Onu terasta gördüğüm ilk an her kız grubunda oluşan dalgalanma tabiki bizde de oluşmuştu. Kızları dürtüp bir yandan da ona bakmaktan kendimi alamıyordum. Bir kızdan çakmak istedi ve sigarasını yakıp dışarıyı seyretmeye başladı. Ben gözümü bir dakika olsun ayırmazken yakın arkadaşlarımdan biri döndü "adı Sefaymış konuşurlarken duydum" dedi. Ve o günden sonra benim için Sefa kaldı adı. Bir dakika olsun aklımdan çıkaramadım. Her daim görmek istiyor, onu görürüm diye erkenden dershane kapılarında dikiliyordum. Fakat kader ne şekilde yazılmışsa o şekilde çıkıyordu ortaya. Ne beklemelerim işe yaradı, ne de beklediğim Sefaydı... Kısa zaman sonra bir akşam üzeri sık sık gittiğimiz kafede dostlarla hoş beş etmek üzere toplandık. İşin doğrusu ben bunun için toplandık sanıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Vosvos
Non-FictionRutin dershane günlerinden biriydi yine. Ders öncesi teras dolmuş herkes içtiği sigaradan birbirini göremiyordu. Kızlarla oturmuş terasın köşesinde sohbet ediyorduk. Güneş olağan parlaklığında, gün her zamanki sıkıcılığındaydı. Ta ki o gelene kadar...