Cem'in Son Notu:

28 4 0
                                    

Her insanın içinde kabuk bağlamaz korkuları var.Sevdiklerini üzmek gibi ya da onların acı çekmesini ve sonunda onlardan istemsizce kopabilmesi gibi böyle olmasını istemiyorum.Ama bana bunu yıllar yaşatıcak.İnsanlar birbirleriyle konuşur,kavga eder,güler.Nedense ağlarken tek başına oluyorsunuz.Kimse yok.Ara sıra Berra nın sözü aklıma geliyor. Kabul ediyorum biraz farklı... Hatta baya farkı biri.Çocuk gibi kalın boyama defterleri alıyor.Üstünde Sünger Bob falan var.Üstüne de neşeli günler yazmış.Bir gün masada görünce dalmış bakıyordum.Jilatini üstündeydi yeni almış belli ki.Sonra sesiyle irkildim. "Hadi.Sen de bana hiç büyümiyecek bu kız de ve gül!"Şaşırmıştım. "Ama bu ne?"dedim.Soğukanlı bir tavırla boyama defteri dedi.Peki neden aldın? Diye sordum.Üzgün anlarım.Çok oluyor ve bu defter benim neşem...Diye anlatırken köşedeki aynadan ona bakıyordum. Boynun hizasındaki biçimli duran kıvırcık saçları, boyununda elinde kalp tutan taşlı altın melek kolyesi ki bu kolye annesinin ona hediyesi ve bütün kızların zarif bulduğu kolye.Kulağındaki küçük sarı taşlı küpeleri...Saçlarını bu sefer toplamış.Tel tokayla iki yandan az birşey tuturmuş.Böylece sert bakan gözleri daha da ortaya çıkmış.Yüzü çocuk gibi ne bir kalem ne de ruj.Üstünde siyah rambo atlet ve gri sportik yarım ince kazak var ve kollarını sıvamış.Altında da siyah kot...En son gözleri gözlerime takıldı.Gözlerinde masumluk ama bir o kadar da çetinlik ve nefret vardı.Tam gözlerimi çekicem derken gözüm dudaklarına takıldı.Koyu kahve ve mora çalan bir rengi vardı.Sanki dudaklarına karamel dondurma yapişmış. Saçlarının arasında da böyle karamelimsilik vardı.Ama orta kahveydi saçları. En son bana" neşeli olmak için kullanıyorum. "Dedi.Düşünsene.Bir defterle neşeli olabiliyor.Ailesini düşünüyor. Sevdiklerini üzmekten korkuyor. Hiç kimseyle de ilgilenmiyor. Keşke diyorum...Ondaki vicdanin yarısı bende yok.Babamı onun kadar ne düşünüyorum ne de bağlı kalabiliyorum ya da kimseye.Babası için endişeleniyor.Onun gibi asker olmak istiyor.Bu kadar sevgi diye bahsedice de "Ben babama aşığım."diyerek kesip atıyor.Böyle kızı ne kızı...Erkek gibi.Kimseye boyun eymiyor. Laflarını da acımadan yapıştırıyor.Karşımdakini kırarmayayim diye düşünmez.Hele de hiç tanımıyorsa.Felaket! Genellikle benim babam hariç babasının bütün askerler arkadaşlarından ve çocuklarından uzak durur.Görünce kafasını çevirir, uzaklaşır, başka şeylerle ilgilenir.Bu huyu çok güzel geliyor bana.Bu yüzden o ne isterse o olacak! Herkese verdiğim sözler aklımda ama ona herkez bağlı kalıyor. Bende dahil . Sanırım onun için çırpıncam. Ne kadar beni kırarsa kırsın yeri ben de hep aynı.Yokluğunu asla yaşamak istemiyorum.Kalbime değil ömrüme yazılmış gibi.İlker'de bana."Bu kızla konuşamazsam ölürüm!"diyor.Sadece o değil ben de! Giderim.Durmam yani! O nereye biz oraya.Başına belayız. Bize tembih etti."Eğer ailenizi (o benim ailem)yani istediğimi yapmazsanız sizi Tugaya gömerim asker!"dedi. Bizim İlker'in gözüne bakarak ölmemiz gerekti.Dediğimde...Berra.Off o gülüş dişlerinin düzgünlüğü allah sahibini öldürsün bana bağışlasın bu nedir ya?Onunla ilk tanışmamızda ne tanışması yüzüme ya bir kere baktı ya da bakmadı.Bunu diğer asker çocukları gibi bana da yaptı.Ama yine de orda onunla sanki gurur duydum.Enteresan oldu yani böyle hiç insanları umursamaz dik kafalı biriyle tanımamış olmamadan herhalde.Ona sevgi değilde sanki bütün erkekler olarak hayranız.Kimine göre sinirli, uyuz,anlayışlı olmayabilir. Ama kimse savaş ruhlu, gayretli, istediğini elde edemeyen,oturmasını kalkmasını bilmeyen biri diyemez. Bir insanı bütün hocaları, bizler, askeriye...Herkez mi taktir eder? O yüzden bizlerin ve ailesinin yarını oldu.Bu nedenle sesiz ve sinirli.Ama sinirini kimseden almaz.Hep farklı yollarla sinirini geçirir. Koşarak, yüzerek, resim boyayarak. Bu hareketleriyle ona hayran oluyorum. Kafasındaki hayalleri inşallah olur!!Olsa da kurtulsak(!)Hepimiz ne dersek diyelim ona tutunuyoruz .O bizi bırakırsa fena düşeriz (o bizden kurtulur.)ve bir daha tutan olmaz.O ise sadece kendisine tutunuyor.O yüzden bu kadar dirayetli ve olgun.Kimseyi takmayan bakışları, gülüp geçmesi,onu ve sevdiği insanları üzenleri ölmekten beter etmesi,sinirlenince gözlerinin kızarması,insanları iyi kandırması, hiçbir özürü kabul etmemesi, bekletilmekten nefret etmesi, anne ve babasını kimseyle paylaşmaması, bütün turuncu meyveleri sevmesi, yemekten ilk önce kalkması,sülalesindeki insanların hiçbiriyle muhattap olmaması,sevdiği hocalarının ve ailesinin dışındaki kimsenin dediklerini kaale almaması, gitar çalması...Gibi özelliklerinin hepsi ona çok yakışıyor...Sanırım bu hayat onsuz zorlaşıyor!!

:))

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin