir aile durumu yok. Ailesiyle ilgili bir durum var ama ben ilçede bir toplantıya gitmek zorundayım. Öğrencimiz bugün gelecek, size güveniyorum," dedi. Müdür aceleci bir tavırla konuştu ve "Şimdi çıkmam gerekiyor. Bir problem olursa mesaj atarsınız. İyi günler," diyerek hızla uzaklaştı.
Gönül, dosyayı açarak yeni öğrencinin detaylarını öğrenmeye çalıştı. Kafasında pek çok düşünce vardı ama önceliği, yeni öğrencinin okul ortamına en iyi şekilde adapte olmasını sağlamak olacaktı.
Sınıfa neşeli bir ses yankılandı: "Öğretmenim, günaydın!" Gönül dosyayı masanın üzerine bırakıp ve içten bir gülümsemeyle "Günaydın, Nazlı," dedi. Nazlı, sınıfın en konuşkan öğrencisiydi. Annesi, okulun anlaşmalı hastanesinde dahiliye uzmanı olarak çalışıyordu. Babası da yine aynı hastanede cerrahtı. Sınıftaki çoğu çocuk, hastanenin doktor ve yöneticilerinin çocuklarıydı.
Nazlı heyecanla devam etti: "Öğretmenim, yine en erken ben geldim çünkü sizi çok seviyorum. Sabah yüzümü bile yıkamadan okula gelmek istiyorum. Annem sürekli 'Tamam kızım, sakin, gidiyoruz,' diyor. Ay, çok komik!" Nazlı, bu sözleriyle kıkırdarken Gönül, onun yanağını sevgiyle okşadı. "Ben de seni çok seviyorum, canım kızım," dedi. Bu sırada sınıfın kapısında iki erkek öğrencinin itişip kakışma sesleri yükseldi. Gönül için yeni bir gün başlamıştı. Sınıf birer ikişer tamamlanırken Gönül'ün gözleri yeni öğrencisini arıyordu.
O sırada baba ve oğlu da okulun kapısından girmek üzereydi. Merdivenin son basamağını çıkarlarken çocuğun kalp atışları hızlanmış, yeni insanlarla tanışacağı için hem korku hem de merak duymaya başlamıştı. Babasının elini daha sıkı kavrayınca babası "Oğlum, iyi misin?" diye sordu. Akif, oğluna belli etmek istemese de o da heyecanlı ve endişe içindeydi. Geldikleri ilk günden ayrı kalacaklardı. Okul hakkında çok araştırma yapmamış olsa da başhekim Adnan, Akif'in Almanya'daki hem hocası hem de babası gibi olan kişi, içine su serpmişti. Kendi torunları da bu okula gitmişti ve hem idare hem de öğretmenler hakkında olumlu yorumlar yapmıştı. Zaten Adnan başhekim olmasa, Akif bu kadar hızlı karar verip Türkiye'ye kesin dönüş yapmazdı. "İyiyim baba, sadece biraz korkuyorum," diyen oğluyla duraksadı Akif. "Yiğit'im, korkmanı anlıyorum ama ilk günler normaldir. Sana bir sır vereyim: Ben de korkuyorum," dedi. Minik Yiğit bilmiş bir sesle "Ama babalar korkmaz ki," dedi. Akif bu yanıta gülerken "Evet ama korktukları şeyler de olabilir. Bak şimdi Yiğit'im taksiden inerken de gösterdim, benim hastanem orası." Akif Yiğit'in daha rahat görmesini sağlamak için eliyle hastane binasını işaret etti. "Eğer bir şey olursa ben hemen gelirim zaten ama senden yeni yaşamımıza alışmanı istiyorum. Biliyorum ki sen çok akıllı ve cesur bir çocuksun." diyen babasını onaylarcasına kafa sallayan Yiğit okulun binasına doğru bir adım attı. Akif mesajı almıştı. Oğlu cesurca davranıyordu. Hemen ona eşlik edip yönlendirmesiyle sınıfın kapısının önüne geldiler.
O sırada Gönül sınıfın kapısında, yeni öğrencisi ve babasıyla karşılaştı. Müdürün belirttiği gibi, çocuk biraz çekingen görünüyordu. Gönül, güler yüzlü bir şekilde yaklaşarak, "Merhaba, ben Gönül öğretmen. Seninle tanışmak çok güzel. İsmin Ali Yiğit, değil mi?" dedi. Yiğit, hafif bir gülümsemeyle başını salladı. Akif ise kadını tanımıştı. Sabah balkonda şarkı söyleyen kadındı! Siyah saçları sabah ki gibi ıslak değildi ama o koku geliyordu. Hanımeli kokusu... Nasıl bu kadar yoğun kokabilirdi? Bu koku Akif'e çocukluğunu hatırlatıyordu. Hanımelleri açmaya başladığında annesi evin her yerine hanımeli dalları koyuyordu. Bunun kıymetini o zamanlar anlayamamıştı Akif. Bunun da pişmanlığı vardı tabii. Zaten neyin pişmanlığı yoktu ki! Gözleri buğlanır gibi olduğu sırada Gönül'ün elini uzattığını fark etti. Usulca kendine uzatılan eli sıkarken elin minikliği ve yumuşaklığı içini mest etmişti. "Gönül Çelik, bu sınıfın öğretmeni benim. Müdür bey sabah biraz bahsetti, hoş geldiniz." diyen Gönül, yeni komşuları olduğunu bilmeden velisi ile tanıştığını düşünüyordu. Elini tutan adamın elinin soğukluğu içini üşüttü Gönül'ün. Elini çekerken gözlerini gözlerinden ayırmadığı adamın bir şey demesini bekliyordu; anlaşılan pek konuşkan biri değildi. Zaten erkek veliler böyleydi. Şimdiye kadar bütün erkek veliler oldukça az konuşan, bazı detayları aklında tutamayan kişilerden oluşuyordu. "Hoş bulduk!" diyen Yiğit, Gönül'ün arkasındaki sınıfa bakıyordu. "Arkadaşlarınla tanışmaya hazır mısın? Hadi gel, seni sınıftakilerle tanıştırayım," dedi Gönül, meraklı ve ürkek bakışlarla sınıfa bakmaya çalışan çocuğa. "Burada seni çok seveceğiz ve her şeyin çok güzel olacağını göreceksin," diye devam etti. Yiğit, öğretmeninin samimi ve sıcak yaklaşımıyla biraz daha rahatladı.
Sınıfın içi, çocukların neşeli sesleriyle dolarken, Gönül Yiğit'i sınıfa tanıttı. Yiğit, yavaş yavaş arkadaşlarıyla tanışmaya başladı ve Gönül, çocuğun adaptasyon sürecini gözlemleyerek, ona destek olmaya devam etti. Akif, endişeyle oğlunun sınıfta nasıl olduğunu izledi. Bir süre sonra, Yiğit'in gülümseyerek oyunlar oynadığını ve arkadaşlarıyla sohbet ettiğini görünce içi rahatladı. Akif, Gönül'ün nazik yaklaşımı ve profesyonelliği karşısında mutlu oldu. Yiğit'in yeni hayatında her şeyin güzel olması Akif'in istediği tek şeydi.

Gönül Bağım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin