-Ne zaman uyanır?
-Merak etmeyin. Çok az kaldı.
-Tanrım. Ne kadar da güzel.
- Tabikide güzel olacak aptal. O bir Tanrıça.
- Liam! Louis! Sessiz olun.
Başımın üstünde seslerine bakılırsa beş kişi vardı. Uzaktan gelen bu sesleri bir süre agılayamasamda sonunda bilincim tam olarak yerine geldiğinde yavaşca gözlerimi araladım.
- Uyanıyor.
Az önce duymadığım ince ses konuşmaların durmasını sağlamıştı. Bir kaç kez kırptıktan sonra netleşen görüntüde ilk önce karşıma beyaz tavan çıktı. Sağıma ve soluma baktığımdaysa yanımda altı kişi vardı. Biri sanırım hemşire ya da doktordu. İkisi erkeklerdi ve sanırım ikizlerdi. Ya da ben tam anlamıyla kendime gelememiştim. Biz diğeri benim yaşlarımda kızıl saçlı yeşil gözlü bir kızdı. Odadaki son kişiyse sarı dalgalı saçları masmavi gözlü çok güzel bir kadındı.
- Kraliçe Mariana.
İkiz olduklarına emin olduğum iki kişiden biri sarı saçlı güzel kadına bakarak dikkatini çekmek için seslendi.
- Tatlım.
Bakışlarımı bana doğru seslenen hemşireyle ona çevirdim.
-Bedeninin uyuşuk olduğunu biliyorum. O yüzden beni duyabiliyorsan gözlerini kırp.
O söyleyene kadar uyuşukluğu hiss edemiyordum. Fakat sonrasında tek bir parmağımı bile kıpırdatamadığımı anladım. Sonraysa onları duyduğumu bildirmek için gözlerimi yavaşca kırptım. Yüzüne büyük bir gülümseme yayılırken az önce ikizlerden birinin söylemesiyle adını öğrendiğim Kraliçe Mariana'ya döndü.
- O iyi efendim. Bir saate tamamen kendine gelir.
Sadece gözlerimi kıpırdata biliyordum ve bu berbat bir şeydi. Hemşirenin bir saate kendime geleceğimi söyledikten sonra gözlerimi kapattım ve kendimi uyumaya zorladım. Ne de olsa karşımda daha bir saat vardı. Ve bir saatin sonunda sorulacak onlarca soru.
- Tanrıçayı buldular efendim. Onu buldular.
Beli bükük gezen ve üzeri yırtık kirli kiyafetlerle sarılan kel adam karşısında durduğu kişiyi bilgilendiriyordu. Ve karşısında kim vardı bilmiyorum ama ondan korkuyor gibiydi.
- Başka bir şey?
Hiç bir şekilde yüzünü göremediğim ama garip bir tınısı olan sesiyle konuşan bu adamın etrafı siyah ateşlerle kaplıydı.
- Yok efendim.
-Gide bilirsin Patagor.
Kel adam karşısındakinin önünde zaten bükük beliyle biraz daha eğilip büyük demir kapıdan çıktı.
Gözlerim hızla açılınca bir an irkildim. Bu rüya ya da her neyse okulda gördüğüm görüntüler gibiydi. Uzandığım yatağın tam yanında bulunan pencereden bakınca havanın karardığını anladım. Yatakta doğrulunca hareket edebildiğimi anladığımda hızla yataktan kalktım. Üzerimde beyaz bir elbise vardı. Kısa kollu elbise bana oldukca bol duruyordu. Ayakkabılarımın olmadığını anlayınca bozuntuya vermeden ilerlemeye devam ettim. Büyük tahta kapıyı açıp dışarı çıktığımda taştan duvarları olan uzun bir koridorla karşılaştım. Koridoru aydınlatan meşalelerle burası bir saraya benziyordu. Yalın ayakla taşlı zeminde ilerlerken buraya doğru gelen üç kişiyi görünce onlara bir şey sora bilirim umuduyla durdum. Sonunda tam yanıma geldiklerinde üçüde durup bana garip bir şekilde bakmaya başladılar. Kumral olan kaşlarını çattı.
- Sende kimsin?
Ne diyeceğimi bilmeden onlara bakarken ikisinin ortasında olan sarışın çocuk ukala bir biçimde konuştu.
- Boş verin. Muhattap olunacak biri değil.
O sırada taşlı zeminde duyulan topuklu ayakkabı sesiyle dördümüzde o yöne döndük. Uyandığımda yanımda olan kızıl saçlı kız elinde bir sürü paketle bu yöne doğru geliyordu. Beni görünce yeşil gözleri büyüdü ve koşarak yanıma geldi.
- Aman Tanrım. Kalkmışsın. Bende senin yanına geliyordum. Hazırlanman gerek.
Hiç bir şey anlamayarak ona bakıyordum. Oysa az önceki üç kişiye döndü.
- Hemen alana gidin.
Ardından beni kolumdan tutarak az önce çıktığım yere sürükledi. Sonunda beni yatağın yanına geldiğimizde bıraktı. Elindeki paketleri yatağa bırakıp bana döndü.
-Harika olacaksın.
Heyecanla paketleri açmaya başlayınca kendime gelerek onu durdurdum.
- Dur. Sen kimsin?
Yeni hatırlıyormuşcasına tepki verdi ve heyecanla konuşmaya devam etti.
- Tatlım ben Retra. Senin element yardımcınım.
- Ne yardımcım?
Şaşırmış ve kaşlarım çatılmış bir biçimde ona bakıyordum.
- Element. Bak şimdi. Otur ve beni dinle.
Başka çarem olmadığından yatağa oturdum ve konuşmasını beklemeye başladım.
-Bizler Ateş,Su,Hava ve Toprak olmak üzre dört elemente bölünürüz. Bu asırlardır böyle. Fakat bundan tam on sekiz yıl önce sen dünyaya geldin. Sen farklıydın. Burda çocuklar ya insan doğarak element yardımcısı olur ya da anne ve babadan birisinin elementini alır. Ama sen yeni bir elementin temelini koydun.
Kaşlarım çatılmıştı. Çok şaşırmıştım. Böyle şeyler sadece filmlerde olmazmıydı?
- Sen Kristal Elementinin temelini koydun. Ya da bu sadece sende olacak.
Elim istemsizce omzumdaki doğum lekeme gitti.
-Ve evet. Doğum lekende bu yüzden böyle. Kanatlı bir...
- Kristal.
Derin düşünceleri erteleyerek Retra'ya döndüm.
- Peki benim neden bunlardan haberim yoktu?
-Sen doğduğun zaman seni istemediler. Senin lanetli olduğunu düşündüler. Seni öldürmesi için Haynes isimli su elementi yardımcısına verdiler. Haynes annenin ve babanın yakın dostlarıydı. Onları öldürülünce Marianayla yani halanla anlaşıp seni şifaci Miranda'ya verdiler. Miranda senin gerçek annen değil Alexa.
Tüm bunlar...Ve duyduklarım sanki bir hikayenin parçasıydılar. Şimdiye dek yaşadığım hayat gerçek değildi. Şimdiye dek olan kişi ben değildim.
- Haynes'in seni öldürmediğini öğrendiklerinde onu öldürdüler. Bunca yıl kimseye senden bahs edilmedi. Senden haberdar olanlar susturuldu. Konuşanlar öldürüldü. Ama on sekiz yıl sonra zalim kral Hades ve onun yandaşcıları isyan tarafından yok edildi. Mariana Kraliçe seçildi. Her kese senden bahs edildi. Ve her kes bir aylık bekleyişin sonunda Bilinmeyen Element'i görmek için bu gece toplandı. Bu gece bilinmeyen Tanrıça'nın yükseliş gecesi olacak. Bu gece kayıp olan bilinmeyen elementin sahibi ortaya çıkacak.
Tek kelimeyle büyülenmiştim. O zaman her şeyi unuttum. İçimde hiss ettiğim güç ölçülemezdi. Damarlarımda akan gücü hiss ediyordum. Sol omzumdan akarak kalbime ulaşan ve tüm bedenime yayılan gücü hiss ediyordum. İçimde parlayan Kristal'i hiss ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Element
FantasyOnun hakkında hiç bir kitapta yazmıyor. Hiç kimse onu bilmiyor. Onun hakkında hiç bir şey bilinmiyor. Onun sadece adı var. Ve o daha önce kimsede olmadı. O BİLİNMEYEN ELEMENT ♢♢♢♢♢♢ Tüm hakları saklıdır.