Onun burada ne işi vardı?! Ne zaman gelmişti? Hiçbir şey anlamadım. Murat bana baktı ve;
-"Senin burada olmaman lazım."
-"Ama neden? "
-"Sana söyleyemem."
-"Lütfen söyle.. Kimseye söylemem. "
-"Bilmemen lazım söyleyemem zorlama."
-"Off.."
-"Şimdi buradan gitmen lazım."
-"Tolga'yla konuşmam lazım."
-"Şimdi sırası değil, git artık!"
-"Tamam ya gidiyorum. Ne hâliniz varsa görün." deyip oradan ayrıldım.
İçim içimi yiyordu. Onun neler yaptığını, o kızların ne ayak olduğunu öğrenmeliydim. Ama bunu orada iki saat bekleyip yapmayacağım. O kadar olaydan sonra Tolga'yı tekrar arayacağım, ama şimdi değil.
Yolda boş bir taksi bekliyordum. Ama bir tanesi bile durmuyordu. Gözüme bir tane taksi kestirdim ve yolun ortasına çıktım.
-"Dur abi dur!" diye bağırdım.
Taksi durdu ve içi boştu. Boşu boşuna yolun ortasında kendimi rezil ettim ve daha fazla rezil olmamak üzere taksiye bindim.
Taksici amca bana atarlandı.
-''Ne diye yolun ortasına çıkarsın be kızcağızım. Yaşlıyım diye seni görmeyeceğim mi sandın?! Ne güzel kızsın, doğru düzgün taksi durdurmayı mı bilmiyorsun?..''
Amcanın konuşması bitince, deyim yerindeyse taramalı tüfek gibi arka arkaya hızlı hızlı konuşmaya başladım.
-"Amcacığım tamam haklısın. Öyle yapmamam gerekirdi. Ama hiçbir taksi boş geçmeyince yapmak zorunda kaldım. Normalde ben taksi durdurmasını biliyorum tabii ki ama acelem var. Eve gitmem lazım. Bi zahmet beni Kadıköy'e atar mısın amcacığım. Gerçekten eve gitmem lazım."
-"Dediğinden birşey anlamadım."
-"Kısaca Kadıköy'e gidicem amcacığım."
-''Ne işin var orada senin?!"
-"Evim orada amcacığım, gazla hadi."
Amca da ne kirli çıkı çıktı. Araba yarışlarında taş çıkarır valla.
Ben de takside telefonumla uğraşırken Esin'den mesaj geldi.
Kimden: Micky Mause'mm
Mesaj: Kanka neredesin sen ya!"
Ben de iki saat mesaj yazmak yerine Esin'i aradım.
Micky Mause'mm aranıyor...
-"Ne oldu Esin?"
-"Neredesin sen?! Ben bu haldeyken?"
-"Ne oldu ki sana?"
-"Yanımda olsaydın bilirdin, ama kimse yok nedense?!"
-"Anlat Esin, ne oldu?!"
-"O Ece denen kız var ya, lanet olası pislik! Furkan beni o kızla tanıştırdı. "
-"Yuh!"
-"Dur daha bu hiçbir şey"
-"Ne diyorsun! Furkan nasıl böyle birşey yapabilir?! Daha yeni barışmıştınız."
-"Evet yeni barışmıştık, ama erkek değil mi?! Bi yerinde duramadı!"
Nihayet eve gelmiştim. Taksiciye parasını verip, taksiden indim.
-"Esin en iyisi sen bizim eve gel.''
-''İyi tamam."
-"Bir de Selin'i getir."
-"Onu da bulursam getiririm."
-"Nerede ki?"
-"İpek aklın nerede senin?"
-"Kapıda"
-"Ne?!"
-''Bi bekle ya kapıyı açamıyorum."
-"Tamam be!"
Nihayet kapıyı açıp içeri girdim ve;
-"Açtım ya! Ne atarlanıyon sen?!"
-"Birşey yok, tamam."
-"Neyse ben kapatıyorum. Hemen gelin"
-"Tamam."
ESİN'İN AĞZINDAN..
İpek'le konuşmamızdan sonra Selin'i aramak için barın üst katına çıktım.Tüm yerlere baktım. Tuvalete de girdim. Ama lanet olası kankam orada da yoktu. Tekrar aşağıya indim. Yine bakındım ama yoktu işte.
Son olarak bahçeye çıktım. İşte bu olamaz! Hayır! Bahçede Ece ve Furkan var ve Ece, Furkan'ın omzunda ağlıyor.
Bu görüntüyü daha fazla görmemek üzere oradan ayrıldım ve arka bahçeye geçtim. Oradalardı ve bir şeyler konuşuyorlardı.
Yanlarına gittim ve;
-"Selin, gidiyoruz."
Can hemen atıldı;
-"Nereye?"
-"İpek'in evine."
-"Ben de geliyorum."
-"Maalesef gelmiyorsun Can! Kız kıza konuşucaz."
-"Tamam, anladım."
Selin'i koluma takıp, bir taksi bulmak için yola çıktık ve taksi beklemeye başladık.
Yaklaşık 2-3 dakika içinde taksi geldi ve bindiğimiz anda İpek'e yolda olduğumuza dair mesaj attım.
Mesajı attıktan sonra Selin'e baktım. Öylece camdan bakıyordu, hayatla bağlantısı kopmuş gibiydi.
-"Ne oldu Selin?'' diye sormadan edemedim.
-"Yok birşey."
-"Kesin birşey var, ne oldu? Can'la ne konuştunuz? O mu üzdü seni? "
-" Bir şey yok Esin, kendi kendine hayıflanma. Ayrıca Can'la ne konuştuğumuzu boşver, keyfine bak ve Can beni üzmedi."
-"Sen bana keyfine bak diyorsun da, Furkan'ın bana neler yaptığını biliyor musun?! "
-"Ne yaptı?!"
Taksicinin bizi can kulağıyla dinlediğini sezince;
-"Boşver" deyiverdim.
Selin de bana gözlerini devirip, tekrar uzaklara bakınca ona mesaj attım.
Kime : Balmumum
Mesaj: Kanka taksici bizi dinliyor. İpek'lere gidince anlatacağım zaten "
Selin ban baktı ve kafasını sallayıp, tekrar uzaklara daldı.
Bir süre sonra İpek'lere geldik ve ben de taksiciye parasını verip taksiden indim.
İpek'in kapısının önüne gelince zili çaldık ve İpek de kapıyı "hoşgeldiniz" diye açmak yerine;
-"Ne oldu, hemen anlatıyorsun!" dedi.
Biz de salona geçtik. Selin ve ben 3lü koltuğa yan yana oturmuşken İpek ortamıza zorla geçti.
-"Esin anlat hadi!"
-"Tamam ya, bi soluklanıyım."
-"Su ister misin?"
-"İyi olur."
-"Tamam, hemen getiriyorum." deyip yanımızdan ayrıldı.
Birkaç saniye sonra tekrar yanımıza geldi ve tekrar ortamıza geçti. Suyu bana uzattı ve birkaç yudum aldıktan sonra sehbanın üstüne bıraktım. Önce bi sesimi ayarlayıp konuşmaya başladım.
-"Furkan beni gözümün önünde o kızla yine ve yine aldattı."
-"Ne! Nasıl!" diye araya girdi Selin.
-"Sözümü kesmeyin, dinleyin bi."
-"Tamam."
-"Hani İpek'le sen şarkı söylüyordunuz ya.."
-"Evet."
-"İpek gittikten sonra sen ve Can şarkıya devam ettikten sonra dışarı çıktınız ya!"
-"Eee?"
-"Ben de sizi arıyorken, Ece ve Furkan'ı gördüm. Ece, Furkan'ın omzunda ağlıyordu ve ona sarılmıştı."
-"Neden ağlıyordu ki o yelloz?!" diye sordu İpektoşum.
-''Şey.. Furkan beni o kızla tanıştırdıktan sonra lavaboya gittim. Kız da arkamdan gelmiş. Ben de onun saçını başını yoldum. Sanırım ondan ağladı."
-"Ve sanırsam senin ona yaptıklarını Furkan'a söyledi." dedi Selin.
-"Sanırım."
-"Peki, Ece'den özür dileyecek misin? Ne de olsa kızı dinlemeden hırpalamışsın."dedi İpek.
-"Sence de herşey yeterince açık değil mi?!"
-"Hayır, bu sefer haksızsın Esin kabul et."
-"Bi dakika...bi dakika.. Söylemeyi unuttum."
-''Neyi?"
-"Furkan'ın benden intikam aldığını."
-"Nasıl?"
-"Kızla lavabodaydık, onun anlattıklarını dinledim, kafam karıştı..her neyse, Selin senle konuşmuştum..Furkan'la ayrıldığımızda, hatırladın mı? Hani ben sana tamam tatlım, canım falan demiştim."
-"Hatırladım."
-"İşte o konuşmamıza karşılık, Furkan Ece'yle iş birliği yapmış."
-"Ben anlamadım ya :/ "
-"Kısacası İpek, benim ona yaptığımı o da bana yapmış.''
-"Oha Esin! Bu yüzden mi tekrar ayrıldınız?!"
-"Evet."
-"Haksız olduğunu bir kez daha kanıtladın." dedi İpek.
Selin de hemen ortamı yatıştırdı.
-"Bence Furkan'da da suç var. Onun böyle saçma sapan birşey yapmasına gerek yoktu."
Tam bir şey diyecekken 3ümüzün de telefonuna mesaj geldi. Tanımadığımız bir numaradandı.
Kimden: 0536........00
Mesaj: Okulumuz aracılığı ile 2.döneme girdiğimizden ötürü, stres atmak amaçlı yarın maskeli bir balo tarzı parti düzenlenecektir. Yer: Çamlıca Tepesi / saat : 20:00"
Ne bu şimdi? 2.döneme gircez diye parti mi yapılır? Ne kadar saçma sapan bir okulumuz ve ne kadar salak bir müdürümüz var.
-"Hiç de saçma değil Esin!" dediler aynı anda.
-"İçimden konuşuyorum sanıyordum."
-"Eee kızlar partiliyor muyuz?" diye sordu Selin.
-"Herhalde Selin."
-"Hayır Selin" diye İpek'le aynı anda cevap verdik.
-"İkiye bir Esin, gidiyoruz. " diye haykırdı İpek.
Ben de utana sıkıla;
-"İyi tamam, dedim. "
TOLGA'NIN AĞZINDAN..
-"Kızlar, herşeyi anladınız dimi? En ufak bir aksilik olsun istemiyorum."
-"Tamam, sen o işi bize bırak."
-"Size güveniyorum, güvenimi boşa çıkartmayın."
-"Tamam dedik ya"
-"İyi, gidin hadi." deyip kızları yolladım.
Abim de yanıma geldi.
-"Kızlara mesajı attım."
-"Tamam, umarım gelirler. Yoksa tüm planım bozulur. "
-"Merak etme gelecekler."
-"Mesajda onları götürüp-getireceğimizi yazdın mı bari?"
-"Lanet olsun, unuttum."
-''İyi halt ettin."
-"Tamam ya tamam. Bir tane daha mesaj yazarım."
-"İnanırlar mı ki?"
-"İnanmalılar.."
ESİN'İN AĞZINDAN...
Biz ne giyeceğimizi falan konuşurken bir mesaj daha geldi. Aynı numaradandı.
Kimden: 0536.....00
Mesaj: Okulumuz sizi araçlarla saat 19:30da alacaktır. Saatinde kapının önünde olmanız önemle rica olunur.
-"Hayatımda gördüğüm en saçma mesaj."
-"Bu ne ya banka mesajları gibi "önemle rica olunur." lafı sizce de çok saçma değil mi?"dedi İpek.
-"Aynen."
Selin hemen araya girdi.
-"Aman canım neyse ne.. Biz işimize bakalım."
-"İş?"
-"Alışveriş yapıcaz. Balo diyo kızım! Hem de maskeli."
-"Ayy Selin.. Tamam gideriz."
-"Mesajda 'yarın' diyo. Yani şimdi gitmeliyiz."
-"Akşam oldu, bilmem farkında mısın?!"
-"Haklısın, o zaman sabah saat 10:00da hepinizi benim kapının önünde bekliyorum."dedi.
İpek de hemen cazgır karı vol 7728. rolüne girdi.
-"Bana bak Selin! Senin evin çok uzak tamam mı, bu 1... İkincisi ise bizim ev mağazalara çok yakın ve 3.sü ise yarın burada buluşucaz ! Nokta!"
Selin de aynı İpek gibi her şeyi madde madde cevap vererek açıklamaya başladı.
-"Bana bak İpek ! Bizim ev sizin 3 sokak ötede ve arka tarafta kalıyor, yani o kadar uzak değil! 15 dakikalık yol.. Bu 1.... İkincisi ise ev size yakın olduğundan dolayı o mağazalar bize de yakın. 3.sü ise yarın bizim evde buluşucaz! Ünlem!!''
-" Bana bak Selin hanım.! Ben senin gibi ünlem koyanlardan değilim, nokta koyanlardanım. Bilmem anlatabildim mi?!"
Off.. İpek fena laf çaktı.
Bu durumu engellemek için tam araya girecektim ki Selin bu sefer dedi ki;
-"Ne kadar iki yüzlüsün ya! Seni arkadaşım sanmıştım."
-"Hani ben iki yüzlüymüşüm ya, o yüzlerden birini sana takalım. Belki yüzsüzlüğün ortadan kalkar."
Off be.. İpek yien laf soktu. Ama bu sefer fena...
İkisi de ayağa kalkınca aralarına girdim.
-'Tamam kızlar, sakin.."
-''Esin ya bana neler diyor! Onu gerçek bir dost sanmıştım.''
-''Ne kadar saçma sapan bir konudan dolayı kavga ettiğinizin farkında mısınız acaba!?"
Birbirlerine baktılar sonra da güldüler.
-"Hayatımda yaptığım en saçma kavgaydı, haklısın Esin.'
-"Aynen.''
Bir süre sessizlik oldu. Sonra da aniden birbirlerine sarıldılar.
-''İpek ya bu laflarını bi kenara yaz bana ver. Lazım olur.''dedi Selin.
-"Tabi canım veririm :) "
Bir süre güldükten sonra saate baktım. Çok geç olmuştu...
-"İpek, biz gitmeliyiz. Saat geç oldu."
-"Aynen İpektoş ya.. Neyse yarın görüşürüz."
-"Hayır ya.. Burada kalın."
-''Bilmem ki? Annemize bir mesaj atalım da, izin verirlerse kalırız.''
-"Tamam."
İPEK'İN AĞZINDAN...
Bir süre sonra ikisi aynı anda:
-"İzin verdi. " diye bağırdı.
-"Biliydim böyle olacağını." deyip gülümsedim.
-"İpek sen bize yastık yorgan falan filan ver, sonra da bize pijama seç."
-"Tamam." deyip yukarı çıktım ve annemlerin odasındaki yüklükten yastıkları falan aldım ve merdivenlerden attım.
-''Siz onları alın kanka, ben de size pijama veriyim.''
-"Tamam canım"..
Odama girdim ve oradan kendime Esin'in bana hediye ettiği Micky Mause'lu pijamayı aldım ve hemen giydim. Sonra gardrobuma göz gezdirdim ve Esin'e hello kitty'li sevimli pijamalarımı ve Selin'e de ayıcıklı pijamaları seçtim ve aşağı indim.
Esin ve Selin çoktan yataklarını kurmuş beni bekliyorlardı.
Esin'e pijamasını verince çok sevindi ve hemen üstündekileri çıkartmaya lavaboya gitti.
Selin'in pijamalarını verince bana imalı imalı baktı, sonra da;
-"Sen bana ne demek istiyorsun?"
-"Birşey demek istemiyorum."
-"Ayılar falan."
-"O benim en sevdiğim pijamam bi kere! Birşey ima etmiyorum.'
-"Tamam tamam. Ben de şunları senin odanda giyinip geliyorum."
-"Tamam bekliyorum. " derken Esin de pijamalarını giyip yanıma geldi.
-"Kanka ya yanlış anlama da, benim çok uykum geldi. Yatmam lazım."
-"Tamam kanka, sen keyfine bak, ben de yatıcam."
-"Tamam, iyi geceler.. "
-"Sana da :) "
Ben odama çıkarken, Selin de aşağı iniyordu.
-"Ne oldu?" diye aniden sordu.
-"Bir şey yok uykumuz geldi. İyi geceler."
-"Tamam, iyi geceler " dedi ve aşağı indi.
Ben de odama çıkıp yatağa attım kendimi...
************
********************
Sabah zilin çalmasıyla aniden uyandım. Koşa koşa merdivenlerden indim ve kapıyı açtım. Karşıma birden Ceren çıkınca şaşırdım.
-"Ceren!?"
-"Abla ya gerçekten çok özür dilerim."
Selin ve Esin uyku sersemi olarak yanıma geldiler.
-"Neredeydin sen?!"
-"Şey..."
-"Söyle hemen !"
-"Ya.. Söyleyemem."
-"Ne demek söyleyemem?! Söyle çabuk!"
-"Şimdi söyleyemem ve emin ol ki söylemediğim için çok mutlu olacaksın." deyip gitti.
Esin ve Selin uyku sersemi oldukları için ;
-"İpek ya saat kaç oldu acıktık biz." dedi Esin.
Ben ne derdindeyim, bunlar ne derdinde..
-"Tamam, ben sofrayı kurarken siz de yatağınızı toplayıp üstünüzü giyinin."
-"Tamam." deyip dediklerimi yapmaya giderlerken ben de mutfağa doğru yol aldım.
Öncelikle masaya tüm kahvaltılıkları dizdim. Sonra da çay suyunu koydum. Çay kaynayana kadar da menemen yaptım ve çayı demledim. Her şey aynı anda hazır oldu ve kızları çağırdım.
Onlar da gelince kahvaltı yapmaya başladık.
Kahvaltımız bitince sofrayı topladık ve ben saate baktığımda planladığımız saatten 2 saat daha fazla geciktiğimizi gördüm.
-"Kızlar, ben hemen giyinip geliyorum.Siz de son rütuşlarınızı yapın." diye seslenip odama ışınlandım.
Hemen üstüme basit şeyler geçirdim ve aşağı indim. Esin ve Selin ayakkabılarını giymiş, kapının önünde bekliyorlardı.
Ben de ayağıma hemen konverslerimi geçirip, yanlarına gittim.
Caddede ilgi çekici bir butik bir türlü bulamıyorduk. En sonunda pes ettim.
-"Yeter artık, ayaklarıma kara sular indi."
-"Aynen ya! Artık önüme çıkan ilk butiğe giricem." dedi Esin.
Biraz daha yürüdükten sonra Selin bir butik görmüş olacak ki bizi durdurdu.
-"Bu butiğe girelim.." dedi.
Ben de vitrine şöyle bir baktım ve o arkaya doğru koydukları kırmızı elbiseye resmen aşık oldum.
İçeri girdik ve oradaki görevli kadına işaret ettim. Yanımıza geldi ve;
-"Hoşgeldiniz, ben Ebru. Nasıl yardımcı olabilirim?"
-"Hoşbulduk, Ebru hanım. Bizim maskeli bir balomuz var.Onun için elbise bakacaktık."
-"Peki, ne tarz bir elbise arıyorsunuz?"
-"Açıkçası ben vitrindeki o kırmızı elbiseyi denemek isterim."
-"Tabii, kaç beden?"
-"34"
-"Hemen getiriyorum."
Ebru hanım gitmişken, Selin ve Esin de bana bakıyorlardı.
-"Ne var Esin?"
-"Daha yeni geldik, iki arada bir derede nasıl seçtin?"
-"İpek olmak bunu gerektirir. "
-"Senden sonra da benim kıyafetleri oylarsınız. Olur mu?"
-"Tamam."
Ebru hanım elindeki kırmızı elbiseyle yanımıza geldi.
-"Şu karşıdaki deneme kabininde deneyebilirsiniz. Bir soru. Olursa yardımcı olurum. "
-"Teşekkürler Ebru hanım." dedim ve deneme kabinine girdim.
ESİN'İN AĞZINDAN..
-"Ebru hanım bakar mısınız?"
-"Buyrun."
-"Bana da birkaç elbise önerir misiniz? "
-"Tabi, ne tarz arıyorsunuz?"
-"Beyaz renk olsun, romantik olsun."
-"Peki, ben size birkaç kıyafet getiriyim."
-"Tamam bekliyorum. " derken İpek de kalbinden çıktı.
-"Nasıl kızlar?"
-"Muh-te-şem"
-"Aynen.. İpek bence bunu almalısın."
-"Tamam. "
Ebru hanım elinde 5 tane elbiseyle yanımıza geldi.
-"Ebru hanım, ben bu elbiseyi alıyorum."
-"Peki."
İpek üstünü değiştirmeye giderken ben de Ebru hanımın elindeki kıyafetlerden birini beğendim ve hemen kabine girdim.
SELİN'İN AĞZINDAN..
Esin de kabine girince, Ebru hanımın elindeki elbiselerden gözüme kestirdiğim bir tanesini istedim ve aldığım gibi doğruca kabine girdim.
Kalbinden çıktığımda İpek ve Esin bana dik dik baktı.
-"Güzel olmuşsun."
-"Sağol canısı :) "
-"Hadi artık, hepsini alıp çıkalım."
-"Aynen."
Hepsini alıp ödemeyi yaptıktan sonra mağazadan ayrıldık.
*******************
***********************
Saat 19:30 olunca..
Artık hepimiz hazırdık ve dışarı çıktık. Siyah bir porshe bizi karşıladı. Arabaya bindik. Şoför her kim ise tanımıyorduk. Ama zaten muhabbet edilecek bir yanı yoktu.
Çamlıca tepesine gelince ben, Esin , Selin, Can ve Furkan vardı.
-"Bizden başka kimse yok?!" diye söylendi Selin.
Aynen dediği gibi kimse yoktu. Sonra birden havai fişekler patlamaya başladı. Kimse ne olduğunu anlayamadan karşıma Tolga çıktı.
-"Senin burada ne işin var?"
-"Sana sürpriz yaptım."
Ben şok.. Ben iptal..
O kadar aptallaştım ki saçma sapan sorular sormaya başladım.
-"Neden ki?"
Tolga bir anda dondu kaldı. Çocuk haklı.. Mal gibi soru sordum. Ama sonra başka birşey dedim.
-"Çok güzel.. Herşey harika.. Muhteşem.."
-"Hepsi senin için.."
Sonra Tolga elini şaklattı ve iki kız keman çalmaya başladı.
O anın büyüsüne kapılmıştım, beni içine hapsediyordu resmen.. Ve birden Tolga bana o soruyu sordu.
-"Seni seviyorum.. Benim sevgilim olur musun?"
Ne diyeceğimi bilemiyorum ve birden ağaçların arasından takım elbiseli biri çıktı. Bu Çağatay'dı.
-"Tolga! İşte bunu yapmamalıydın."
BÖLÜM SONU :)
Bölümü nasıl buldunuz?
+( o kadar uzun yazdım. Vote'layın :) )
İnstagram: okuldakigamzeli
İnstagram: nursenasarigul

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULDAKİ GAMZELİ
RomanceLise 3. sınıftaydım. Bir gün onunla tanıştım ve aşka yelken açtım.. Sabah güneşin yoğun ışıklarıyla açtım gözlerimi. Sıradan bir gün dü bugün, okula gidecektim ve geri dönecektim. Evden çıktım ve otobüs durağına doğru yürüdüm. Akbili basıp hemen bo...