Bölüm 3 : Arkadaşım Eşşek

300 16 5
                                    

-Şşş Barış kaç dakika kaldı olum ya?

-İki dakika kaldı.

Sınıfta bir tek Barış'ta vardı, Casio'nun o meşhur dijital saati. 9 yaşında ki bir çocuğa göre havalı bir şeydi .Babası okula başladığında almıştı. Okul ziline saniyesine kadar ayarlı olması da ayrı bir özellik katıyordu saate. Beslenme saatiydi bu teneffüs. Sınıftaki herkes gibi Barış'ta çok acıkmıştı.Barış arkasını dönerek Elif'e '' Son bir dakika kaldı '' diyerek gülümsedi. Elif sadece gülümsedi. Oda fazlasıyla acıkmıştı.

Artık son saniyelerdi. Barış saatine baktı ve otuzdan geriye doğru saymaya başladı. Beslenme çantasına uzanmak için sıranın altına elini attı. Fakat yerinde değildi. Sağına baktı, soluna baktı, beslenme çantasını bulamadı. Barış telaş içinde beslenme çantasını ararken teneffüs zili çaldı. Barış'ın bu telaşını fark eden Elif, '' Ne oldu? İyi misin ? '' diye sordu. Barış, oflayarak '' Beslenme çantamı unutmuşum '' dedi ve omuzlarını düşürerek önüne döndü. Elif kendi sırasından kalktı ve Barış'ın yanına oturdu. '' Üzülme benim beslenme çantam yanımda '' diyerek gülümsedi. Barış, '' Teşekkür ederim. Sen ye, aç değilim ben. '' diyerek Elif'e ilk yalanını söylemiş oldu. Kurt gibi açtı çünkü. Ama bu beyaz bir yalandı. Barış Elif'in doymayacağını düşünerek, bu teklifi reddetmişti.

Elif, barbie resimli beslenme çantasını dizlerinin üzerine koydu ve içinden mendilini çıkarıp masaya serdi. Ardından vişneli meyve suyunu çıkarıp mendilin sağ köşesine, yeşil elmasını da sol köşesine koydu. Sıra ana yemekteydi. Tam bir ekmeğin yarısı kadar çokokremli sandviç. Elif ekmeği tam yarısından olmasa da bölerek, paylaştırdı. Ekmeği fazla sıktığı için parmakları çikolata olmuştu. Çikolatayı Barış'ın burnuna sürerek '' Al bakalım''dedi ve böldüğü parçalardan birini Barış'a uzattı. Barış bir kez daha istemediğini dile getirdi. Elif,'' Bu bana gerçekten çok '' diyerek Barış'ı ikna etmeyi başardı. Daha fazla dayanamayan Barış ekmeyi aldığı gibi ağzına götürüp bir ısırık aldı. Elif gülerek, '' Aç olmayana bak sen '' dedi ve oda ekmeğini yemeye başladı.

Bu paylaştıkları ilk şey değildi. Son da olamayacaktı. Aynı mahallenin çocuklarıydılar. Apartmanları karşı karşıyaydı. Bazen balkondan bir birlerine su balonu atarlardı ve en çok bu yüzden azar işitirlerdi. Elif'in tek arkadaşı Barış'tı. Mahallede ki diğer çocuklarla da arkadaştı ama en iyi Barış'la anlaşırdı. Barış ise Elif gibi değildi. Mahallede herkesle çok iyi anlaşır ve hepsiyle de iyi geçinirdi. Ayrıca Barış'ın yeşil bisikleti de ona mahallede ayrı bir hava katıyordu. Mahallede turlar, kızların dikkatini çekerdi. Mahalle maçlarında tezahürat eden kızlar genelde '' Barış '' diye bağırırlardı. Elif bu duruma bazen sinir oluyordu. Bazende yakın arkadaşını kıskandığını için utanıyordu kendinden. Ama Barış her kazandıkları maç ardından gelen gazozunu Elif'le paylaşırdı. Bu Elif'i annesinin ona aldığı hikaye kitaplarından sonra en mutlu eden şeydi.

-Şşş Barış kaç dakika kaldı?

-Çalacak şimdi.

Bazen sıkılmıyor değildi Barış bu '' Kaç dakika kaldı '' sorusundan. Ama yine de cevap vermemezlik etmiyor, her sorulduğunda gülümseyerek cevaplıyordu. Son ders ziliydi bu beklenen. Artık eve gidip Tsubasa izleme zamanıydı. Sınıfta bulunan herkes için dünyanın en güzel melodisi çalmaya başlamıştı. Herkes çığlıklarla sınıfın kapısına doğru koşmaya başladı. Barış ve Elif'te bu öğrencilerin içindelerdi. Okul kapsından çıktıktan sonra o bunaltıcı kalabalıktan kurtulmuşlardı. Şakalaşarak eve doğru yürümeye başladılar.

Kısa süren okul yolunun ardından Barış ve Elif'in sesini, mahallede ki kasetçiden gelen Tayfun'un '' Hadi Yine İyisin '' parçası bastırmıştı. Şarkıya biraz eşlik edip, ritme ayak uydurdular ve akşam yemekten sonra sokakta görüşmek üzere sözleştiler.

Barış tam apartmanın kapısından girerken kasetçi Onur abi '' Barış Manço açayım mı len sana ? '' diyerek gülümsedi. Bir çok çocuk gibi Barış'ta seviyordu Barış Manço'yu. Ama apayrı bir hayranlığı da vardı. ' Adam Olacak Çocuk ' programının hiç bir bölümünü kaçırmazdı ve ' Arkadaşım Eşşek ' şarksını ezbere bilirdi. Gülümseyerek apartman kapısını açtı ve koşarak merdivenleri çıktı. Tsubasa'yı kaçırmaması gerekiyordu. Annesi Nehir hanım, Barış'ı kapıda bekliyordu. Her ne kadar '' Yavaş ol, düşeceksin. Başımıza iş açacaksın '' dese de Barış '' Başlamadı değil mi ? '' diyerek içeriye koştu. Çantasını ilk denk gelen yere fırlatıp hemen televizyonu açtı. '' Bir elini yüzünü yıkasaydın be oğlum, dışarıdan geldin '' dedi annesi, '' Tamam anne yemekten önce yıkarım '' diye cevapladı Barış ve televizyona daldı.

Barış odasında kıyafetlerini çıkarırken kapı çaldı. Üzerinde ki atletiyle kapıya doğru koştu. Gelen babası Muharrem beydi. Kapıyı açtı ve babasının kucağına atladı. Babasını '' Öperek hani benim Cino çikolatam ''diye sordu. Babası '' Cebimde tabi ki ama yemekten sonra '' diye cevapladı. Barış kafasını sallayarak onayladı ve çikolatayı kaptı. Kıyafetlerini giymek için odasına koştu. Muharrem Bey'de ellerini yıkayıp yemek masasına oturdu. Nehir hanım çorbaları servis ederken Barış geldi ve masadaki yerini aldı. Nehir hanımında masaya oturmasıyla yemeğe başladılar.

Nehir hanım tatlıları servis ederken Barış, '' Benim tatlım var '' diyerek cebindeki çikolatayı çıkarıp havaya kaldırdı. Muharrem bey gülerek '' Seni o çikolatadan daha mutlu edecek bir haberim var galiba '' dedi. Barış, '' Ne yani iki çikolata daha mı ? '' diyerek masadaki herkesin kahkaha atmasına sebep oldu. Muharrem bey '' Hayır tabi ki. Televizyona çıkıyorsun beyefendi '' dedi. Barış şaşırmıştı. Aynı şaşkınlık Nehir hanımda da vardı ama Barış'tan önce davranarak '' Nasıl yani? '' diye sordu. Muharrem bey '' Bu hafta ki Adam Olacak Çocuk'un konuğu beyefendi '' diyerek gülümsedi. Barış bir kaç saniyelik şaşkınlığın ardından '' Ne ? '' diye çığlık atarak kapıya koştu. '' Nereye gidiyorsun ? '' diyen Nehir hanıma '' Elif'e söyleyeceğim'' diyerek cevap verdi ve koşarak merdivenlerden inmeye başladı.

Elif'lerin zile basıp '' Elif '' diye bağırmaya başladı. Elif'in annesi Meral hanım '' Bağırma yavrum, geliyor Elif '' dedi ve hemen ardından apartman kapısından Elif çıktı. Barış Elif'e sarılarak '' Bu hafta Barış Mançoy'la tanışıyorum '' dedi. Elif şaşırarak '' Ciddi misin ? '' diye sordu. Barış '' Gel hadi dondurma yiyelim, yolda anlatacağım her şeyi'' dedi ve '' Kesin izle beni, kaçırma sakın. Şarkı söyleyeceğim '' diye de ekledi.






Wattpad camiasında ki yardımlarından dolayı ve yabancısı olduğum bu ortamın raconunu bana öğrettiği için '' Bir Şizofrenin Günlüğü '' yazarı BlackPersephone arkadaşıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum :)


KaravanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin