5.Lunapark

265 30 14
                                    

Öncelikle Selâmün aleyküm.

Kuran'ımı elime aldım ve İnşirah Suresini açtım.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

2. Yükünü senden alıp atmadık mı?

3. O senin belini büken yükü .

4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?

5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.

6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,

8. Yalnız Rabbine yönel.

En çok 5. ve 6. ayetler dikkatimi çekti. Allah c.c. her zorluğun arkasında bir kolaylık ve her zorluğun arkasında bir kolaylık daha olduğunu bizlere bildiriyordu.

Bu gün dersim olmadığı için evde takılmayı planlıyordum. Yatağımda telefonumla uğraşırken Azra içeri daldı. "Ablaaaa." dedi.

"Efendim benim prensesiiim." dedim. Bir elimi kendine doğru çekti. "Abla yütfen Zümya abla ile yunaparka gideyim. Yütfen bak dayılıyım." dedi.

Aslında yorgundum ama bu tatlılığa kimse hayır diyemezdi. "Vaay emir büyük yerden. Dur ben bir Zümra Ablanı arayayım. İşi yoksa o da gelir." dedim.

Azra tam kapıdan çıkıyordu ki geri döndü. "Ha, abla bu ayada Kemal abiyi de çağıy. Çünkü o benim sevgilim." dedi.

Kıkırdadıktan sonra Zümra'yı aradım. 3. saniyede açtı telefonunu. "Zümra Selamunâleyküm kardeşim, nasılsın?"

"Aleykümselâm, iyiyim kardeşim. Hayırdır inşaAllah? Birşey mi oldu?" dedi telaşla.

Ha tabi bu saatte pat diye biri beni arasa ben de korkardım. "Yok kuzucum. Birşey olmadı. Şey ya, Azra lunaparka gitmek istiyor. Seni ve Kemal abiyi ay pardon sevgilisini de istiyor." dedim kıkırdayarak.

Zümra'nın da kıkırdama sesini duydum. "Yav ne güzel olur canım ya. Zaten canım sıkılmıştı. Hem abimde günü boş geçicek diye sabah namazından sonra uyudu. O da gelir. Ay çok güzel olur." dedi neşeyle.

"Tamam o zaman canım. 45dk sonra çıkalım. Hem bak bu sefer yürüyerek gidelim tamam mı? Zaten çok yakın buraya." dedim. "Tamam canım. Hadi Allah'a emanet ol." dedi. "Sende." dedim ve telefonu kapattım.

Feracemin üzerine pembe şalımı taktım. Tesettüre uygun bir şekilde örttükten sonra aşağı indim.

•••••••

Zümra'dan:

Ahsen ile konuştuktan sonra abimin odasına koşarak çıktım. Kapıya tıklattıktan hemen sonra abim kapıyı açtı. Uyumuyor muydu ya? Neyse.

"Ne oldu prenses?" Dedi tebessümle.

"Abi Ahsen aradı, Azra bizimle beraber lunaparka gitmek istiyormuş. En çok seni istiyor." Dedim gülerek.

Abimin yüzü birden gülmeye başladı. "Ahsen de mi gelecek?" Diye sordu.

"Evet abi?" Dedim anlamadığımı belli eden bir suratla.

"Neyse ben hemen hazırlanıyorum, baksana emir büyük yerden, zaten Azra'yı çok özledim. Uzun zamandır ortalarda yok fıstık." Dedi.

"Tamam abi." Dedim şaşkınlığımı bozmayarak ve odadan çıktım.

Allah Allah..? Neden sordu ki bu kızı.

●○●○●○

Ahsen'den:

Azra ayakta pembe çantasını eline almış bir şekilde beni bekliyordu. Bu halini görünce güldüm. Canım benim ya. İyi ki sen ben kardeşimsin. Ay ben bu tipi mıncırırım ya.

Azra'yı kucağıma aldım ve koltuğa attım bıcırığı. Uzun süre gıdıkladım.

"A..Ab..laa... Bıyak beni yaaa." Dedi bir yandan gülerken.

"Tamam tamam bıraktım güzellik." Dedim. Birden somurttu.

"Ne oldu?" Diye sordum. "Ya abla göydün mü? Saçlarım bozuldu. Of ben bunu Kemal sevgilim için yapmıştım." Dedi.

Bu cümlesine ciddi anlamda uzunca gülmüştüm.

"Yok canım benim hiç biryeri bozulmamış. Hem seni her halinle sever." Dedim gülerek. 'Biliyorum' der gibi başını salladı.

Kapıya çıktığımızda Kemal abi ve Zümra bizi bekliyorlardı.

Azra koşarak Kemal abiye sarıldı. Bende Zümra'ya koştum tabi ki.

"Zümra ne zaman geldiniz kız?" Dedim bir yandan sarılırken. Sarılmayı bıraktı ve "Güzelim şimdi geldik." Dedi. 'Tamam' anlamında başımı salladım.

Azra Kemal abinin elini tutuyordu. Bizde arkadan Zümra ile kol kola geliyorduk.

Lunaparkın önüne geldiğimizde Azra Kemal abiyi sürükleyerek pamuk şekerlerin olduğu yere götürdü.

Kemal abi gülümseyerek hepimize birer tane almaya yeltendi. Tabi ki ben izin vermedim. Yani çalıştım. Ama Kemal abi zorla aldı.

Kemal abi Azra'ya döndü, eliyle bütün aletleri göstererek "Hangisine binmek istersin fıstık?" Dedi. Azra elini çenesinin altına koydu, dudaklarını büzdü ve 'Kanguru' yu gösterdi.

Kemal abi Azra ile beraber Kanguru'ya bindi. Bizde Zümra ile banka oturduk. Azra'nın Gülme ile Çığlık seslerini duyuyorduk, sesleri duyunca kıkırdıyorduk.

"Zümra şu tipe bak ya çok tatlı değil mi?" Dedim.

"Azra mı?" Dedi.

"Tabi ki de Azra. Delirdin herhalde kuzum, Kemal abiye neden tatlı diyeyim?" Dedim. Birden gülmeye başladı.

"Kız saçmalama, ben şu küçük Çocuktan bahsediyordum. Ay beni güldürdün Allah'ta seni güldürsün." Dedi.

"Ha tamam." Dedim gülerek.

Uzakta Arif'e benzeyen bir silüet gördüm. Gözlerimi büyüttüm , tabi ki işe yaramadı.

Aha!bu Akif. Yanında Hatice Teyzede var. Birde küçük bir çocuk. Kimdi ki acaba?

Elimdeki eşyaları Zümra'ya verirken "Dur Zümra ben bir yere gideceğim bekle."

Yürümeye başladığımda arkamdan Zümra'nın "Nereye?" Dediğini duydum ama sorusu cevapsız kaldı.

Hatice Teyze beni görünce tebessüm etti. Hemen yanaklarından öptüm tontoşun.

"Selâmünaleykum Hatice Teyze. Hayırdır inşaAllah?" Dedim merakla.

Cidden çok merak ettim. Normalde bu kadar meraklı bir insan değilim ama bu sefer bayâ merak etmiştim.

"Aleyküm selam kızım. Bu küçük bıcırık bizim komşumuzun kızı. Annesi ile babası işe gittiği için bize geliyor gün içinde, canı sıkılmış bizde buraya getirdik. Siz neden burdasınız?" Dedi.

Tam cevap verecektim ki arkadan Kemal abi "Selâmün aleyküm." Diye elini uzattı Akif'e.

Hatice Teyze'ye döndüm hemen. "Biz de Azra'yı getirdik buraya eğlensin diye." Dedim tebessüm ederek.

Yüzünü buruşturup "Siz ikiniz mi?" Diye sordu.

Kemal abi ben birşey diyemeden "Evet, biz ikimiz." Dedi.

Gâfil SuretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin