Siyah

530 45 1
                                    


Yağmur damlaları pencereme anlamsız şekiller bırakırken, gözlerimi kapadım.  Kahvemin dumanı burnumu yakarken, aldırmadan ufak bir yudum aldım. Evde yalnızdım. Her zaman olduğu gibi. Bir patırtı sesi geldiğinde, göz kapaklarım istemsizce açıldı. Umursamadım. Kafamı yavaşça sağa sola sallayıp, sıcağından ellerimin uyuşmasını sağlayan kahve kupamı sehpaya bıraktım. Kucağım da en son okuduğum sayfası açık olan kitabımı da kapatıp, kupamın yanına yolladım. Ayaklarım kanepeden sallanırken, ayağıma büyük gelen ve parmak uçlarımın boşlukta kalmasını sağlayan, kalın, püsküllü çoraplarım gözüme çarptı. Bence güzellerdi. Ama, işte bence. Annem, izin versem ilk fırsatta kurtulurdu canım çoraplarımdan. Ayağa kalkarken, bacaklarımda toplanmış olan eşofmanım yer çekimine direnemeyerek, aşağı doğru yol aldı. Oturmaktan uyuşmuş olan ayaklarımla topallayarak, odama ilerledim. Yatağıma yaklaşırken, gözlerim aynada takılı kaldı. Adımlarımı yatağıma ilerletmekten vazgeçip, aynaya yönelttim. Küçükken bile hiç belime kadar uzun olmayan saçlarım, şimdi ensemin bitimine kadar anca geliyordu. Kahverengi gözlerim, bir oyukta duran iki topu andırıyordu. Küçük bir burnum ona tezat olarak biraz dolgun dudaklarım vardı. Boyum 1.64-1.65 civarlarındaydı. Kendimi güzel ya da çirkin olarak nitelendirmemiştim. Zaten ben çirkinim deyip kendini paralayanlardan da, ben çok güzelim deyip burnu Kaf dağında gezenlerden de nefret ediyordum. Dalmış olduğum düşüncelerden, kafamı iki yana sallayarak kurtuldum. Son günlerde en çok yaptığım şey kafamı sallamaktı. Anneme ve abime evet, tek başımayken de düşüncelerimi dağıtmak mahiyetinde sallıyordum kafamı. Yavaşça yatağa ilerleyip yorganın altına girerken çoktan gözlerim kapanmaya başlamıştı bile. 

Bilincim yavaş yavaş kendine gelirken, gözlerimi açtım. Annemin içeriden ismimi seslendiğini duyar gibi olmuştum. 

"İzel!"  Bu sefer emindim. Ağzımı açtım ama cevap veremeyeceğimi anlamam uzun sürmedi. Boğazımı temizleyip tekrar ağzımı açtığımda, sesim hırıltı gibi döküldü dudaklarımdan. 

"Efendim?" 

"Yemeğe gelmeyi düşünüyor musun?"

"Hayır tokum ben, sana afiyet olsun." Külliyen yalan, sabahtan beri hiçbir şey yememiştim. Ama kendimi yemek yiyebilecek durumda hissetmiyordum. Banyoya ilerlerken annemin mutfak masasında tek başına yemek yediğini gördüm. Abim daha gelmemişti anlaşılan. Yüzümü yıkadıktan sonra, ayaklarımı sürüyerek mutfağa ilerledim. 








YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin