0.3

964 82 16
                                    

Yazım hataları ve gecikme için özür dilerim.

"Senin de bir şeyler bildiğini biliyorum. "

"Seni kim dönüştürdü? Sürün nerede?"

Tepsisini kenara çekti ve ellerini masaya koydu. Gözlerini fark edilecek kadar bir sürede kapadı ve açtı.

"Bir sürüm yok ve beni kimse de dönüştürmedi. "

Kaşlarımı çattım, kimse dönüştürmediyse o zaman nasıl kurtadam olmuştu?
Tek bir seçenek vardı;
"Ailende kurt olan başka kimler var? "

Geri çekildi ve sandalyesine yaslandı.
"Kimse."

"Bu imkansız..!"dedim ve hızla devam ettim. "Mutlaka biri olmalı! Ailende kurtadam geni taşıyan biri olmalı ki, sen de dönüşmüş olmalısın. Eğer.."

Düşündüklerini daha fazla dike getirmemeye karar verdiğimde, buna izin vermedi.
"Eğer ne?"

"Eğer onlar senin gerçek değilse..."

Hızla ayağa kalktığında ne olduğunu anlayamadım ama hızlıca arkasından koştum.
"Malia! Bekle! "

Bana aldırış etmeden yemekhaneden çıktığında arkasından koştum.

"Sorun ne?"diyerek elinden tuttum ve onu durdurdum.

"Bana ailemin gerçek ailem olmadığını söylüyorsun! Sorun bu! "

Sinirliydi ve haklıydı da, bu pat diye söylenecek bir şey değildi.
"Özür dilerim, saçma bir fikirdi. Seni kızdırdıysam özür dilerim..."

Elini bırakmamış olduğumu o, elini çekene kadar fark etmemiştim.

"Kızmamın sebebi senin bunu söylemiş olman değil. " Tam olarak bana döndü ve devam etti. "Benim de bunun doğru olduğunu düşünmem. "

"O zaman öğrenelim.."dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. "Birlikte.."

Bana sanki çok tuhaf bir şey demişim gibi baktı, sonra yüzünde samimi bir gülümse oturunca aynı şekilde karşılık verdim.

Telefonu uzun süre çaldığı için tam kapamaya yelteniyordum ki, açıldı.
Malia'nın boğuk sesi kulaklarımı doldurduğunda onu uyandırdığımı fark ettim.
"Stiles..." Boğuk sesiyle adımı söylediğinde nedensiz yere gerildim. "Bir sorun mu var?"

"Uyuyor muydun?"

Uykulu sesinden onu uyandırdığım çok açıktı ama yine de sordum.

"Evet, neyse sorun değil. Ne oldu?"

"Hani hastaneye gidip doğum kayıtlarına bakacaktık. Öyle konuşmuştuk, hatırlamıyor musun?"dediğimde ayakta gezinmeye başladım.

"Bu saatte mi?"

Saat neredeyse gecenin 12'siydi ve böyle bir soru sormak da haksız sayılmazdı.

"Babam şerif ve bu yüzden güvenliklerin yemek saatlerini ve nöbet değiştirme saatlerini bilirim. Yaklaşık yarım saat sonra bir saatlik bir ara verilecek, o zamana kadar hastanede olmalıyız."

"Pekala, hazırlanıyorum şimdi. Hastanede mi buluşalım?"

"Seni 15 dakika sonra sokağınızın başından alırım."diyerek telefonu kapattım ve bugün onu bıraktığım-evet, onu okuldan sonra ben bıraktım- sokağın başına sürmek için evden dışarı çıktım. Şanslıydım ki, babamın nöbeti vardı.

"Üzgünüm, babami uyandırmadan çıkmaya çalıştığım için biraz gec kaldım."derken yan koltukta yerini aldı.

"Sorun değil, sadece beş dakika."

Arabayı hastaneye doğru sürerken gözlerimle onu kontrol ettim, yaklaşık bütün yolculuk boyunca dudaklarını dişleyip durmuştu.

"Koparacaksın."dediğimde dudaklarını dişlemeyi bırakıp anlamadan bana baktı. "Ne?"

"Dudaklarıni dişlemekten koparacaksın. Gergin misin?"

Ister istemez dişleri yine dudaklarının üzerine gitmişti ki, gülerek geri çekti ama gülmesi uzun sürmedi.

"Birazdan ailemin gerçek ailem olmadığını öğrenebilirim; evet gerginim."

"Özür dilerim.. Bu fikri uygulayalım diyen bendim. Istersen geri dönebiliriz."diyerek tepkisine baktım.

"Hayır.. Hatta sana bu yüzden teşekkür ederim. Gerçeği öğrenmek istiyorum."diyerek gözlerini yola dikti ve kararlı bir ifadeyle bakmaya devam etti.

"Hah! Tam zamanında gelmişiz. Bak işte gidiyorlar. " diyerek jipimin yanından hastaneden uzaklaşan güvenlik görevlisini işaret ettim ve arkamdaki Malia'ya döndüm.

"Dosyaların oradaki görevli de çıkmıştır, gidebiliriz. "

Hastaneden içeri girdiğimizde Malia ile yavaşça ilerledik. Kulağıma doğru yaklaştı ve fısıldadı. "Bu odanın nerede olduğunu biliyor musun?"

"Evet, bu taraftan."diyerek hastanenin köşesindeki ve genellikle çok kullanılmayan merdivenlere götürdüm ve merdivenlerden aşağı inmeye başladık.

"İşte bu oda"diyerek elimle birkaç kolidordan sonra vardığımız odayı elimle işaret ettim.

"Hastaneyi avucunun içi gibi biliyorsun."

Ensemi kaşırken onu cevapladım. "Annem hastayken neredeyse her günüm burada geçiyordu. Ta ki, o gidene kadar. "dediğimde bana baktı ve üzüldüğünü belli eder şekilde kafasını yere eğdi.

"Ben özür dilerim.."

"Sorun değil, gel dosyayı bulalım."diyerek arşive girdik.

İkimizde aramaya koyulmuştuk, birkaç dakikanın ardından Malia durdu ve kafasını kaldırdı.

"Biri geliyor."dediğinde telaşla etrafıma bakınmaya başladım. Sonunda bir kapıya gözüm çarptığımda Malia ise söyleniyordu.

"Güvenlik görevlisi, ceketini unutmuş, onu almak için geliyor. Stiles çok yakında."diyerek bana baktı.

"Tamam buraya gel."diyerek kapıyı açtım ve bir yığın kağıdın atılmış olduğu bu küçük, iki kişinin zor girebileceği odaya girdim.

Malia da yanıma gelip girdiğinde yavaşça kapıyı kapattık.

A-4 kağıt toplarının olduğu bu odada ikimiz sıkışıp kalmıştık ve Malia'nın yüzünü zar zor görebiliyordum. Malia yavaşça fısıldadı. "Sıkıştım, ayrıca şuan bana arkadan değen şey tahmin ettiğim şey değildir umarım."

Utançla fısıldadım. "Galiba o."dediğimde "Tanrım.!"diyerek hareket etti ve sanırım yönünü değiştirdi.

"Iyi mi-"diyemeden birden ağzımı eliyle kapadı.

Sebebini, dışarıdan gelen ayak seslerinden ve sonradan duyulan kapı açılma sesinden anladım.

Birkaç saniye boyunca öylece kaldık ve sonra kapı sesi geldiğinde rahatlayarak sırtımı duvara dayamıştım ki birden bulunduğumuz odanın ışığı açıldığında irkilerek doğruldum.

Malia ağzımı kapatan elini beni düşmekten kurtarmak için çekmişti, zaten yakın olan vücutlarımız biraz daha yakınlaşmıştı.

Kolumdaki eliyle beni yukarı doğru çekti ve birkaç saniye öylece kaldık.

"Iyiyim."diyerek kapıyı açtım ve çıktım.

Tekrar dosyayı aramaya koyulduğumuzda Malia'dan 'Buldum!' sesi duyuldu.

Açtığım dolapların kapaklarını kapatıp yanına gittiğimde dosyadan kafasını kaldırmamıştı.

"Ne buldun?"diyerek dosyaya baktım ama kapağı bana doğru dönük olduğu için hiçbir şey göremiyordum.

"Yok."dedi kafasını kaldırmadan. Sonra bana baktı. "Doğum belgem; yok."

Jet Black Heart|StaliaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin