SEVGİLİ SALAK GÜNLÜK

03 SALI

Margaret (Margırıt) dans komitesinde, bu oldukça tuhaf, çünkü Margaret sanki donunun içine bir gelincik kaçmış gibi dans etmesini bekleyeceğiniz tiplerden biri. Tam olarak bir kız gibi değil. Maymunkız diyceğiniz cinsten biri.

Dans bu ayın sonunda, ama içinde birkaç balon olan bir jimnastik salonunu, harika bir peri masalı salonuna dönüştürmek haftalar alıyor.

Margaret benden afişlere yardım etmemi istedi (yaldız konusunda becerim efsaneye dönüştüğü için). Ben de bir tane yapmayı kabul ettim.

O ise bir JİLYON farklı afişi istiyodu ama yaldızlama uzun zaman alır ve acele ederek bir deste afiş yüzünden yaldız ünümü mahfedecek değilim (Yöntemin ilk kuralı güzel şeylerin vakit aldığıdır, tutkala da acele iş yaptıramazsın.).

Birkaç tane de kendi yapsın diye önerecektim, ama Margaret kalem çiğneyen biri olduğundan, afiş yapmak herhalde onun için imkansızdır. Bütün o lezzetli yazma araçlarının önüne yayılmış olduğunu görünce, kendini açık büfede sanabilir.

Demek ki başka birinin afişleri yapması GEREKİYOR.Afişler, olayın önemli bir parçası çünkü oğlanlara, dansa kimi çağırmayı istedikleri ama çağırmayacaklarını planlamak için haftalarca zaman bırakıyor.

Kızlara da kendilerini dansa kimin davet etmesini istediklerini, ama davet edilirse hayır demelerini planlamak için yardımcı oluyor.

Bu yaldızlaştırma işinde bir efsaneyim, ama yaldızlama yeteneğim bu kadar muhteşem olduğu için katkılardan dolayı Bayan Anderson benim resim öğretmenim ve EİA (En İyi Arkadaş) gibi bir şey olsa da kendisi bir öğretmen. Ama ender olarak öğretmen giysileri giyer ve bir garson, hatta belki de hava durumu spikeri kadar güzeldir. Müdür Yardımcısı Devon enişteyi, ilk çıkmaya başladıklarında Carol teyze ondan sonsuza kadar, hatta belki de daha uzun süreyle nefret ediyordur.

Herkes Bayan Anderson'ın Pırıltılı Her Şeyin Tek Efendisi olduğunu bilir ve bana da şaşırtıcı pırıltılama tekniklerinden bir kısmını öğretti. Bunlar öyle kusursuz teknikler ki onlara Yaldız-Savaşları da denebilir.

Carol teyze, Bayan Anderson'dan nefret ettiği için, teyzemin yanında onun hakkında asla iyi bir şey söylemem. Onun bunun hakkında yoğun duyguları olan insanlarla o şeyler hakkında konuşmazsın, çünkü bu uyman beklenen Tek Kural'dır.

Yani, bir fareye dur durak bilmeden kedilerin ne kadar harika olduğunu anlatmazsın ya da arkadaşın Kardan Adam'a yaz mevsimini ne kadar özlediğini söylemezsin ya da Bayan Bruntford(Börnford)'a (kafetarya hanımı) günde dokuz on kek yemenin ne kadar zararlı olduğundan söz etmezsin.

Gene de Carol teyzenin artık bu durumu atlattığını düşünüyorum, çünkü onu düğüne "Bayan Sanat-Manat"ı da davet ettiklerini söylerken duydum. Bunun Carol teyzemin Bayan Anderson'a taktığı şifreli ad olduğundan eminim ve bu, ona önceden taktığı, bir dizi hakaret içeren uzun adından daha iyi.