Ruhu Temiz Sadist İnsan

395 14 1
                                    


Beyninde ki düşüncelere teslim olmuş uyumaya diye gittiği odasın da öldürdüğü travestinin cesedini parçalıyordu.

Bedeni küvete taşıyıp kafasını keserken soğuk görünüyordu. Bu mimikleri oynamayan kadın beyninde ki şizofreni kız çocuğuyla ağlar onunla uyurdu.

''Niye öldürdün onu?''

''Çok sinirlenmiştim bi şekilde hırsımı almam gerekiyordu.''

''Bu bi işe yaradı mı?''

''Biraz...''

''Aşağıya inip birde kurbana işkence ettin''

Sessizce kalkıp yanında dikip durna küçük kıza baktı. Gözlerinde yine bir soğukluk yine bir donukluk...

''Sen olduğun yerde kal ve izle. Konuştuğunda sinirlerim bozuluyor''

''Benide mi öldürürsün?''

''Sen zaten ölüsün''

Avcı ellerini dizlerine koyup küçük kızın üstüne eğildi.

''Kafamda ki şizofreni görüntüden başka birşey değilsin... Defolup gitmen de benim elimde''

''Peki niye o zaman beni yok etmiyorsun?''

Avcı işine dönüp travesitinn kollarını kesmeye başladı. Fışkıran kan ve kesim sırasında çıkan ince tını sesi banyoda yankılanıyordu.

''Ne yapıcak bu bedeni? ''

''Küçük parçalara ayırıp birbirinden uzak yerlerde yakıcam''

''Ya kemik parçaları?'' 

''Önce kemiklerinden sıyırıcam, etlerini yakıcam''

''Çok uğraşman gerekicek''

''Kapa çeneni''

''Ben bunları yapıcak kadar büyüdüm mü? Daha dün sokakta oynayan çocukları izlemiyor muydum ben? Ne zaman bu kadar büyüyüp kötü bi kız oldum? Bu ben miyim? Delirdim... Kafamda ki şizofreni insanlar la konuşuyorum ve insan öldürüyorum. Aptalın tekiydim, bu kadar iyi plan yapıp uygulayacak kadar cesareti ve zekayı nerden buldum ki? Öfkemle biriktirdiğim cesaret bana bunları yaptırıken hiç kokrmuyorum. Kokrmadan yaşamak iyi bir hismiş. Ellerim de insanların kanları olduğunda kendimi dünyanın hükümdarı gibi hissediyorum. Ellerim de insan etleri olduğunda yaran olarak görüyorum kendimi, ölüm tanrısı kadar yetkim var. Ben ne zaman bu kadar büyüdüm?''

Tüm et parçalarını kemiklerinden sıyırıp kovaya dolduruken kendi kendine söylendi; Kurban acıktı mı acaba?

Üstünde ki kanlı kıyafetleri bile değiştirmeden mutfağa inip tavaya yağı koydu. Kovanın içinden aldığı bi kaç et parçasını suda kanından arındırıp lokmalık parçalara böldü. Hepsini soteleyip kızarttı.

Güzelce hazırladığı tepsiye son olarak 1 bardak su koyduktan sonra suratına bi gülümseme takındı ve bodruma indi. Işığı açıp zincirde sallanan Kurbana baktı.

Tepsiyi yere koyduktan sonra çok endişeliymiş gibi göründü.

''Tanrım! Canın acıyor mu? Bekle seni çözücem''

Zincirlerindne kurulan beden yere yığıldı. Tepsiyi bedenin yakına koydu ardından anne şefkati gibi sıcak göğsüne dayadı bedeni.

''Hey! Aç gözlerini biraz yemek ye''

Kurban bilinçsizce ona uzatılan kaşığı ağzına alıyor doğru dürüst çiğnemen yutuyordu lokmaları. Tüm tabağı bitirdikten sonra 1 bardak suyun yarısını bile içemeyecek kadar toktu.

''Aferim akıllı oğlum! Hep böyle uslu olursan sana daha çok yemek yedirrim'' dedi yumuşacık bir sesle ardından bodrumdan çıkıp odasına geri döndü.

Tüm oda kanla kaplıydı. Çarşafları yıkamakla uğraşamazdı, yakıcaktı. Yatak çarşafını, basit beyaz perdesini, ve katlayıp masasının üstüne bıraktığı kanla kaplı kıyafetleri bir çöp poşetine koyup banyoya kaldırdı. Yatak döşeğinden hala kan damlıyordu... Yatağın üstüne abanarak kanların daha çok akmasını sağladı. Küçük odanın kapısının altından kanlar kolidora uzanıyordu. Yeri çamaşır suyuyla ovalarken kapıdan sızan kanları da temizledi. Odası tamamen temizlenmişti artık.

Odasını tamamen temizleyince kanlı kıyafetlerinide poşete tıkıştırıp temiz bezle ellerini, kollarını ve yüzünü kandan arındırdı. Temiz kıyafetlerini giyip yakılacakların olduğu çöp poşetini de alıp evin 4 sokak ötesinde ki boş arsaya gitti. Oldukça ıssız olan sokak apartmanlarla kaplı olsa da kimse kimseyi tanımazdı. Arsanın içindeki torbacıların ve fahişelerin takıldığı 2 göz harabe eve girdi. Saat 3-4 civarı olduğu için kimse yoktu. Hemen poşettekileri yere serpiştirip ucundan çakmakla tutuşturdu. Tamamen yok olduklarından emin olmak istediği için hepsi kül olana kadar bekledi. Küllerini yere ayağıyla dağıttıktan sonra eve geri döndü.

Banyoda ki et parçalarını mutfağında hiç kullanmadığı derin dondurucuya güzelce poşetleyip koyarken kemik parçalarını da poşetleyip sonradan dikkat çekmeden yok etmenin plalarını yapıyordu. Banyoyu da onlarca deterjanla temizleyip tüm temizliğini bitirdiğini sandığında yatağın kanlı olduğunu hatırladı. Napabilirdi? Onuda parçalara ayırıp yakacaktı ama şimdi değil... Saatine baktığında akşam 9 olduğunu gördüğünü. 1 gece 2 gündüz uyumamıştı, çok yorgundu.

Salona indi televizyonu açtı uzun koltğa kendini bırakırken dizide ki yaşıt olabileceği kadına baktı. Güzel b gülümsemesi ve içten bakan gözleriyle sevgisine bişeyler anlatıyordu. ''Ben de böyle olabilirdim...'' Bugün yaptıklarından sonra sadece 1 cümle kurabildi ''Bende böyle olabilirdim...'' Tek cümleyle tüm duygularına isyan etti. Dilinin söyleyemediği şeyleri elleriyle yaptı bugün ve bugün biraz daha büyüdü. İyi geceler ruhu temiz sadist insan rüyaların da mutlu ol. 

AvcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin