GÖÇ 3. BÖLÜM

74 3 3
                                    

Orleans-1967

Masasına bırakılan dosyaları incelerken fazla odaklanmaktan ağrıyan başını yavaş yavaş ovuşturdu.Eli istemsiz olarak boynundaki yonca şeklindeki kolyesine gitti.Hafifçe dokunup orada olup olmadığını yokladı ve sonunda kurtulmak ister gibi imzasını hızlıca kağıtların altına karaladı.Hava kararmak üzereydi ki telefon çaldı.

''Efendim Silana?'' dedi kaşlarını kaldırıp bir yandan dinlendirici gözlüklerini çıkarırken.Telefondaki kız derin bir nefes aldı.

''Bay Lancelot burada efendim.'' dedi Silana denen kız bitkin bir sesle.Son zamanlarda şirketin işleri çok yoğundu.Herkes bütün gücüyle çalışıyordu.Amanda gözlerini kapattı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.

''Tabi al içeri.'' dedi ve telefonu yavaşca kapayıp,düşündü.O senin nişanlın Amanda,o senin ölen sevgili annenin kuzenin yeğeni dedi kendi kendine.

Nişanlanmaları ailelerinin isteğiyle olmuştu ve Amanda,Lancelot ile pek anlaşamazdı.En azından Amanda açısından öyleydi.

Lancelot,Amanda'ya göre daha uçarı bir insandı.Ve sorumsuz ve düşüncesiz...Amanda son bir kez içinden Tanrısına dayanması için güç vermesini isterken içeri Lancelot girdi yüzünde yayık bir gülümsemeyle.

''Sevgilim,çökmüşsün.'' dedi abartılı bir ses tonuyla.Amanda yapay bir gülümseme takındı ve başını öpen nişanlısının,boynunu saran elini tuttu ve yavaşca çekti.

''Evet,öyle.Büyük bir proje aldık.'' dedi ve önündekilere son bir kez göz attıktan sonra Lancelot' baktı.Amanda'nın tarafında,kıçını masaya dayamış,aptal aptal bakınıyordu.Amanda üzerindeki gömleği tuttu ve aşağı doğru çekip tekrar üzerine oturttu.Telefona uzandı ve Silanda'nın masa numarasını tuşladı.

''Buyrun efendim?'' dedi Silanda.Amanda gelip imzaladığı dosyaları almasını söyledikten sonra hala masaya yaslanmakta olan Lancelot'a döndü.

''Oturmaz mısın Lancelot?'' dedi ve eliyle masanın karşısındaki koltukları gösterdi.Lancelot gülümsedi,Amanda'nın göğüslerine diktiği gözlerini kendini zorlayarak kızın gözlerine yerleştirdi.

''Ben aslında seni yemeğe götürmeye geldim.Söz vermiştin unuttun mu?'' dedi ve iğrenmiş gibi Amanda'ya baktı.Söylediği son cümle Amanda'nın onunla yemeğe çıkmaktan başka çaresi olmadığını vurgular gibiydi.Amanda yavaşça gülümsedi,koltuğundan kalktı ve montunu üzerine giymeye çalıştı.Bir türlü geçiremediği kolunu ceketine sokuşturmaya çalışırken Lancelot koşar adımlarla Amanda'nın yanına geldi ve montunu giydirdi.Sonra montunun iki yakasından tutup tam öpmek üzereyken kapı iki kere vuruldu.Amanda rahat bir nefes alıp kendini bir adım geriye attı.

''Girin.'' dedi neşeli bir tavırla.Salina her zaman ki gibi bitkin ve sakar bir tavırla içeri girdi ve girer girmez ayağını kapıya çarptı.Amanda hafifçe gülümsedi ve Salina utanmasın diye elini iki kaşının ortasına yerleştirip yüzünü örttü.Salina içeri girer şömineni başında oturup sallana koltukta kendini dinlendiren kendini gördü.Arkasındaki kapı açılıyor,kapının sesini duyan Amanda yavaş yavaş arkasına dönünce kapıdan gireb birilerini görüyordu.Fakat kim olduğunu çıkaramıyordu.Amanda çocukluğundan beri bu şekilde dejavular yaşıyor ama bunu bilinçaltının bir oyunu olduğunu düşünüp dikkate almıyordu.

Salina zamanlamasının Amanda'yı ne kadar neşelendirdiğini görünce imalı bir şekilde gülümsedi.Herkes Amanda'nın,Lancelot'tan hoşlanmadığını bilirdi.Hatta Lancelot bile bunu bilirdi ama hiç kimse bu konu hakkında yorum yapmazdı.Aileler böyle karar vermişti.

''Özür dilerim.'' dedi Salina ve yavaşca kapıdan çıktı.Amanda son bir kez masasının üzerini kontrol ettikten sonra çıkabiliriz bakışı attı Lancelot'a.Lancelot elini kapıya doğru uzatarak Amanda'ya yol verdi.Amanda ve Lancelot kapıdan çıkıp asansöre doğru yürümek üzereydi ki Salina seslendi.

GÖÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin