Bir avuç dolusu kırık kalp ve dünya dolusu öfke...

484 19 2
                                    

Kendine gelen Uzun neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yattığı geniş koltuktan kalkıp etrafına bakındı. Yattığı koltuğun arkasında kalan mutfağa yöneldi. Salonun ışığı mutfağı loş hale getirmişti. Mutfakta dolandı ve pencereden dışarı baktı. Tanıdığı sokaklardan birisi değildi. Salona dönmek için kafasını pencereden uzaklaştırıp arkasına dönmesiyle Avcı'yla burun buruna gelmesi bir oldu. Uzun çok korkmuştu, elini kalbine götürdü.

-Ne işin var burada?

-Ben.. Ben birilerini arıyordum.

-Buldun.

-Buraya nasıl geldim?

Avcı,Uzun'un yüzünde ki yaralara göz gezdirdi. Dolgun dudaklarında patlak, alnında bi sürtünme izi, elmacık kemiğinde morluk, çenesinde öpülesi ve sexy duran bi çizik vardı. Soruyu cevaplamadan sağ tarafında ki üst raflardan birine uzandı. Gazlı bez, tendirdiyot ve küçük yara bantlarından aldı kucağına. Mutfaktan çıkıp salona geçti, az önce Uzun'un yattığı koltuğa oturup kucağında ki malzemeleri orta sehbasına koydu.

Uzun giden genç kadının arkasına bakabaldı. Arkasından oda gitse miydi? yoksa çağırmasını mı bekleseydi?

Avcı tendirdiyota uzandı ve kapağını açarken hareketsiz kalan Uzun' a arkasını dönmeden seslendi ''Gel''

Tedirgin adımlarla Avcının arkasından gidip koltuğun en ucuna Avcıdan en uzak yere oturdu.

-Niye uzaktasın?

Sessiz kalıp çekingenliğini belli ederek dudaklarını yedi Uzun.

-Buraya gel!

Yavaş hareketlerle Avcı' nın soluna yaklaştı. 2 bacağını birleştirmiş ve kollarını bacaklarına sabitleyerek oturuyordu Uzun.

-Rahat ol. İnsan yemiyorum.

-Peki...

Avcı sol bacağını bağdaş kurar gibi burktu ve Uzun' a döndü Eline aldığı gazlı bezin üstüne tendirdiyot sürdü. Bezi kaşında gezdirirken kavrulan yaranın acısıyla yüzünü biraz ekşitti Uzun. Tüm yaralarını temizledi sadece dudakları kalmıştı. Dolgun dudakları temizlerken kendini onları öperken hayal etti. Bu yakışıklının güzel dudaklarını ısırarak öpmek zevkili olurdu açıkcası.

Uzun'un dudaklarına hipnotize olan Avcı inlemeyle kendine geldi.

-Üzgünüm

Canını acıttığının farkına varıp telafi etti Avcı. Yaralartının üstüne küçük yara bantlarıyla kapattıktan sonra üstünü değiştirmesi için ve temizlenmesi için 2. katta ki tam kendi odasının üstünde olan ve dizaynı aynı kendi odasının ki gibi olan misafir odasına götürdü ve sabaha kadar uyumasını asla odadan dışarı çıkmamasını söyledi.

Uzun' un uyuması için saatlerce bekledi. Gece 4 tte bodruma Kurban' ın yanına indi. Bodrumun ses geçirmez duvarına her zaman güvenmiştir. Bodruma iner inmez ışıkları açtı. Yavaş adımlarla ıslık çalarak Kurban' a yaklaştı. Işıktan gözleri kısılan Kurban konuştu;

-Lütfen kafam çatlıycak gibi lütfen yapma bırak beni.

-...

-Lütfen! Annem beni bekler ona gidiyim lütfen bırak!

-Çok sıradan sözler bunlar. Daha yaratıcı ol ve yalvar.

Soğuk sesiyle insanın içini ürpertirdi Avcı.

-Lütfen! Lütfen!

Avcı Kurban' ı yattığı demir yerden kaldırıp Odanın ortasında duran kancalı zincire götürdü. Ellerini ayaklarını çözdü. Bileklerine geçirdiği demir kelepçeyle beraber kaldırdı baygın vücudu. Kancaya geçirdiği kelepçenin sağlamlığını ölçmek için zinciri tutup salladı.

AvcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin