Gözlerimi açmalıydım.Ama baş ağrısı yüzünden açamıyordum.Beynimin içinde son duyduğum şeyler çınlıyordu: Seni Kaybedemem! .Bir an için öldüm sandım.Ama hala hayattayım.Fakat eskisi gibi değil.Kendimi değerli hissediyorum.Nedenini bilmiyorum. Sanki bu duyguyu daha önce yaşamıştım.Fakat bu özeldi.Bu duyguyu tarif edemiyordum.Çünkü bilmiyordum.Beynim ise gözlerimi açmam için yalvarıyordu.Ama bu nazlı gözler beni de artık sinirlendiriyordu.Ağlamaya başladım.Gözlerim kapalıyken.Göz yaşlarımın şakaklarıma süzüldüğünü hissediyordum. Alnımda da bir el .Sonra bir su sesi geldi.Ardından alnıma soğuk bir bez.Sonrasından gelen tatlı bir ses, göz yaşlarıma hakim olamamama neden oluyordu, hatta gözlerim kapalıyken , hıçkırıkla :
-Mary!
-Daniel!
-Ştt!Konuşma dinlenmen lazım.Çok ateşin var.
-Daniel ! Beni sakın bırakma!
-Ben burdayım.Sonsuza dek bırakmam.
-Sen olmasaydın olmazdım.
-Böyle bir şey aklından asla geçmesin .Sadece dinlen , iyileş .Sen ve ben bugünden sonra ...
-... adına biz diyelim.
-Sen nasıl istersen .
-Daniel!
-Ştt.Ağlama ! Senin tek göz yaşına bile kıyamam.dedi elleriyle göz yaşlarımı sildi. Alnımdaki bezi değiştirdi.Ben.Ben.Aşık olmuştum.Bu adam nasıl biriydi böyle? Bu kadar iyi nasıl olabiliyordu? Bu romantiklikte neyin nesiydi ?Adeta beni benden alıyordu.Hayatım boyunca böyle birini ilk defa görüyordum.Aşık olmamak elimde değildi sanki.Aslında ben ona çoktan aşık olmuştum.Anlaşılan o da bana.Ama daha yeni yeni anlıyordum ona aşık olduğumu.İntikam gözümü bürümüştü daha önce anlaşılan.Kendimi daha iyi ifade ediyordum .Babam ve abimin dediğini şimdi daha iyi anlıylordum.Yani ben daha önce hiç aşık olamışım.İşin en garip tarafı da birbirimize iltifatları arttırarak birbirimizi sevdiğimizi anlamaktı.Yani kalp kalbe karşıymış.Konuştuğu zaman ise ses tonu kalbimin ritmini değiştiriyordu.Sarhoş olduruyordu sanki.
-Daniel!
-Efendim!
-Beni seviyor musun?
-Mary seni çok seviyorum.Hatta sana bunu söylemek için çok çekiniyordum çünkü geçmişinden dolayı beni reddedebileceğini düşünmüştüm.Şimdi sana bir şey sorabilir miyim?
Kafa salladım:
-Sor!
-Benimle acaba çıkar mısın?
-Daniel!
- İstiyorsan cevabını daha sonra da verebilirsin.
-Hayır .Bekleyebileceğimi sanmıyorum.
-Peki cevap?
Zorlayarak da olsa gözlerimi açtım.Gözümü açınca onu görmek çok hoş bir şeydi.Eline baktım ve tuttum:
-Evet.Ama bana söz verir misin?
-Söz veriyorum.
-İyi de daha söz verdiğin şeyin ne olduğunu bilmiyorsun.
-Senin benle olduğunu öğrendikten sonra neye söz verdiğimin pek anlamı kalmıyor .dedi biraz durdu durdu:
-Mary ben neye söz verdim?
Küçük bir gülümseme attım.
-Beni yarı yolda bırakmayacağına.
-O zaman bir daha söz veriyorum.Ama şimdi dinlenmek zorundasın.En azından ateşin düşene kadar.dedi.
Sonra uyuya kaldım.Yeniden uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum.Aşk herhalde ilaç gibi gelmişti.Yanımda Daniel yoktu.Sonra geldi:
-Evet aşkım.Uyandığına göre biraz yemek vakti.dedi.Sesimi çıkartmadım.Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum.
Yatarak çorba içemeyeceğimden dolayı koltuk altımdan tuttu ve biraz yukarı doğrulttu.Biraz fazla başım döndü.Beynimin suyunu sanki biri çalkalamıştı.Ayağımı görünce sanki bayılacak gibi olmuştum:-Daniel ayağımm!!!
-Hı şey açıklamamı ister misin ?
-Tamam açıkla ama ilk önce ayağımı kapat çünkü fazla kan görünce benim midem kalkıyor.
-Tamam.Bayıldığını hatırlıyor musun?
-Evet .
-O zaman ordan devam ediyim.
Senin ayağına kimyasal kurşun girdi .İşte bayıldın.O kurşunu 20 dakika içinde çıkartmak gerekliydi.Yoksa kurşunun içindeki tüm kimyasal madde senin vücuduna enjekte olacaktı ve hemen oracıkta ölecektin.Bende işte seni buraya getirdim.Ayağındaki kurşunu zorda olsa çıkarttabildim.Çünkü ayağının gerçekten çoook içine girmişti.Ve alçı gibi bir şey yok .Bu yüzden açıkta duruyor yara.Diksem canlı canlı dikemem .Bayıltacak ekipman yok.Yani ne biliyim.Tesisatçıların aklına neden yaralanma gibi bir durum karşısında kullanılacak eşyaları gemiye koymak gelmiyor anlamıyorum.-Ben de anlamıyorum.
-Ama şu an senin gemindeyiz.
-Benim gemide miyiz?
-Evet.
-Ben mi ekipman koymamışım.
-Evet .
-Valla bunu babam verdi.Ben nerden bilebilirdim ki ekipman var mı yok mu?
Dedim.Daniel kahkaha attı:-Şaka şaka sen baygınken dikiş attım .Sadece üzeri biraz fazla kanlanmış o kadar.
-Üfff şakacı.
-Hadi aç bakalım ağzınıııı!!!!!!
-Dur ! Ailem nerde ?
-He biz onları gezegende bıraktık. Bombayla birlikte.Kitabı ve seni aldım kaçırıyorum.
-Bunu yiyeceğimi sanmadın öyle değil mi?
-Sandım.Şey ailen diğer gemide.Şey bu gemide sadece ikimiz varız.
-Yuhhhh!!!İKİMİZ Mİ!!!
-Evet.Çok mu garip.
-Bana göre evet.Çünkü bir kere çarpıştığım, bir kere dans ettiğim ve beş dakikadır çıktığım adamla aynı gemide yalnız ve tek başımayım.
-Evet böyle söyleyince bana da garip geldi.
-Daniel !
-Ayağım iyileştikten sonra benimle yine dans eder misin?
-Tabi ki .O değil de sen benimle uzun sahil yürüyüşü yapar mısın onu söyle?
-Seve seve .dedim.İlk günümüz böyle geçti.Daha önümüzde Dünya'ya ulaşmak için 2 günümüz vardı.Daniel bana çok iyi bakıyordu.Sürekli bir şeyler yapıp yediriyor , yatmadan önce başıma öpücük kondurup gidiyordu.Hatta lavaboya kadar yürüyüp ayağım acımasın diye kucağına kaldırıp öyle götürüyordu.Şimdiden karı-koca şeklini almış gibiydik.Ve yüreğimdeki boşluğu eksiksiz doldurmuştu.Sanırım onu sonsuza kadar bırakmayacak kadar aşık olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Peşinde
RandomJimmy'nin Mary 'e olan sevgisinin yalan olduğunu öğrenen Mary intikam peşindedir.Mary intikam peşindeyken önüne çıkan engeller onun için yeni fırsatlara dönüşür.Ve yeni maceralara yelken açar.