3. Bölüm

102 14 5
                                    

Köy gibi bir yerde olan küçük bir eve geldik. Sadece 2 oda ve 1 mutfaktan oluşan bir ev. Burada nasıl yaşayacaktım? En önemlisi de bu kadın benim annem mi olacaktı? İstemiyordum. Ben kendi evimi istiyordum. Neden kimse bana bir şeyler söylemiyordu? Dışarı çıkmak istiyordum. En azından açık hava bana iyi gelebilirdi. Kimseye sormadan dışarı çıktım. Mahallenin kalabalığı beni ürkütürken nereye geldiğimi anlamaya çalışıyordum. Beni ailemden koparan bu insanlar yaptıklarının cezasını çekeceklerdi. Eninde sonunda babam beni bulacaktı. Bu düşünce sayesinde korkmuyordum. Sadece onların bana zarar verebileceklerinden endişe duyuyordum. Beni karanlık evden kaçıran ve daha ismini bile bilmediğim kadın yanımda belirdi. Yere çömeldi. Ellerimi tuttu ve bana çok güzel bir kız olduğumu, bundan sonra benim ailem olacağını ve hiç üzülmemem gerektiğini söyledi. Duyduklarımın etkisiyle bir anda gözümden gelen yaşlara boğulmuş bir şekilde buldum kendimi. Bundan sonra nasıl güçlü olacaktım. Annem babam ve hiç göremediğim kardeşim neden yanımda yoktu? Ben bu ayrılığa nasıl dayanabilecektim? Özlem duygusu şimdiden ağır basmışken, kendi kendime bahçede oyalamaya karar verdim. O zaman kendime ikinci bir söz verdim. Onları bulacaktım. Ne zaman olursa olsun elbet bir gün buluşacaktım.

Gitgide buraya alışıyordum, Tam 5 yıl olmuştu. Buna rağmen Esma teyzenin kocasına baba diyemiyordum çünkü Mehmet amca eve pek uğramayan, Esma teyze ile iyi geçinemeyen bir adamdı. Bu yüzden sabah erkenden çalışmaya gider, iş çıkışı da kahveye gider eve geç gelirdi. Onunla çok konuşmuşluğumuz olmadığından pek ısınamamıştım. Günün birinde Esma teyzeye neden beni kaçırdıklarını sordum.

"-Benim güzel kızım, bundan sonra sana hep doğruları söyleyeceğim. Babanla eskiden ortak olan Tunç Bey aslında çok yakın olmalarına rağmen günün birinde babanla işleri gitmeyeye başlamıştı. Baban Tunç Bey'e yüklü bir miktarda para verebileceğini teklif etti. Tunç Bey pek ikna olmasada paraya ihtiyacı olduğu için kabul etmek zorunda kaldı ve işlerini ayırdılar."

Sesimi bile çıkarmadan dikkatlice dinliyordum. Eskiyi hatırlamak bana iyi gelmese de öğrenmek istiyordum. Şu an neden yanımda olmadıklarını bilmek istiyordum. Esma teyzeyi başımla onaylayarak devam etmesini istediğimi belli ettim.

"- O zamandan sonra Tunç Bey halinden pek memnundu. Parası vardı ve çalışmıyordu. Tüm hayatını kötü işlere adamış bir adam olmuştu. İstediği her şeyi yaptırabilir ve herkesi istediği gibi çalıştırabilirdi. Bende onlardan biri olmuştum. Mehmet amcan ile her şeyi denersek deneyelim bir türlü bebeğimiz olmuyordu. Bu yüzden özel bir hastanede tüp bebek tedavisine başlayacaktık. Bunun parasını karşılayabilmemiz için ikimizinde çalışması gerekiyordu. Tunç Bey'in kocaman evinde hizmetçilik işini kabul etmek zorunda kalmıştım. Tüm evin işleri benden sorulurdu. Tüp bebek tedavisi tutmaya başlamıştı fakat hamile bir bayanın evdeki o ağır işlere katlanamaması nedeniyle bebek yine düşmüştü ve artık tüm inancımızı yitirmiştik. O zamandan beri Mehmet amcan yüzüme bakmaz oldu. Bende ihtiyaçtan dolayı çalışmaya devam ettim. Gün geçtikçe parası tükenen ve babana son kez ağır bir acı yaşatmak isteyen Tunç Bey kardeşinin doğacağı gün seni kaçırdı. Sırf ailene işkence edebilmek için küçücük bir kızın hayatını mahfetti. O gün senin evden kaçmaman için başkalarını tutmuştu fakat bir mucize oldu ve adamlar bir anda ortalıktan yok oldular. Tüm bu olanları uzaktan izleyen ben orada senin başına gelebilecekleri düşündüğüm anda içeri girdim ve seni oradan götürmeye karar verdim. Senin bebekliğin, herkesi gördüğü anda etkileyebilecek bir masumluğa sahipti. Senin annen olmak istedim ve seni oradan kaçırma fikrini kendi kendime bir kez daha onayladım. Bu olanlardan dolayı babanı sakın suçlama kızım. Baban her zaman ailesi için tüm hayatını feda edebilecek bir adamdı. Baban Tunç Bey'in işten ayrılmasını istedi ama ona karşılığını vermişti. Bu olayların tüm nedeni Tunç Bey'in işten çıkmasını kendisine yedirememesi yüzündendi. Parasın son damlasına kadar bu iş için harcayan Tunç Bey 4 yıl önce yatalak oldu. Yanında bir tek kardeşi Tuna Bey vardı. Oda çok dayanamadan yurt dışına kaçtı ve Tunç Bey çok az bir zaman sonra Hakkı rahmetine kavuştu."

Gözlerimden akan yaşlar çoğaldıkça kendime güçlü olmam için fısıldadım.Bu yaşadıklarım belki küçük bir kızın anlaması için çok zor ama ben tüm gücümle bunlara katlanabilecek bir şekilde büyüdüm. Beni orada terk edilmemem için fedakarlık yapan Esma teyzeye baktım. Yüzündeki çizikler hayatını ne kadar zor geçirdiğinin bir kanıtı sayılırdı. Ona doğru yürüdüm ve sıkıca sarıldım. Belki gerçek annem yanımda değildi ama eminim ki kardeşim ona sımsıkı sarılıyordu. Bende bu aciz kadının hep sahip olmak istediği çocuğu olarak ona annelik duygusunu tattırabilmem gerektiğini düşündüm ve bundan sonra her şey farklı olmaya başladı. Her zaman içimden ona "Anne" diye seslenmek geçse de hiçbir zaman bunu dile getirmemiştim. Genellikle Esma teyze derdim fakat artık zamanı gelmişti.

"-Anne beni hiç bırakma olur mu?"

Esma annem bu sözün karşılığında uzun bir süre yüzüme baktıktan sonra gözünden düşen tenime düşen gözyaşları tenimi yakmıştı. Bu duygu benim için hem çok özel hem de çok can yakıcıydı. İkinci kere aynı duygunun yarattığı bu his ile yaşanmışlıklarımı hatırlayınca Esma annemin kucağına sokulup uzun bir süre ağladım.

Yine o kız, kardeşim. Bahçe kapısının oradan izliyordum onları. Annem, babam ve kardeşim. Beraber çok mutluydular. Babam kardeşime "Prensesim" diye sesleniyordu. Bana da hep prensesim derdi. Kardeşimi omzuna aldı ve uçuyormuşçasına koştular. Etrafa yayılan kahkaha sesleri tüm bedenimde yankılanırken orada çöküp kaldım. Yılların hasreti beni yıkmıştı. Orada güçlü bir kız olamamıştım. Annem görse bana kızar ve "Melekler ağlamaz." derdi. Ayağa kalktım onlara daha çok yaklaştım ve beni görebilecekleri bir yere geçtim. Sadece gözlerimi dikmiş onlara bakıyordum. Mutluluklarına...

Kardeşim beni gördüğünde irkildi. Üstümdeki kıyafetlerle onlar gibi olmadığım anlaşılıyordu. Annem kardeşimin elinden tuttu ve bana derhal bahçeden çıkmamı söyledi. Duyduğum bu söz ile tüm hayatım başıma yıkıldı. Beni istemiyorlardı. Yoksa tanımamışlar mıydı? Kardeşim üstümdeki kirli kıyafetleri göstererek anneme bir şeyler dedi ama duyamadım. Aynı anda hem sağır, hem de dilsiz olmuştum. Konuşmaya gücüm yoktu. Dilimden çıkan kesik sözler bahçeye savrulurken bir anda gözlerimi açmıştım. Ter içinde kalmıştım. Esma annem korkuyla başıma gelmiş bana iyi olup olmadığımı soruyordu. Yine bir rüya ve yine hayal kırıklığı.

"-Annem beni istemiyor mu? Neden beni almaya gelmediler? Kardeşimi benden çok mu seviyorlar?"

Bunun üzerine Esma annem yüzüme baktı ve uzun bir süre ne diyeceğini bilemez bir halde suskunluğunu dile getirdi.

-"Onlar seni sevmez olur mu hiç. Seni çok aradılar kızım ama ben seni sakladım onlardan. Benim kızım olmanı istedim. Lütfen bana kızma bebeğim."

-"Sana kızmıyorum anne. Ben senin kızınım."

MERİHÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin