Yeni Evim

22 7 0
                                        


Sabah çok erken kalkmıştım.Saat 5'di.Pencereyi açtım.Gün daha yeni ağarmaya başlamıştı.Evimdeki belki son duşu almak için banyoya girdim.Normalde ılık suyla yıkanırdım ama bu sefer soğuk suyla yıkandım.Her değen su damlasıyla titriyordum ama yine de inatla suyun sıcaklığını değiştirmedim.Çıktığımda en sevdiğim siyah jeani ve uzun ve bol gri tişörtümü giydim.Hızla aşağı inip mükemmel bir kahvaltı hazırladım.Dolaptaki bütün yiyecekleri çıkardım.Geçen yaptığım pastayı bile.Tıka basa yemek istiyordum.Bir daha yeme şansım olmayabilirdi çünkü.Saat altıyı gösterirken koşarak annemlerin odasına koştum.Kapıyı tıkladım.İçerden yeni uyanmış birinin sesi gelmemişti.Kapıyı araladığımda tahminimin doğru olduğunu gördüm.Annemle babam büyük ihtimalle tüm gece uyumamış ve konuşmuşlardı.Buna rağmen uykusuz gözükmüyorlardı.Düşüncelerimi annemin sesi bıçak gibi kesti.

-Noldu kızım?

-Annecim,kahvaltı hazırladım.Hemen kahvaltı etmeliyiz.Bir saatimiz kaldı.

Annemle babam yüzümdeki sıradan ifadeyi görünce biraz tuhaf baktılar bana.Kahvaltı hazırlayacak takati ve morali potansiyelimin dışında tutuyorlardı herhalde.Ben aşağıya inip onları bekledim.Üzerlerini giyinip geldiler.Ailece yaptığımız son kahvaltımız olabilirdi bu.Keşke Kerim de bizimle olsaydı.Bütün düşüncelerden sıyrılıp sağlam bir kahvaltı yaptım.Sofrayı toplarken saat 6:35'di.Evimdeki son yirmi beş dakikam.Bunu iyi değerlendirmeliyim.Öncelikle bavulumu kapının önüne indirdim.Sonra bütün evi teker teker dolaştım.Babamın 7.yaş günümde aldığı müzik kutusu çarptı gözüme.Dolabın arkasında parladığını gördüm.O zamanda müzik kutusu mu olurmuş demeyin.Biz teknolojiyi geliştirmek yerine yeşili geliştirmeye yönelik çalışıyoruz.O yüzden sizin yaşamınızda ne varsa bizimkinde de biraz daha gelişmişi var.Müzik kutusunu da yanıma aldım.Son olarak melek kanadı bilekliğimi taktım bileğime.Her ayrıntısını inceledim.Gözümden düşen yaşı fark etmedim bile.Birden kapının zilini duydum.Saat yedi olmuş.Hemen aşağıya indim.Babamla annem kapının önünde bekliyorlardı.Üç asker vardı kapının önünde.Yüzlerinde maske olmasını beklerdim ama insanları daha fazla endişelendirmemek için maske takmamışlardı.İçlerinden temiz yüzlü olan adam konuşmaya başladı.

-Hazırsanız gidebiliriz.

Annem babama baktı.Babam da kafasını olumlu anlamda salladı.

-Bahar Aydın,benimle geleceksiniz.

Ben bavulumu alıp kapıdan dışarıya doğru adım atmalıydım aslında ama birden kendimi annemle babamın koynunda buldum.Annem ağlıyordu.Babam normalde soğukkanlıydı ama ne kadar soğukkanlı olursa olsun o da hüzünlenmişti.Ben de babama çekmişim;soğukkanlıydım.Ağlamadım ben de.Bu sefer kapıdan çıkma girişimimi yerine getirebildim.Benim peşimden annemle babam da çıkıyordu ama onlar benim ters istikametimde ilerliyorlardı.Bizimle birlikte evden çıkan bir çok kişi vardı.Defne'nin evinin önünden geçerken onu göremedim.Galiba önden gitmişti o.

Yol boyu susan askerle konuşmaya başladım.

-Durup dururken neden böyle bir eğitim alıyoruz?

-Bize bir bilgi verilmedi ama benim tahminimce büyük bir kargaşa olacak.

-Kargaşa derken savaştan mı bahsediyorsunuz?

-Evet.

-Peki neden haberlerde sebebini açıklamadılar?

-Diğer ülkeler bizim anladığımızı öğrenince habersizce üstümüze saldırabilirler çünkü.Ama bu savaş meselesinin yerine daha yumuşak ve basit bir sebep de olabilir.

Bu sözler üzerine derin bir iç çektim.Geri kalan yolumuz boyunca hiç konuşmadık.Sonunda yanında koca bir kalabalığın bulunduğu bir otobüsün yanındaki kalabalığa karıştık.Bana eşlik eden asker diğer askerler gibi sıraya geçti.Otobüsün ön camında büyük harflerle "19 YAŞ" yazıyordu.Sırayla otobüse biniyorlardı.O sırada Defne'yi gördüm.Ona ulaşmak için sabırsızlanmaya başladım.Sonunda otobüse adımımı attım ve Defne'yle göz göze geldim.Defne yine ağlamıştı.Yanını bana ayırmıştı.Hemen yanına oturdum.Yanına oturmamla kollarını boynuma doladı.Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Onu sakinleştirmeye çalışmadım çünkü aynı durumda olan onlarca kişi vardı.Sonunda hıçkırması geçti ve kafasını gömdüğü omzumdan kaldırdı.Gözyaşlarını silerek konuşmaya başladım.

-Defne,yapma böyle lütfen.Güçlü olman lazım.

-Nasıl olabilirim Bahar?Ailemi bir daha görme şansım olmayabilir.

-En azından biz ayrılmadık,öyle düşünsen?

Söylediklerimi duyunca rahatladı.Ona müzik dinlemesini söyledim.Bunu olumlu karşıladı.Kulağına taktığı gibi gözlerini kapattı.Uyudu mu uyumadı mı bilmiyorum.Kontrol etmedim rahatsız olmasın diye.Kafamı geri yasladım.Sol bileğimdeki iki altın sarısı kanatlara baktım.Refleks olarak okşadım onu.Bir süre gözümü ayırmadım ondan.Sonra izlendiğimi hissettim.Etrafıma bakındım.Bir çok tanıdıkla göz göze geldim.Dikkatimi camdan dışarısını izleyen ve sanki kendisini gizlemeye çalışan bir çocuk çekti.Yüzünü göremedim ama sanki tanıyormuşum gibi iyi hissettim onu görünce.Umursamadım açıkçası.Kafamı gömdüm yine.Kafamı biraz yana devirerek dışarısını izlemeye başladım.On dakika sonra otobüsün gittiği yoldan bir viraja girdiğini gördüm.Normal bir yoldu.Birden yerin içine doğru bir rampa ortaya çıktı.Gördüğüm anda karanlık bir tünele girdik.Ben olayın şokuyla uyuşan beynime izahlar yağdırırken otobüs durdu.Ön koltukta oturan asker ayağa kalkarak insanlara kapıdan çıkmasını ama talimatları almadan kendi başına hareket etmemesini tembih etti.Ön koltuktan başlayarak sırayla çıkıyorlardı otobüsten.Defne'yi dürttüm.Uyumuyormuş,hemen kulaklığı çıkardı.Sıra bize geldiğinde arkamızdan iki kişi daha geldi.Otobüsten indik ve otobüsün içindeki sıcaklıktan daha düşük bir sıcaklıkla karşı karşıya geldik.Asker otobüsün geniş bagajından teker teker bavulları ve valizleri çıkararak üstünde yazılı olan ismi okuyor ve sahibine teslim ediyordu.Defne'yle bavullarımızı alıp arka sıralara geçtik.Herkesin ismi okundu ve herkes eşyalarını teslim aldı.Sonra asker eşliğinde yaklaşık iki insan boyunda bir kapı şifresi girilerek açıldı.Herkes şaşkınlıkla etrafını inceliyordu.Bu gruba ben de dahilim ama mizacım dolayısıyla ortalama şaşkınlık belli etme oranını düşüren de benim bir yandan.Aydınlık ve geniş bir koridorda yürümeye başladık.Asker nerenin ne olduğunu anlatıyordu.Yemekhane,tuvaletler,spor salonu,antrenman alanı,silah eğitim odası,disiplin eğitim odası...Asker burada disiplin eğitiminden çok silah eğitimi alacağımızı söyledi.Yani tam olarak bir askerlik söz konusu değil.Sözlerini bitirdiği sırada başka bir asker geldi.Omuzlarındaki ışıltıya bakılırsa bu üst düzey biriydi.Askerin "komutanım" diye seslendiğini duyunca komutan olduğuna emin oldum.Bizi komutana teslim eden asker girdiğimiz devasa kapıdan dışarı çıktı.Komutan fazla konuşmuyordu.Sadece kuralları anlatıyordu.

-...Dolaplarınızda eğitimlerde giyeceğiniz üniformalar var.Eğitimlerin zamanlarını gösteren çizelge iki yatakhanede de mevcut.Su ihtiyacınızı yatakhanelerdeki büyük sebillerden giderebilirsiniz.Ayrıca her yatakhanede tuvalet vardır...Sorusu olan?

Bir kız kaldırdı.

-Komutanım,eğitim dışında sivil kıyafetlerle mi dolaşacağız?

-Evet.

Uzun süre bir sessizlik oldu.Bunun soru olmadığı açıktı.Bunu komutan da fark etti ve yatakhaneleri gösterdi.Koridorun en sonunda erkeklerin yatakhanesi,tam karşısında da kızların yatakhanesi vardı.Defne'yle beraber girdik yatakhaneye.Yan yana olan iki yatak seçtik.Çok şanslıydım.Yatağımın tam yanında pencere vardı.Bavuldaki kıyafetlerimi dolabıma koydum.Etrafımda pek çok tanımadığım yüz vardı.Çok masum bakışlı,mavi gözlü,sarı saçlı bir kız vardı.Sürekli gülüyordu.Turuncu saçlı,yeşil gözlü ve çenesinde ufak bir gamze olan suskun birisi daha.Sürekli durumundan şikayetçi sarı saçlı,açık mavi gözlü bir kız vardı.Onun yanından ayrılmayan çakma sarışın bir kız daha.Her tarafı dövmeyle kaplı,sert bakışlı bir kız.Çok tatlı kumral saçlı bir kız vardı.Halinden ve tavrından çok narin olduğu belli oluyordu.Yine kumral ela gözlü sessiz bir kız.Ağır bir kız vardı;kahverengi saçlı...Gruba son olarak da bizi eklersek tanıdıklarla ve anlatmadıklarımla birlikte yaklaşık 45-50 kişi vardık.Koskoca şehirde neden bu kadar azdık?Gerçi bizim yaşımızdaki bir çok kişi başka şehirlere ve ülkelere okumaya gitmişlerdi.Zaten bu şehrin genç nüfusu fazla değildi.Olanları düşünmemeye çalıştım.Hava kararmaya başlamıştı.Pijamalarımı giyip yatağa attım kendimi.Vücudum uyku için acele eder gibi kapandı gözlerim.

"

22.YüzyılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin