----O gece----
-''İpek bunları senin için aldım.'' deyip elindeki poşetleri gösterdi.
Bişey demeyince;
-''Hadi ama böyle yapma beni gerçekten çok üzüyorsun. Lütfen giyer misin şunları !''
-''Tamam ama bir şartla?!''
-''Neymiş o şartın demeyeceğim. Çünkü biliyorum.''
-''Neymiş?''
-''Eve bırakmamı isteyeceksin.''
-''Aynen öyle.''
-''Bırakacağım ama aynı zamanda birinin gerçek yüzünü de göreceksin.''
-''Senin gerçek yüzünü gördüğüm gibi mi?!''
-''İpek beni sinir etme giy şunları!'' deyip kapıyı sert bir şekilde kapattı.
Torbaların içinden kıyafetleri çıkartırken her bir kıyafete hayran olmuştum. Çağatay gerçekten benim sevdiğim hiçbir şeyi unutmamış yaa çok romantikkk :) ama ben onu unuttum. Benim gözümü boyamaya çalışıyor. Sonra tekrar terk edecek beni üzecek biliyorum.
Kot pantolonu, beyaz bluzu ve kot ceketi giydim. Saçlarımı da havalı havalı sol tarafa attıktan sonra bir elimi de sol cebime koydum. Kendime aynada bakarken Çağatay seslendi;
-''Hazır mısın?''
-''Hazırım''
Çağatay kapıyı açınca;
-''Waww dehşet olmuşsun.''
-''Hadi çıkalım.''
-''Tamam..önden buyur'' deyip sırıttı.
Dışarıdaki beyaz BMW'ye bindik.
-''Nereye gidiyoruz?''
-''Bara''
Çağatay radyoyu açtı ve dank bizim şarkımız yani sevgiliyken öyleydi. Ben tam değiştirecekken;
-''Bırak kalsın.'' dedi.
-''Bu şarkıdan nefret ediyorum.''
-''Neden ?! Bizi mi hatırlatıyor? O günleri mi hatırlıyorsun''
-''Kapat şu şarkıyı.'' dedim ve şarkının sesini daha çok açtı.
Ben kulaklarımı elimle bastırırken o hala şarkıyı dinliyordu.
En sonunda boş anından yararlanıp rasgele bir kanal açtım. Şansıma metal müzik geldi. Bir de son seste olunca...ahh dayanamıyorum. Ama sırf ona gıcıklık olsun diye;
-''Bu müziğe bayılıyorum'' diye bağırdım. Anca duydu sesimi.
-''Emin misin ! Çünkü kulağım sağır olmak üzere.''
-''Çok iyi..'' dedim.
Bir süre sonra;
-''İpek dayanamıyorum kapat şu müziği.''
Cevap vermeyip sadece müziğin ritminde kafamı sallıyordum. Kafam kopabilirdi yani.
En sonunda geldik. Arabadan çıkınca resmen kulağım uğuldadı. Aynı uçağın kalkışında olduğu gibi...ama tabi ki bu durumu Çağatay'a belli etmedim.
Barın girişine geldiğimde o müzik sesi gerçekten de kulağımı daha beter bir hal yaptı. Resmen sağır olmanın eşiğindeydim. Hepsi Çağatay yüzünden !
Biz de bir köşeye çekilip içeceklerimizi yudumlarken telefonumun olmadığını yeni fark ettim.
-''Çağatay telefonumu ver!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULDAKİ GAMZELİ
Roman d'amourLise 3. sınıftaydım. Bir gün onunla tanıştım ve aşka yelken açtım.. Sabah güneşin yoğun ışıklarıyla açtım gözlerimi. Sıradan bir gün dü bugün, okula gidecektim ve geri dönecektim. Evden çıktım ve otobüs durağına doğru yürüdüm. Akbili basıp hemen bo...