'8.' Ev arkadaşım

55 9 2
                                    

Şu an Rüzgar'ın evinde durmuş evimdeji yangını kimin yaptığını araştırıyorduk. Rüzgar masanın üzerindeki laptopunu kendine çekti ve kamera kayıtlarını izlemeye başladı.

"Siktir. Kameraların hepsi kasıtlı olaraktan bozulmuş. Hiç bir görüntü yok. "
Cevap vermedim. Ne diye bilirdimki zaten olan olmuştu. Evim yanmıştı.

"Eylül ?"
"Ne yapıcam ben?"
"Nasıl yani?"
"Artık bir evim yok. Yeni bir Ev alacak kadar paramda yok. Ailemin yanınada dönemem. Kendi ayaklarımın üzerimde duramadığımı bilmelerini istemiyorum. Bir ev parası istersem de bir iş çevirdiğimi anlarlar. Ömrümün sonuna kadar da otelde yaşayamam ya. "
Rüzgar 'anladım' anlamında başını salladı. Daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi hemen başını bana çevirdi.

"Benimle kal?"
"Ne ?"
"Benimle kal. Hem yalnız yaşıyorum ev arkadaşı olursun bana. "

"Yok canım olur mu öyle şey. "
"Eylül... Başka seçeneğin var mı?"
Bu sorudan daha çok tespit niteliğindeydi.
"Yok" dedim fısıltı şeklinde.

"Peki o zaman. Yangından kurtarabildiğimiz, eşyalarını alalım. Sonrada yerleştiririz seni."

*
Rüzgar'ın tam karşısındaki odaya yerleşmiştim.
Ferah bir odaydı içeriye baya güneş vuruyordu. Çalışma masası yatağı ve dolabı vardı. Fazla gereksiz eşyaları yoktu. Zaten sevmezdim fazlalık duran eşyaları. Açık mavi rengindeydi.

"Şimdiden söyliyim bazı şartlarım var."
"Ne şartı?"
"Gel salonda konuşalım. "

Aşağıya inerek ikili koltuğa oturdum. Oda karşımdaki tekli koltuğa.

"1- Beni gerekmediği sürece rahatsız etmiyorsun.
2- yine gerekmediği sürece odama girmiyorsun.
3- eve erkek atmak yok.
4- Arada sirada yemek yapıcaksın. Hep dışarıdan yemek zararlı. "

"Bitti mi?"

"Ha birde, eve getirdiğim kızlara karışmicaksın."

En son ki sözü kalbimde tanımlayamadığım bir acı bırakmıştı. Boğazım düğümlenmişti sanki. Ne yani ben evdeyken eve kız mı getiricekti?

"Bittiyse konuşman odama çıkmak istiyorum" tavrım karşısında bir an şaşırsada geri toparlanıp "bitti. " Dedi.

Odaya çıkıp kıyafetlerimi bavulumdan çıkararak dolabıma yerleştirdim. Bir az uyku fena olmazdı.

*
Uyandığımda saat akşam 6'ya geliyordu.
Odanın kapısını açmam la karşı odanın kapısıda aynı anda açıldı. Rüzgar uykulu gözlerle etrafısüzerken üstünde sadece baksırı vardı.

Hemen ellerimle yüzümü kapatarak "aptal mısın ya ? üstüne bir şey giyese dedim ve odadan çıkarak merdivenlere doğru yürümeye başladım.

Arkamdan "6- ne giydiğime karışamazsın. " Diye seslendi. Ellerimi gözümden çektim ve merdivenleri inerek "istersen birde çıplak gez. "
Diye homurdandım.

"Yine karışamazsın. " Diye seslendi arkamdan.
Aşağıya inip salondaki üçlü koltuğa yayıldım.

Oda gelip karşımdaki ikili koltuğa oturdu. Altına gri bir eşofman giymişti. Ama üstünde yine bir şey yoktu. Takmadım ve önüme döndüm.

Kumandayı alıp televizyonu açtı ve gezinmeye başladı.

"Benim karnım aç." Dedim aniden

"Git ye bir şeyler. "
"Pek"

Kalkıp mutfağa gittim. Buzdolabını açıp bir şeyler çıkardım ve yemeğe başladım.

Dolapta küçük kutu kola görünce onuda çıkarıp içmeye başladım. O sirada kapı çaldı.

"Ben bakarımm!" diye bağırdım.

Kapıyı açınca karşımda saçını düzleştirmesiyle beline kadar uzanan bir ceren gördüm.

"Senin ne işin var burada?"
Aa doğru benim burada yaşadığımdan bunun haberi yoktu dimi. Gerçi çağla haricinde kimsenin haberi yoktu.

"Beni burada görmeye alışsan iyi olur Ceren. çünkü seninde çok iyi bildiğin bi sebepten dolayı artık burada yasayacağım"

"Rüzgar'a yakın olmak icin bu seferde bu bahaneyi buldun demek. Ama sunu aklından çıkarma Eylül Rüzgrın senin gibi kızlarla isi olmaz!" dedi ve yanımdan geçip gitti

Madem savaş istiyorsun küçük sürtük. o zaman bizde savasırız!

YALNIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin