Mvrn-3

72 9 0
                                    

Sabah kalkıp akşamdan hazırladığım kot şortum , üstü dantelli beyaz sıfır kollu gömleğimi ve kolyemi taktım.( MEDYDA MAVİ'NİN KIYAFETLERİ )
Saçlarımı düzleştirip at kuyruğu yaptıp. Çantamı ve  gözlüklerimi aldıktan sonra tamamdım. Kapıdan çıkmadan önce odama tekrar baktım. Cidden bu odada çocukluğum geçmişti. Aynı huzuru yeni odamda da bulurum inşallah ;) Mutfağa geçip masaya oturdum. Diğerleri çoktan kahvaltıya başlamıştı. Annem tabağımı koyarken
"Günaydın " dedim. Babam
" Günaydın Mavi . Nasılsın heyecanlı mısın ? "
" Evet baba hem heyecanlıyım hem de üzgünüm ."
" Neden?" sorusuna cevap verecekken annem lafı ağzından aldı. " Neden olsun Serhat bu masadaki bu evdeki son kahvaltımız . Açıkçası şu masayı özleyeceğim." Hemen atıldım " Evet bu masada mantı açmanı özleyeceğim anne ya ordada yaparsın demi ?"
" Yaparım tabi kızım "
"Aslan annem benim "
Emre sonunda konuşmaya katılıp
" Bende mantığı özleyeceğim ama özlemeyeceğim şey senin yaptığın sarmaları aşırırken beni yakaladığın ve buzdolabının yanındaki oklavayı çıkarıp bana fırlattığın (!) zamanlar olacak. :))"
" Oklavanın yerini nasıl öğrendin sen ? " dedi annem dehşet bir ifadeyle " Ne önemi var ki " dedi Emre kuul takılmaya çalışırken .
Bu zevkli (!) esprili (!) kahvaltımıza bir son verip arabalara geçtik. Evet valizler önceden gitmişti. Sadece birkaç el çantası vardı.
Arabaya yayılıp kulaklığımı taktığımda tamamdım. Bizim sivilceli (!) Emrede yanıma gelip oturdu.Babam arabayı çalıştırdığında Ankaraya yolculuğumuz başlamış oldu.....

Yaklaşık 5 saat sonra bir dinlenme tesisinde mola verdik.hemen atlayıp ;

'' Baba bana para versene çikolata krizim tuttu bi takviye yapıyım da geliyim!'' babam 50 Tl uzatıp

'Benim sevdiklerinden de al'' dedi. Bu arada babamın sevdiği Canga jdfhsdghfg

restorantın kantinine gidip 45435123455344 tane çikolata aldım - okumadan geçtiniz biliyorum -poşeti arabaya koyup restoranta geri döndüm. İçeri de WC yazısını görünce oraya uçtum. Girisin onunde temizlikcilerin su kovasi vardi büyüğünden . Saçımı tipimi falan düzeltip insana benzemiştim. Yok abi uzun yolculuklar bana göre değil tipim kızakla kayanlar gibi kayıyor. Yemin ederim. Kapıyı açıp dışarı çıkacağım sırada telefonuma mesaj geldi. Kayıtlı numaradan gelmemişti. Mesajı açıp baktığımda ( evet hala tuvaletin girişinde bekliyorum ) The White koleji yazısını gördüm. Olum bunlar benim telefon numaramı nerden biliyorlar. Kesin babam verdi varya neyse. Mesajda okulun kuralları , serbest kıyafet vsvsvsvs yazıyordu. Ne serbest kıyafet mi allahhhhhh bu manyak bir haber. Jsdjdj Malum eski okulumun formalarından çok çekmiştim. Telefondan kafamı kaldırmadan yürümeye başladım. Bi anda sağ tarafımda '' Lan bu mesajları niye bana yollonuz olum kaç kere dicem Lan size " Kafami o tarafa döndürdüm. İşte o zaman yavaş çekim başladı . Karşımda ultra yakışıklı bir çocuk ama bir o kadar da egoist bir görüntüye sahip..
"Nerden biliyon sen egoist olduğunu hayatını okudun ?"
" Sanane Lan iç ses sanane şurda yavaş çekim yaşıyoz bir rahat bırak ."
"Tamam Lan ne halin varsa gör ben Esra Erol'u izlemeye gidiyom"
" Esra Erol mu o Müge Anlı değil miydi ?"
"Yok la o garıyı sevmiyom adamları kendi mi kaçırıyor belli değil AMK karısı"
" Ne halin varsa gör "
Havalı ve bir o kadar da puşt. Elinde telefon hararetli hararetli konuşuyor . Beni görmeyip bana çarpıyor ve ikimizde dengemizi korumak için bir şeyler tutmaya çalışıyoruz. Elime gelen şeyle seviniyorum. Ama tuttuğum şey su kovası oluyor ve o da benimle birlikte düşüyor. Su ikimizde üzerine büyük bir hışımla düşüyor. Ve kendimizi yerde buluyoruz. O zaman gerçek zamana dönüyoruz. " Ahh naptın sen önüne baksana sakar hep üzerim ıslandı. Bu t-shirt ne kadar sen biliyon mu ?"
Evet bunu bana söyleyen bu sakar çocuk
" Önüne bakmayan sensin ayrıca sakar olanda sensin. T-shirt'inin ne kadar olduğu umrumdada değil ve kalksana üzerimden ?"
Evet suan üstümde bir manda yavrusu var.

" olum lan kalksana üstümden ayı gibisin yeminlen "

"Ayı sensin ayrıca bu bebeklerin hepsi kas "

"Ay kıçımïn kası " Yüzünü burusturup uzerimden kalktı. Benide kaldirmasi icin elimi uzattim sonucta ego yigini olabilir ama beni kaldirir herhalde . Ama bu cocuk bir bana bir de uzattigim elime baktiktan sonra pic smile yapip yurumeye basladi. "Mal , ego yigini , geri zekali, kaldirsan ölür müsün ?" diye arkasindan bagirdim.

Zorluklada olsa ayaga kalktim . Ya Allahim ya su ustume bak sırıll sıklam oldum. Mal "ayoco bo bobokloron hopso kos kıçımın kası iyiki bir kas yapmışsın .Kas yığını ne olacak . Bu gerizekaliya söverek arabaya gittim allahtan babam daha lokantaya gitmemis. Hemen bagajdan yeni kiyafet aldım. Babam " Kız Mavi bu halin ney ?" dedi . Üzgün bir şekilde "Yere düştüm " ü harfini uzatıp dudağımı büzerek. Babam bu hareketime asla dayanamazdı. Babamla aramızda çok sıkı bir bağ vardı. O benim ilk aşkım. Hatta küçükken " Baba sen, ben büyüyene kadar evlenme , büyüyünce seninle evlenicem" dediğim doğrudur. Babam aslında beni erkek istemiş. Kız olduğum için hevesi kursağında kalmış. Ama acısını benden " daşşaksız kuzum " diye severmiş. Allah aşkına bu nasıl tabir ya. Ağzıma bile yakısmıyor. :) Yeni çıkardıgım kıyafetlerin aynısıydı ,tek fark sortumun siyah , gömleğimin mavi olmasıydı. Ne , çok beğendiğim için fazladan alamaz mıyım ? Tuvalete girip terkrar giyindim. Saçıma bak ya sanki üstümde filler sevişti. Biribirine girmişti. Allahım salak çocuk ya bide bana sakar diyor. Önüne bakmayan sensin şempazegötlüatkafasıkılıklızürafaçükü.
( ve hayır arkadaşlar boşluk tuşum bozuk değil böyle yazmak daha zevkli)
Evet müthüş küfürler türetebilme gibi bir özelliğim var övünmek gibi olmasın ;) Saçımı hemen yandan ördüm makyajımı düzeltip dısarı restoranta yürüdüm. Babamgilin oturduğu masaya ilerleyip cama sırtımı dönerek oturdum. Etrafı incelerken karşıdaki masada piç smile yapan o zürafa çüklü tabirini kullandığım ego yığını oturuyordu. Öküz ya bide mal mal sırıtıyor. Estağfirullah çekip babama döndüm. Emre telefonuna gömülmüstü. Annemle babamın konuşmalarını itinayla bölüp " Yeni evimiz nasıl olucak baba yani senin bilgin vardır demi ?" babam sıcacık bir gülüşle " Evet prensesim çok güzel bir evimiz var Ankarada beğenceğine eminim " dedi gülüşüne öldüğüm adam. Garson yemeklerimizi getirdi
. Bunlar ne ara sipariş ettiler yahu ? Önüme uzatılan kırmızı mercimek çorbasına ve ardından gelen 1.5 porsiyon iskenedere bakıp sırıttım. Ve evet 1.5 porsiyon yanına da dondurmalı künefe olsaydı keşkem. Bu adam biliyor benim neye bayıldığımı. Valla ne kadar yemek yersem yeyim midemin ağrıması dışında bir etki yaratmıyo bende kilo gibi. - Gerçekten de kilo almıyorum canlar. 45 kilo nedir 16 yaşında ya. Sıkıntı midemde canlar - Benim aksime Emre domates çorbası içiyordu. Ben domatesten nefret ediyorum ya nasıl yiyorlar anlamıyorum. Şimdi diyorsunuz salak domates sevilmez mi ? Diye ama sevmiyorum arkadaş . Ha menemende yerim . Musakkada yerim. Aklıma gelmişken patlıcan hastasıyım her yemeğine bayılırim. Olum reçeli bile yapmıslar. Gerçi hiç yemedim orası ayrı. Yemeklerimizi bitirip kalktık. Babam hesabı öderken dısarı cıktım. Elime telefonu alıp Nuroma - nur hani istanbukdaki - mesaj attım.
Kime : Nuromonişkom
Nabıyon kızz :)
Yazıp Türkçemizin içine sıctım.

MAVİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin