Londra-1827
Beth bütün heyecanıyla birlikte içeri girip,arkasında ki kapıyı sıkıca kapadı. Ellerini birbirine kenetleyip,karşısında ki güzelliği dalgın dalgın süzdü ve iç geçirdi. Miranda son kez herkese teker teker baktı. Herkes büyük bir beğeniyle ona bakıyor ve onun yerinde olmak için dualar ediyordu. Genç kız, bu gece özenle giydirilmiş,saçları büyük bir itinayla taranmış ve üzerine Paris'ten gelen mis kokular sıkılmıştı. Miranda herkes gibi kendine baktığında üzerine çoktan olgunluğun gölgesinin düştüğünü fark etti. Odada ki bütün kızlardan daha olgun görünüyordu. Miranda son kez taktığı mücevherleri kontrol etti ve sıcacık bir gülümsemeyle etrafını çevreleyen genç ve körpe kızlara baktı.
''Hadi ama,daha ne kadar zaman kaybedip,aşağıdaki eğlenceyi kaçırmayı planlıyorsunuz?'' dedi Maryanna alaycı bir ses tonuyla. Herkes Miranda'nın etrafına saçtığı etkiden bir anda kurtulup,içleri içlerine sığmacakmışcasına Maryanna'ya baktılar.
''Salondaki durum nedir Beth?'' dedi Miranda,sesi çoktan Düşes olmanın verdiği ağırlıkla çıkmıştı. Beth sağa sola,elleri birbirine kenetlenmiş bir şekilde süzüldü ve ardından ayaklarını birkaç kez küçük zıplamalar yere vurdu. Genç kızların arasında dönmeye başladı.
''Öncelikle sevgili Rebecca'nın biricik nişanlısı Edward aşağıdaki yerini aldı ve Deppwood Dükü ile sohbet ediyor.''
Rebecca aldığı haberin heyecanıyla derin bir nefes çekti ve etrafa yaramaz bir bakış attı.
''Ah lütfen! Bu gece bir skandal istemiyorum,Rebecca.'' dedi Miranda ve sesinde nazik fakat bir o kadar tehtit dolu soğuk bir hava vardı. Rebecca ablasından istediği şeyler duymamanın verdiği etkiyle gözlerini yukarı doğru çevirdi ve büyük bir nefes saldı.
''Evet,Rebecca.Bu gece sevgili ablan Miranda'nın en mutlu günü,kendisi Edgar Dükünün yegane oğlu Stephan ile evlendiğini bütün İngiltre'ye duyuruyor. Bugün tam anlamıyla bir Düşes olduğunu ilan ediyor.'' dedi Maryanna ve gözlerini Rebecca'nın üzerinden çekip tüm odada dolaştırdı.
''Bu yüzden,bu sadece Rebecca ile igili değil kızlar. Demek istediğim bütün gece boyunca biraz özen ve titizlikle hareket edin,rica ediyorum. Rezalet çıkmasını istemeyiz.''diye devam etti kararlı ve en yakın arkadaşı Miranda'nın arkasında olduğunu destekleyen bir sesle. Miranda şükran dolu gözlerini Maryanna'ya dikti ve sıcacık bir gülümseme fırlattı.
Oda da tek bir kelime bile etmeden duran Jaque, yere diktiği küstah bakışlarını Maryanna'ya dikti.
''Ah hadi ama! Senin ilgilendiğin tek bir erkek olmadığı için bütün bunları söyleyip,bizlere büyüklük taslıyorsun Maryanna. Bu senin için daha kolay olmalı.''
Maryanna, sabahtan bu yana çok bile sabretti diye düşündü içinden. Bu klasik Jaque'ydi. Her zaman bir çıkıntılık yapar ve Maryanna'ya sataşırdı. Küçüklüklerinden beri aynı olan bu duruma karşın ne yazık ki Maryanna onu hayatından çıkaramıyordu çünkü büyükbabasının,Jaque'nin babası ile çok büyük bir ticari yakınlığı vardı. Maryanna cevap vermek için ağzını açtığı anda hemen yanında duran Miranda yavaşça eliyle Maryanna'nın elini tuttu. Bu açıkça ''lütfen cevap verme'' uyarısıydı ve Maryanna gecenin tadını kaçıracak en küçük bir hareket de bile bulunmak istemiyordu.
''Söyle bakalım Beth,Seapfolk Dükünün yakışıklı oğulları aşağıda beni bekliyor mu?''
Beth kafasını iyi yana bir iştahla salladı ve dudaklarını ısırdı. Bu Beth'in,Jaque'ye verdiği apaçık bir cevaptı. Jaque ve Beth büyük bir çığlık atıp odanın ortasından vals yapmaya başladılar ve hemen ardından neşeli kıkırdamalarla danslarını süslediler.