DOLUNAY'DAN
Banu'yla konuşmam bittikten sonra şikayetimi bildirdim ve kameraları kontrol ederek yasak bölgeden çıktım. Kilit noktalar belirledim kendime. Ortalama 5-6 saniye görünebilme şansım var ama bunda bile riske atmak gelmiyor içimden. Hemen lavaboya girdim ve çarşaf parçasını attım üstüme. Ellerimi rahat hareket ettirmek için Bileklerimden bağladım. Her yerde olduğu gibi buranın da lavabosunda havalandırma vardı. Zıpladım ama ulaşamadım. Etrafıma bakındım kullanabileceğim ne var diye. Lavabolardan birinden sifon sesi geldi. Kahretsin! Neden kontrol etmedim ki?! Yaşlı bir kadın çıktı beni görünce tam çığlığı basacaktı ki uçan tekmeyle yere yığdım onu. Zaman azalıyor her an Cem gelebilir elimi çabuk tutmalıyım. kadın baygın bi şekilde yerde yatıyordu. Elinde kutu gibi bir çanta vardı. Çantayı aldım ve havalandırmanın altına koydum ardından zıpladım ve kapağına yumruğumu geçirdim ama ne yazık ki açmaya yetmedi. Lavabonun yanında vileda vardı. Hemen elime aldım ve sertçe geçirerek kapağını açtım. Sonra viledanın sopasından destek alarak tekrar sıçradım ve havalandırmadan içeriye girdim. Ardından telefonumu elime aldım Banu'nun gönderdiği krokiye baktım lavabonun havalandırmasından sağa doğru ilerlersem istediğim odaya ulaşıcak ve Cem'le beraber buradan kurtulacağız.
___________________________________________________________________________________
CEM'DEN
Banu olan biteni anlatır anlatmaz bizim deliyi aradım. Adı Meriç. Deliler hastahanesinde kendini ama ben ona ulaşıp çıkmasını söyleyince kolaylıkla kaçıyo. Kendisi benim üvey kardeşim ama gay olduğu için ben ne dersem yapıyo ve tımarhanede olmasından neler yaptırdığımı anlamışsınızdır. (Meriç eski sevgilimdir :D - yazar) Herneyse onun deli raporu olduğundan sorun çıkmaz. Gelicek ona verdiğim silahla ortaya ateş edecek ve tüm polislerin dikkatini o tarafa çekecek. Bende siyah çarşafla oraya gidip şifreyi kırıcam ve ordan Dolunay'la çıkıcaz. Benim kameralara görünme sebebim hiçbir şekilde Dolunay'dan şüphe duyulmaması. Meriç'i saldıktan 5 dakika sonra çarşafla içeri girdim ve kilit noktalardan göze batmadan kasaya doğru ilerledim. Hemen fabrika açılış kodunu girdim ve 5 saniye geçmeden kasanın kulpunu sağa çevirerek açtım. Eğer bekleme süresi 5 saniyeyi geçerse alarm verir. Kasa açılır açılmaz içeri daldım. Ve aynı anda havalandırmadan sesler gelmeye başladı. Bakışlarımı temkinli bir şekilde oraya sabitledim. Kapağı açıldı ve siyah sülilet kendni gösterdi.
"Dolunay?" Diyerek kişilik konturolü yaptım. Orta parmağını gösterdi. Evet bu kesinlikle Dolunay. Bana doğtu bir kaç tane çuval attı. Şöyle anlatıyım bu oda tamamen destelerle para dolu. Bir oda dolusu para var yani. Dolunay da olduğu yerden çuvalını doldurmaya başladı. Bu baya vakit harcayacağa benziyor. Dolunay'a bakıp tepkisini ölçtüm.
"Meriç bu odayı temizleyene kadar oyalayamaz. Alabildiğimiz kadarını alalım." Dedim.
"Sence bu cesur hırsıza yakışır mı ha? O zaman hırsızın önündeki cesur ne bokuma duruyo? Sen korkuyorsan git ben burayı sıfırlamaya geldim. Seni de burada zorla tutan yok siktirip gidebilirsin!" Dedi tükürür gibi. Hobaaa baya yangına körükle gitmişim arkadaş!
"Sakin ol şampiyon bu olay cesur hırsız nasıl isterse o şekilde devam edecek" Dedim. Yoluna giderek. Ben bile Dolunay'ın tersine gidemem arkadaşlar henüz ölmek gibi bir şey planlarım arasında yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR HIRSIZ
ActionBir hırsıza göre fazla güzel, iddalı, cesur, güçlü ve zeki olan Dolunay kimsenin akıl sır erdiremeyeceği kadar paralar çalıyor işler çeviriyor ve fazlasıyla kolay bir şekilde bu işten sıyrılıyor kimi zaman masum oluyor doğrusu şeytana pabucunu ters...