1. Bölüm: Cemre

2.1K 141 25
                                    

Birçoğumuza dünyada adalet yokmuş gibi görünür. Kötüler kazanır, yapılanların bedeli ödenmeden sükunet sağlanır. Halbuki o kötü sandığımız insanların başından ne geçtiğini gerçekte herkes bilmez. Belki de kendi adaletlerini sağlıyorlardır. Kim bilir, belki de kendilerini yine kendi vicdanlarından korumak için kullanıkları bahanelerden biridir bu da.

"Bütün gün neredeydin?"

Kulağında çınlayan sorunun cevabını düşünüyordu. Bazen gerçekten günleri ve saatleri karıştırdığı oluyordu. Sürekli yorgun olduğu kesindi. Günlük yorgunluğunun üzerine hayvanları beslemek için bir ton yiyecek hazırlamıştı. Akşam gün batarken kasaptan beş litre hayvan kanı almıştı. Eve gidince hazırlamak için bir tencereye döktüğü aklına geldi. Artık o tencereyi kendi yiyecekleri için kullanamazdı. Koyu parlak kırmızı kandan kendi karanlık yansımasını ve kanın keskin kokusunu hatırladı. Kanı boşalttığı poşeti dikkatle streç filmle kaplamıştı. Ertesi gün çöpünde bir damla bile kan görmek istemiyordu. Lavaboyu da sürte sürte ovmuştu. Buzdolabında bir tane dana dili, sandiviç olmak üzere bekliyordu.
"Bütün gün neredeydin diye sordum?"

Deniz onun çocukluktan arkadaşıydı. Beraber büyümüşlerdi. Onu kendisinden sonra en çok Deniz korurdu. En zor zamanında yanındaydı. Zamanı gelip dışarı salındıklarında Deniz onu hiç bırakmamıştı. Ve şimdi de onu kendisinden korumak için yine karşısına çıkmıştı. Hem de bu zengin züppelerin dolaştığı gürültülü mekana kadar girmişti. Sahi buraya girmeyi nasıl başarmıştı ki? Ama o başka bir şeye dikkat kesilmişti. Deniz'in yakasında kurumuş kan lekesi vardı. Acaba tıraş olurken yüzünü mü kesmişti? Ama yüzünde bir kesik bile yoktu. Yanlış görmüştü anlaşılan.

"Cemre beni duyuyor musun?"

"Sorun şu ki Deniz, beni fazla darlıyorsun. Eğlenmek benim de hakkım değil mi? Çevredeki insanlara baksana. Nasıl da şen şakraklar."

Çevredeki insanlar aslında şen şakrak olamayacak kadar uyuşmuş, iç bunaltıcı müzikle bir köşeye büzülmüş haldeydiler.

"Ve sen bu insanlarla eğleneceksin öyle mi? Hem de bu halde."

Cemre İstanbul'un bazı mahallelerinde potansiyel taciz mağduru olabilecek kadar dikkat çekici giyinmişti. Siyah derin dekolteli kıyafeti parlıyordu. Eteği o kadar kısaydı ki eğilse iç çamaşırı görünecekti.

"Ne varmış halimde?"

Müziğin ritmiyle bir o yana bir bu yana salınırken elindeki kokteylini yudumluyordu. Süt beyazı teni siyah elbisesiyle kontrast oluşturmuştu. Saçları ensesinde sıkıca topuz yapılmıştı.

"Cemre bu biz değiliz. Artık seni tanıyamıyorum."

Deniz'in yuvarlak sevimli çehresinden eser kalmamıştı. Kaşlarının ortası kırış kırış olmuştu. Çetrefilli gençliğinin sebep olduğu birkaç tel gümüşi saç alnının hemen üstünde parlıyordu. Deniz'in omzunun üstünden, viskisini yudumlayan uzun ince yapılı, keçi sakallı sevimli bir adamın ona dikkatle baktığını fark etti. Koluna hücum eden acıyla Deniz'e döndü.

"Çantandakilerle mi eğleneceksin?"

Cemre sertçe kolunu Deniz'in elinden kurtardı. Deniz'in gömleğini kavradı ve onu kendine çekti. Kırmızıya boyalı tırnakları kısacıktı. Birbirlerinin nefesini soluyabiliyorlardı. Deniz'in boyun kasları yay gibi gerildi.

"Deniz bir konuda anlaşalım. Senin korumana ihtiyacım yok. Hiç olmadı. Daha ağır konuşmak istemiyorum. Şimdi git ve beni rahat bırak."

Cemre'nin gözü Deniz'in kurumuş dudaklarına kaydı. Deniz'in yakasını tutan elleri gevşedi. Yavaşça gözleri yüzlerine kenetli bir halde birbirlerinden uzaklaştılar. Cemre hızlıca çantasından minik beyaz bir hap çıkardı. Ağzına attı ve kokteylinin içindeki pipetinden birkaç yudum içki çekti. Deniz'in nefrete dönüşen bakışlarını görünce önce şaşırdı sonra omuz silkip ona sırtını döndü. Müziğin ritmiyle salınmaya devam etti. Az önce ona dikkatlice bakan genç adamı vücudunu incelerken yakaladı. Gözleri buluşunca Cemre ona gülümsedi. Adamın şaşkın ifadesi yavaşça değişti. Cemre'nin her hali çok hoşuna gitmişti. Arkasında Deniz'in sinir krizi geçirdiğini tahmin etmek güç değildi. Yandan baktığında Deniz'in sırtını dönüp kapıya doğru seyirttiğini gördü. Artık rahat edebilirdi.

KİMLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin