6. Bölüm

81 8 8
                                    

Merhaba arkadaşlar! Bayram nedeniyle ve okullar açılacağından fazla bölüm yayınlayamayacağım. Bölümlerin çok hızlı ilerlediğini düşünenler varsa eğer şöyle söyleyeceğim ki asıl konumuz Merih'in gençlik yaşantısı olacağından küçüklük hayatını biraz hızlı geçmek zorunda kalıyorum kusura bakmayın. Spoiler: Bundan sonraki bölümler genellikle heyecanlı ve olaylı geçecek. Takipte kalın, sizi seviyorum!

Öğretmenin ağzından:

 Kucağımda olan bu öğrenci fazlasıyla çok kan kaybediyordu. Oraya gittiğimde kimse onu taşımaya cesaret edememiş şaşkınlıkla etrafa bakmaktaydı. İsmini bile bilmediğim bu sarışın kız tuvaletteki ihmalsizlikten dolayı çok acı çekiyordu. Hızlı adımlarla onu revire kadar götürebildim. Oraya bırakıp dışarı çıktım. İlk defa bu kadar yakından görmüştüm fakat siması tanıdık geliyordu. Okulda görmüş olmalıydım.

Zihnimi kurcalayan bu soruları bir kenara atarak uzun bir zaman sonra odaya bir daha girdim. Pansumanın ardından ağrı kesici vermişlerdi. Odanın tabanındaki kanları gördükçe daha çok içim acıdı. Onu acılar içinde gördüğüm andan itibaren başıma saplanan o keskin ağrı geçmek bilmemişti.

"Beni Esma anneme götürün!"

Duyduklarımın etkisi ile bir süre öylece bakakaldım. Belki kimse için bir anlam ifade etmezdi ama benim için can alıcı bir cümleydi. Olayın üstünden 2 ay geçmesine rağmen sanki dün yaşamışım gibi her şey bir anda gözümde canlandı.

***

O gün prensesimin doğum günüydü.9 yaşına girecekti. Babası ile birlikte ona yaşayacağı en güzel doğum gününün hazırlıklarını tamamlıyorduk. Telefonun çalması ile yan odaya yöneldim.

"Dadısı kızım hazır mı? Buradaki işler bitmek üzere."

"Beren Hanım, Mersa'nın hastalığı yeniden tekrarladı. Mide bulantısı devam ediyor. Bir kaç kere çıkarttı. İsterseniz onu alın."

"Tamam. Sen onu hazırla hemen geliyoruz."

Eşime bir çırpıdan anlattım ve yola çıktık. Kızımın hastalığı bitmek bilmemişti. Her gece ateşleniyor, ağrıları başlıyor ve midesi bulanıyordu. Hastane ihtiyacı duymadan bir kaç ilaçla bir süreliğine geçtiğini sanmıştık fakat dinmek bilmemişti. 

Hastanedeki bir kaç tahlil ve testin sonuçlarını beklemeye koyulduk. Geçen uzun bir sürenin ardından meraklı bekleyiş sona erdi ve doktorun bize doğru gelmesi ile ayaklandık. 

"Mersa'nın hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte. Kızınız bu duruma kadar nasıl dayandığını aklımız almıyor. Acilen tedaviye başlamamız gerekiyor. Yoksa..."

"Yoksa ne? Doktor Hanım benim kızıma bir şey olamaz. Derhal işlemleri başlatın gerekli tedavi ne ise hepsini yapın. İzin veriyoruz."

"Bu o kadar kolay bir hastalık değil Beren Hanım. Kızının üzgünüm ki lösemi hastası. Gereken tedaviyi hemen başlatacağız fakat ileride ilik nakline ihtiyacımız olabilir. Sizin, eşinizin ya da başka bir çocuğunuz varsa onun dokusuna uygun olup olmadığına bakmamız gerekiyor ve bu işler baya maliyetli."

"Mersa bizim tek kızımız. Ne gerekiyorsa yapın. Hiçbir şeyden kaçınmayın."

2 Saat Sonra

Mersa birazdan ameliyata girecek. Elimizden gelen her şeyi yapacağız. Beraber atlatacağız bu hastalığı. Sedyesinde önümüzden geçen masum kızıma bir kere daha baktım. Biraz endişeli biraz da korkmuş bir şekilde bize bakıyordu. Samimi görünerek el salladım. Cevap alamadan hızla ameliyathaneye girdiler.

"Allah'ım benim kızımı sen koru. Ona şifa ver."

3.5 saatlik bir bekleyişin sonunda içeriden büyük bir bağırtı geldi. Hemen kapıya koştum. Oradaki hemşireler içeri girmemi engelleyerek beni dışarı sürüklediler. Ses daha netleşmişti.

"Beni anneme götürün! Lütfen! Sizi istemiyorum!"

Kızım içeride acıyla bağırıyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Kahretsin. 

"Seni kurtaracağım bebeğim." 

***

"Tamam korkma bak ben öğretmenim. Annene hemen haber vereceğiz. Canın çok acıyor mu?"

"Hayır. Ben güçlü bir kızım hiçbir şey beni incitemez."





MERİHÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin