D.O.C. '6.Bölüm.'

304 16 10
                                    

Emre'nin Anlatımından.

'Sen kimin sınıfındakini aranıza alıyorsun lan ?' sözüyle eş zamanlı olarak yere yapışan Bartu , daha doğrulamadan aldığı bir diğer darbeyle yere yığıldı.

Haber spikeri gibi konuştuğumu söylemeden geçemeyeceğim.

Bartu 'Lan, yeter !' Diye bağırdığında Süm elini uzatıp onu kaldırdı.

'Hak ettin ama.'

'Tamam , döv. Döv demiyorum. Ama züppelerin önünde dövmen hiç hoş olmadı.' Deyip pantolonunun dizlerini silkeledi.

Süm parmak ucunda yükselip kolunu Bartu'nun omzuna attı ve devam etti 'Sen zaten hiç hoş olmadın ki.'. Bartu da Süm'ün omzuna elini atıp 'Sen de bir uzayamadın gitti.' Dedi.

'Münakaşanıza lütfen ileride devam edin.' Diyen İlayda'ya ikisi de el sallayıp halı sahaya doğru yürümeye başladılar.

'Bunlar hangi fabrikanın defolu ürünleri böyle ?' Diyerek fikrimi söylediğimde Melis 'Emre , bunlar fabrika ürünü olsa böyle mi olurlardı ?' Dedi.

Gülüp kızları oturmak zorunda kaldıkları Belediye Bank'ından kaldırdım ve 'Berkay bizi bekler , matmazeller.' Dedim.

'Emre sen anahtarı bize ver.' Diyen İlayda'ya tek kaşımı kaldırıp 'O niye ?' Dedim.

'Şimdi sen sınıftan çantalarımızı getireceksin ya , biz de öyle ezik gibi arabanın yanında beklemeyelim.'

'Öyle bir şey olmayacak hanımlar!' Dediğimde Melis 'Öyle bir şey olmazsa Almaya'dan aldığın saatin Belediye'nin çöpüne gidecek , Emre.' Deyip ona emanet ettiğim bebeğimi havada salladı.

'Tamam tamam. Yeter ki bebeğime zarar gelmesin. Getiriyorum çantaları.' Deyip bir adım attığımda dönüp 'Kız bak o türünün son örneği.' Dedim.

'Eğer koşmazsan Emrecik , o son örneği de kalmayacak.' Deyip saatimi sallamaya devam etti Melis.

Koşarak içeri girip merdivenleri çıktım. Profesyonel futbolcu olduğum için bu konuda hiç zorlanmadım tabii ki.

Sınıfın açık bırakılan Kapısı'ndan  girdiğimde İyem'in çantasını karıştıran birini gördüm. Koşar adım yanına varıp kafasına vurdum. O elindeki kağıdı düşürürken ben de onun Edin olduğunu anladım.

'Napıyorsun ?' Dedim.

'Hiç.' Dedi.

'Hırsızlık yapıyordun.' Dediğimde 'Saçmalama. Sadece bunu İyem'e verecektim. Onu göremeyince çantasına koymak istedim.' Deyip zaten çalmak istese de kredi kartından başka bir şey bulamaz diye düşünüp 'Ne verecektin ?' Dedim.

Elindeki kağıdı gösterip 'Bana getireceği ödev hakkında bilgilendirme kağıdı.' Dedi.

'Ben veririm.' Deyip elinden kağıdı aldığım gibi katlayıp arka cebime koyduktan sonra kızların almak için beni de peşlerinden Londra'ya sürükledikleri çantaları alıp aşağı indim.

Arka kapıyı açıp çantaları kucaklarına attıktan sonra sürücü koltuğuna geçip kemerimi taktım.

'Çantalar çok yakışmıştı.' Diyip Anahtarı uzatan İyem'e 'Zengin çantası zengine yakışır.' Deyip Anahtarı kontağa taktım.

'Şimdi çantalarınızı da aldığınıza göre bebeğimi bana verin.' Dediğim an İlayda arkadan saatimi kucağıma Attı.

'Niye atıyorsun İlayda ? Ya kırılırsa , ya küserse ?' Diyerek saatimi sol bileğime takıp şöyle bir baktım da Alman saatinin duruşu bile bir başka oluyordu yahu.

DEVLET OKULU(Coğrafyacım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin