"dans etmeye bak sen sadece."

48 9 39
                                    

  Eve gelmiştim. Yürüyüşüm biraz tuhaftı. Topallıyor gibiydim. Umarım annem fark edip de soru yağmuruna tutmaz diyerek kapıyı çaldım. Gülümseyerek açtı, birkaç şey sordu ve beni odama yolladı. Yırtmıştım. Fark etmemişti. Üstümdeki kıyafetlerle kendimi yatağa attım. Üstümden tır geçmiş gibi hissediyordum niyeyse. Çok yorgun hissediyordum. 

  Gök gürlemeye başlamıştı. Belliydi zaten, hava hafiften kararmaya başlamıştı. En sevdiğim hava tipiydi. Biraz daha yattıktan sonra kalkıp üstümü değiştirdim. Daha rahat olayım diye eşofman ve üstüne salaş bir tişört geçirdim. Saçımı da topuz yaptıktan sonra ders çalışayım dedim. Hem ödevler vardı, hem de yarın sözlümüz olacaktı.

  Kulaklığı takıp şarkı açtım. Masam cam kenarına doğruydu, yani yağmur yağarsa izleyebilecektim. Aynı şekilde sırtım da kapıya dönüktü. 

  Kendimi kaptırmış çalışırken birisinin bana dokunmasıyla yerimde zıpladım. Arkama baktığımda Cenk'i gördüm! Yok artık! Hayal mi görüyorum acaba diye düşünüp gözleri tekrar açıp kapadım. Birkaç adım arkamda durmuş, bana bakıyordu. Üstünde siyah bir pantolonla kazak vardı. Ben ise ev halimleydim. Ve şu an görünmek isteyeceğim en son kişilerden biriydi Cenk...

  Kendimi toparladım anında. O ise hala benden geride duruyor, konuşmuyordu.

"Senin ne işin var burada?" dedim fısıldayarak. Niye fısıldadığımı ben de bilmiyordum. 

"Niye fısıldıyorsun ki? Gizli gizli gelmedim merak etme. İyi mis-" dediğinde sözünü kestim. Yüksek sesle konuşuyordu ve annem bizi duyabilir, o gittikten sonra bin tane soru sorabilirdi.

"Şşş." diyerek koridora çıktım. Kimse yoktu. İçeri girip kapıyı kapadım. Cenk ise anlamamış gibi bakıyordu. Kaşlarını çatarak:

"Aymira manyak mısın, napıyosun ya?"

"Manyak değilim Cenk. Ayakta kaldın, gel otur. Koltuğa ya da yatağa fark etmez." dediğimde gitti koltuğa oturdu. Ben de sandalyeme oturdum ve ona döndüm. 

"Şimdi devam et konuşmaya."

"Bugün çıkışta kötü yürüyordun da onda geldim." dediğinde içten içe gülesim gelmişti. Merak etmişti ve bunu söyleyemiyordu! 

"Merak ettin yani."

"Yo." dedi anında.

"O zaman niye geldin?" dediğimde hiç zaman kaybetmeden cevap verdi.

"Eva benden dolayı sana sataştı. Vicdanım rahat olsun istedim." dediğinde güldüm.

"Vicdanın rahat olsun diye? Bu kadar saçma bir şey görmedim Cenk bravo."

"Of, buraya bunun için gelmedim. Bu konuya takılacaksan, gidiyorum." diyip ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. O sırada kapı açıldı ve annem içeri elinde tepsiyle girdi.

"Cenk, oğlum otursaydın. Bir şeyler getirdim. Hem annenler de burada hala." dediğinde Cenk anneme gülümsedi ve mecbur yerine oturdu. Annem de gitti. Tepside iki nescafe, tiramisu ve limonlu kek vardı.

"Tamam, oraya takılmıycam." dedim nescafemi alarak.

"Güzel. Konuya direkt giriyorum, uzatmak istemiyorum. Bugün o topu benden dolayı yemiş olabilirsin. Eva sanırım seni kıskandı."

"Eva niye kıskansın ki?"

"Çünkü benimle konuşuyordun sabah?" dedi. Öyle bir dedi ki, sanki soru soruyormuş gibiydi. O kadar öz güven sahibidir kendileri. Cenk Varol bey. 

"Ne var bunda? Konuşmak yasak mı?"

"Aymira cidden salak mısın?" dediğinde patladım.

"Niye iki lafından biri salak mısın, manyak mısın gibi sözler oluyor?"

YENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin