Sensiz bir gün yaşamak mı ,sensiz bir saniye dahi geçmezken.
"Sen hiç aşık oldun mu? "
"Neden sordun ki yani bilmem. Sanırım olsam bile bana olacak kimseyi bulmam."
"Öyle deme bende öyle diyordum bak şimdi ağabeyin ile evlendim çok ama çok mutluyum ve artık hem ondan hem kendimden bir parçayı burada taşıyorum." Bunu söylerken karnına koruyucu bir iç gücü ile elini koymuştu.
Sözlerine kaldığı yerden derin bir nefes alarak devam etti bu gözümden kaçmamıştı çünkü onu sanki ilk defa görüyormuşum gibi süzmüştüm. "Neden sorduğuma gelirsek bu yazdığın yazılar çok dokunaklı ve gerçekten aşık olmuş gibi."
Derin bir nefes aldım dedikleri doğru değildi gördüklerimden anlayıp yazmaya çalışıyordum gizemli olmak ve geçiştirmek için sadece onun duyabileceği bir ses ile "belki" dedim.
Hastaneden çıkalı üç gün olmuştu ve ben yengemi hiç görmediğim için ilk gün onunla konuşurken rahatsız olsam da şimdi gerçekten bir abla kardeş gibi konuşuyorduk. Evet ben ağabeyimle de rahat rahat konuşmayı severdim ama herhalde yengem ile yaptığımız konuşma ağabeyim ile olsaydı o çoktan kardeş katili olmuştu.
Yengem benim bu üç gün içerisinde ve eskiden yazdığım bir kaç yazıyı okuyup benim aşık olduğum kanısına varmıştı. Fakat bunun doğruluğu tartışılır idi. Kim olduğunu o kadar çok merak ediyordu ki bana iki dakikada bir aramızı yapmak adına ismini soruyordu. Fakat söyleyebileceğim tek bir isim dahi yoktu.
Yeni planım şu idi üstüme" acil sadık ve iyi bir erkek tarafından aşk aranıyor genleri güzel olsa hiç fena olmaz yani"yazmak idi . Yengeme de bu düşüncemi söyledim. Yengem bana sabahtan beri buralarda geni güzel insan zor bulunurmuş ve davul bile dengi dengine olurmuş gibi bir çok zırvalık saymaktan başka hiçbir şey yapmadı.
..............
"Bu nasıl bir tutulma Allah'ım diyemeyeceğim yenge çünkü çok tipsiz bu ne ya? ".
"Kızım sende hiçbirini beğenmiyorsun ne yapayım sana manken mi bulayım yani"
"Bulsan fena olmaz be yenge "dedim her zaman ki gibi yavaş ve ince bir tonda söylemiştim ve kafama şaplağı yemiştim.Tek şaplak yesem o da iyiydi birde bana "şapşal" demişti.
Tam üç saattir bana iyi bir koca adayı arıyorduk ama nerede bende öyle şans .Yengem önüme bir fotoğraf koydu ben ve fotoğraf bakışmaya başladık ve ben o anda tiz bir çığlık attım.
Önüme koyduğu adam babam yaşında saçı desen nerede ise yok denecek kadar az olan bir adamdı o anda yengeme dönüp dedim ki "yenge ben vazgeçtim evde kalıp annemin dizinin dibinde otururum daha iyi bu ne be adamı inek yalamış, horoz tepmiş, sokağın kadınları yüzüne tükürmüş vede en önemlisi bu adama bir domuz poposunu yüzü olsun diye ödünç vermiş "dedim. Ve o anda ikimiz de gülmeye başladık.
Yengem sonun da gülmesi bitince dedi ki "İyi be evde kal .Artık elli yaşına gelince azgın bir teyze olarak göçüp gidersin öbür dünyaya ama bak çocuklarımı senin yanına göndermem .Onları da kendin gibi azgın mazgın yaparsın bir başıma serseri bir çocuk eksikti zaten başım da manyak bir koca varken sapık ve serseri bir çocuğu bünyem kaldırmaz ."
Yengemin söylediği bu cümleye kahkahalar ile gülmeye başladım. Bir insan hani mutsuzken kendini başkalarına mutlu göstermeye çalışırdı ya onlarda üzülmesin diye işte bende şu anda tam bunu yapıyordum mutlu olmadığım halde mutluymuş gibi davranıyordum. Eve geldiğim günden buyana evdeki tüm aynaları kaldırdım ucuz kahvem ,küflü duvarlarım ,defterim ve ben vardık sadece birde ara sıra yanıma gelen yengem vardı.
Kitabımın son bölümünü yazmıştım şimdi ise ona güzel bir son cümlesi bulmalıydım. O anda aklıma gelen cümle ile yerimden fırladım yengem ne olduğunu anlamadığı için bana ne olduğunu anlamak için bakıyordu. Verandanın üstünde ki tam üç senedir yazmaya çalıştığım kitabı içinde barındıran defteri aldım ve bir çırpıda sonunu yazmaya başladım "Kadın küçük bedenini sarstı ölümdü adamın yokluğu .Kadın adamın kokusu olmadan uyuyamazdı ki kadın onun dudakları olmadan yaşayamazdı ki. Kadın kızardı herkese nedir bu sevda diye işte şimdi anlıyordu kadın onsuz nefes alamazdı onsuz yaşayamazdı."
Bir saniye afalladım ama sonra yazmaya derin bir nefes alıp yazmaya devam ettim. "Sonsuzluk gerekmezdi kadın için kadına bir tek adam lazımdı kadına bir tek adamın dudakları lazımdı kadına bir tek adamın elleri lazımdı ve şimdi onlar yoktu kadın zaten ölüyordu adamın onu öyle bir sevmişti ki kadın o gün ölmüştü. Şimdi kadın birde adamın yokluğun da ölüyor idi."
Cümleyi nokta ile sonlandırdım ve defteri kapattım bu kitapta her şeyin bir gün biteceği gibi bitmiş idi. Bu kitaba ne umutlar ne hayaller ile başlamıştım peki şimdi elime geçen koca bir hiçti.Aslında hayır koca bir hiç değildi fakat benim hayalim bu değildi kitap mutsuz sonla değilde mutlu bir son ile bitecekti fakat öyle olmamıştı olamamıştı.
Bugün benim ilk iş günümdü yengemin kardeşi Ahmet amca bana kendi lokantasında iş vermişti kendimi tek avutmam ise bana bu halle insanların içkili olmasına rağmen bakmayacak olması idi. Biraz gergindim yengem sanırım gerginliğimi anlamış olacak ki bana "sana yardım edeyim mi ? " dedi tam üç saatten beri bunu demesini bekliyordum sonunda demişti bende hemen olumlu yanıtı verdim.
Yengem bana zorla kırmızı bir elbise giydirmişti ve sadece gözüme gözümün daha çok belli olması için mavi hafif bir makyaj yapmıştı. Makyaj bitince bana küfür gibi bir söz söylemişti ne kadar belli etmesem de kalbim çok kırılmıştı .Takmadım onuda üzmek istemedim ,hayattaki tek arkadaşımı kaybetmek istemedim.
Tam iki saattir Ahmet amcanın yerinde şarkı söylüyordum ve uzun süredir olmadığım kadar mutlu idim eğer bu kadar güzel bir his olduğunu bilse idim bu işi daha önceden seçerdim. O anda en zor günümde yanımda olup beni anlayan tek şarkı gelmişti ve bu son şarkım olacaktı bir yandan bu şarkıyı söyleyip eve gidip dinlenmek istiyordum bir yandan da burada şarkı söylemeye devam etmek istiyordum.
Şarkı sözlerini söylemeye başladım en sevdiğim şarkıyı söylemek o kadar güzeldiki hemde bunca kişinin önünde.
Terkedilmiş bir şehrin ortasındayım..
Altım çamur, üstüm yağmur ama bak burdayım..
Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor..
Bedenim burada fakat ruhum kabul etmiyor..
Kendime yalan söyledim..
Yalnızım bunu ben istedim..
Paramparça bütün aynalar..
İçinde kan revan birisi var..Yaşadığım ne varsa ben seçtim ben istedim..
Artık sabah uyandığım ses annem değil..
Bazı şeyler kaybetmeden farkedilmiyor..
Bedenim burada fakat ruhum kabul etmiyor..
Kendime yalan söyledim..
Yalnızım bunu ben istedim..
Paramparça bütün aynalar..
İçinde kan revan birisi var..Ser verip, sır vermedim..
Cesaret ister böyle itiraflar..
Söylemesi zor..
Tek korkum bu kadar.Aslında tek korkum bu kadar değildi daha büyük korkularım vardı daha büyük acılarım. Ama takmamaya karar vermiştim şu anlık ihtiyacım olan tek şey bir koca adayı idi onu da bulursam keyfimi kimse bozamazdı. Bu iş ise epey zordu. Koca aranıyordum hemde güzel genli bir koca. Bu buralarda biraz zordu.
Hikayeme verdiğiniz destek için sağ olun. Yarın çok uzun bir bölüm gelecek. İyi akşamlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Üzülme #Wattys2015
RomanceAşk engel tanır Aşk gururu dinler Gerçek sonlar mutlu değildir Biri aşkını hiçe sayacak kadar bıkmış ve kötü şeyler yaşamış. Diğeri ise ölümü bile hiçe sayacak kadar umursamaz. Kalem aranıyor! Kayıp kız aranıyor! Köpek aranıyor! duydunuz Şimdi...