Bölüm 16 • Leylak Kokulu Şarkılar

840 89 6
                                    

.:: İkiye On Kala - Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim Var ::.

Şilan elindeki biletleri üçüncü kez geri verdi bana. "Onu hatırlatacak hiçbir şey istemiyorum." diye ekledi. Bu sahne artık zihnime kazılı durumdaydı.

"İyi de ne yapayım ben bunları. Ona götürüyorum istemiyor sana getiriyorum sen de istemiyorsun." Sonlara doğru sınıfta olduğumu hatırlayıp sesimi az da olsa kısmıştım. Şilan bir süre notlarına baktı sonra tekrar bana döndü.

"Sadem'le git," dedi omuz silkip "Evet, evet Sadem'le git." Bir süre öylece durdum. Sadem de isterdi "Güzel bir anı olur."

"Ama..."

"Aması falan yok. Eğer bizi bahane edeceksen deneme bilr çünkü artık biz diye bir şey yok."

"Çıkabilirsiniz." diye duyurdu hoca ben Şilan'a cevap vermeye hazırlanırken. Şilan yeni edindiği arkadaşlarının yanına gitmek üzere ayağa kalkarken ona cevap vermemi engellemişti.

"Sadem'le git." dedi arkasını dönüp yürümeden hemen önce. Sınıf boşalırken biletlere bakıp kendi kendime fısıldadım.

"Feridun Düzağaç sever mi ki Sadem?"

* * *

Konser günü ilk olarak öğleden sonra tamirde olan arabamı almak için Nevzat Usta'nın tamirhanesine gittim. Hafta sonu tamirhaneye uğramaz düşüncesiyle bir gün önceden aramıştım onu ama asıl amacım bana kızgın olup olmadığı konusunda ağzını aramaktı. Bir ay önce almam gereken arabayı kafamın estiği tarihte almayı dilediğim için tavır yaptı biraz. Allahtan cumartesi de çalışıyormuş, yoksa konsere gitmek için taksi kullanacaktık. Hatta onu bulamazsak toplu taşımalardan birini...

Tamirhaneye girdiğimde Nevzat usta eğilmiş bir arabayı tamir ediyordu.

"Kolay gelsin usta." dedim kendimi fark ettirmemek adına. Kafasını kaputtan kaldırdı ve bana şöyle bir bakıp tanımaya çalıştı. "Arabayı almaya gelmiştim brn." dedim yardımcı olmak adına. Ellerini tulumuna silip bana yaklaştı. Tavrını hala koruyordu haklı olarak.

"Birkaç gün daha gelmeseydin satacaktım arabayı. Tozlandı zaten, modeli falan da eskidi. Sen bunu sat, yeni bir şey al bak." Hafifçe tebessüm ettim. Biraz abartmıştı Nevzat usta. Zaten meşhurdu onun mübalağaları.

"Haklısın ustam da öğrencilik hayatı işte. Yoluma da tersti biraz o yüzden oldu böyle."

"Öyle diyorsan öyledir." dedi ve yanıma, anahtarların asılı olduğu levhaya yürüdü "İyi baktım deninkinr, iyi." derken üzerinde 'Demirkan' yazan anahtarı aldı eline.

"Sağolasın usta." Üzeri örtülü olsa da tanımıştım arabamı. Onu almak için birinci sınıfta bir barda vokallik yapmıştım. Ara sıra da sokakta çalmıştım bir şeyler. Merih de yardımcı olmuştu bana işe başlayınca. Ve olan olmuş, yaz tatilinin başında tanıştığım arabayı tatilin sonunda yaralamıştı Arda.

Nevzat ustaya borcunu ödeyip ayrıldım oradan. Uzun süredir sürmediğim için başta biraz zorlansam da sağ salim ulaşmıştım evin önüne. Arabayı park edip eve çıktım. Erdem ve Arda salonda maç özeti izliyorlardı. Onlara katılmak için ortalarına, kotuğa atladım.

"Düzeltebilmişler mi hasarı?" diye sordu Erdem Arda'nin elindeki cips paketini çekerken.

"Düzeltmiş Nevzat usta."

"Hadi ya." dedi Erdem "Neyse, Arda'ya veririz birkaç dakikada eski haline geri döner." Ben gülerken Arda Erdem'e bakıyordu.

"Sıra senin arabana da gelecek" dedi televizyina dönerken.

SademHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin