Bu cevap tahmin edebileceğiniz gibi " Onunla olmaz" olmuştu. Nedenini sorduğumda ise tüm hayatı boyu tek Bi kızı sevmiş olmasını sundular önüme. Yıkıldım. Fakat onu sevdiğimi, buna rağmen sevmeye devam ettiğimde gerçekten anladım. Başkasını sevdiğini düşünerek günlerce ona olan sevgimden vazgeçmemiştim. Seviyordum evet. Tüm ortak arkadaşlarımız öğrenmiş, hepsi aynı cevabı vermişlerdi. Bir dershane günü teneffüste terasta toplaşmış sigara içiyorduk. Hafta içi olduğundan ders saatlerimiz aynıydı. Tam onu konuşurken yanımıza geldi. Arkadaşlarım bi umut, yanımızdan bahane bularak ayrıldılar. Yalnız kaldık. O garsonun beni hala rahatsız edip etmediğini sordu, durumla ilgilendiğini söyledi. Rutin kısa bi sohbetten sonra canının sıkkın olduğunu anlamıştım. Neyi olduğunu sorduğumda ise aldığım cevap beni yıkmıştı. " Eski sevgilim aşağıda, çıkışta sevgilisi almaya gelecekmiş" dedi. O an sadece susmayı tercih ettim ve anladığımı belirttim. Kafamda sorularla derse girdim. O gün onu tekrar görmem için tek teneffüs yani sadece on dakikam daha vardı. Ders boyu neden buna bu kadar can sıktığını, onu hala sevip sevmediğini sormadığım için kendime çok kızdım. Bir sonraki teneffüs yine yanımıza geldi. Bu kez teneffüs bitimi ona " Hala seviyor musun neden bu kadar canını sıktın" diye sordum. Eliyle öyle böyle şeklinde hareket yaptı. Kafam iyiden iyiye karışmıştı. Ama inattım ve onu sevmekten vazgeçmeyecektim. Gün geçtikçe iki kelime edecek fırsat bulabiliyordum ve bu da onu sevmem için yetiyordu. Yetinmenin beni bu günlere getireceğini bilemezdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Vosvos
Non-FictionRutin dershane günlerinden biriydi yine. Ders öncesi teras dolmuş herkes içtiği sigaradan birbirini göremiyordu. Kızlarla oturmuş terasın köşesinde sohbet ediyorduk. Güneş olağan parlaklığında, gün her zamanki sıkıcılığındaydı. Ta ki o gelene kadar...