Tanışma

257 24 10
                                    



sabahın erken saatlerinde uyanmıştım. Dün geceki yaşananlardan sonra denizi izlemek için sabırsızlanıyordum. Hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdim. Annemleri uyandırmamak adına sessiz hareketlerle evden çıktım. İçimde tarif edemediğim çocuksu bir heyecan var. Hayatımda ilk defa denize giderken bucoşkuyu yaşıyorum.

    Hızlı adımlara çok kısa bir sürede sahile geldim. Deniz son derece harika gözüküyordu. Denizi rahat bir şekilde izleyebilmek için kendime güzel bir bank seçtim ve denizi seyre daldım. Denizin etkleyici sesi beni fazlasıyla sakinleştirmişti.Dalgaların uyum içindeki dansına tanık oluyordum. Şuan ki yüz ifademe bakılacak olursa dün intihar edecek olan birisine hiç  benzemediğimi söyleyebilirim. Bırak dalgaların dansını görmeyi denizi izlemeye geldiğime bile inanamıyorum. Keşke dalgaların oluşturduğu  muazzam ahenke bende katılabilsem diye geçirdim içimden. Tam o sırada yanımdan bir ses geldi

    -Katılabilirsiniz.

şaşkınlıkla sağıma doğru kafamı çevirdim. Yanıma bir adam oturmuştu. Denize nasıl odaklandıysam adamın geldiğini fark edememişim. Ama beni asıl şaşırtan şey adamın düşüncelerimin içine sanki beni duyuyor gibi karışmasıydı.

bi anlık şaşkınlıkla adama hiçbir şey söylemediğimi farkettim.

peki ya nasıl katılacağım? diye sormaktan kendimi alıkoyamadım.

adam benim bu soruyu soracağımı biliyormuş gibi anlamlı bir tebessüm etti. Hayatın  ritmine kulak ver. Ve kendini rahat bırak kendiliğinden dalgalar gibi hayatla uyum içinde dans ettiğini göreceksin.

hayatın ritmi olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir ritmi olsaydı her şey benim için çok eğlenceli olurdu. Fakat tam tersi hiçbir zaman mutlu olamıyorum her şeyden çok çabuk sıkılabiliyorum.

ritmin olduğunu düşünmemenizin sebebi ritmi duyamadığınızdan kaynaklanıyor. Siz daha önce ritmi hiç duymaya çalışmadınız. Duymak istediğiniz zamanlarda da zihninizin gürültüsünden maalesef bu mümkün olmadı. Ritmi duyamadığınız ve hayatla uyum içinde olamadığınız için kendinizi yorgun ve bitik hissediyorsunuz. Her yaptığınız şey canınızı sıkıyor. İnsanlara karşı içinizdeki üzgün kişiyi göstermek istemiyorsunuz ve mutlu kişiyi oynuyorsunuz. Bu güçsüz bir yaşam tarzıdır. Belkide mutlu olamamanızın sebebi bu dur.

yeni tanıştığım bu adam sanki benim yaşantımın bir kısmını biliyormuş gibi konuşuyordu. Şaşırmakla beraber bu adama   kanım ısınmıştı. Çok içten ve etkileyici konuşuyordu. Fakat dün yaşadıklarımdan sonra şimdi de böyle bir sohbet etmem gerçekten inanılmaz bir şeydi. Tesadüfün olmadığına inanmaya başlayabilirim dedim kendi kendime.

o kadar çok yoruldum ki çalışsam bile ritmi duyabileceğimi sanmıyorum. Kafam çok karışık her saniye binlerce düşünce kafamda dolaşıyormuş gibi hissediyorum. içimde konuşan sesi hiç dahil etmiyorum. . Sanki beni hayata karşı kinlendiren öfkelendiren bir ses varda benimle sürekli iletişim halinde gibi.Beni kemirmekten başka bir şey yapmıyor

Bu ses hepimizde var. bu arada ben george.

Bende jack diye kendimi tanıttım.

Bak jack bu ses hepimizde var. Ben bu sese zihin diyorum. İnsanı sürekli üzmek sinirlendirmek isteyen enerjini tüketen bir ses. Bu ses yani  düşünceleri kontrol edemezsek hayatımızı maalesef yaşanmayacak hale getirebiliyorlar. Sokakta yürürken, gece yatağında yatarken, duş alırken, tuvaletini yaparken ve ya öylesine boş bir vakitte  geçmişte seni üzmüş şeyleri, haksızlığa uğradığın konuları sana hata yapan insanları hatırlayabilirsin. Bu olaylarda yaşadığın üzüntü ve öfkeyi tekrar hissedersin. çünkü bilinçaltımızın zaman kavramı yoktur geçmişte yaşadığın bir şeyi hatırladığında veya gelceği düşündüğünde şuan gerçekleşiyormuş gibi düşünür ve o duyguları tekrardan hissettirir. Bu sayede başına gelen kötü bir olaydan sonra ne kadar zaman geçerse geçsin seni tekrardan üzebilir. Uyanık olmalısın jack zihninin oyunlarına kanmamalısın.

Öze dönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin