22.Bölüm Motor Kazası

1.6K 226 29
                                    

Multimedya Cansu *

  Koşar adımlarla eve sonunda gelebildim. Nefes nefese kalmıştım. Aptal şey beni öpmüştü. Savaş'ı unutmuştum, aradığımda açmadı. Nefesi zar zor alırken şansımı deneyip bir kez daha aradım. "Savaş üzgünüm işim çıkmıştı."Konuşmadı. "Alo... ordamısın Savaş?"  "İşin Mete ile öpüşmekmiydi peki?" Ses tonu çok sertti. Ama bizi nasıl gördü? "Cansu hadi kapatıyorum."dediğinde sesi hala sertti. "Dur Savaş. Bildiğin gibi değil." Nefes alışverişim normal değildi. "Ne bildiğim gibi değil gözlerimle gördüm. Cansu ben ilk defa bir kızı sevdim anladın mı? Ben ilk defa... aşık oldum." Sesinin yumuşadığını farkettim. Dışarıdaki ayaz iliklerime işlemişti. Eve doğru yürümeye başladım.  "Savaş sonrasını gördün mü peki?" Sustu. "Mete'nin karnına dizimi geçirdim birde tokat attım. Ve bunun acısını benden kötü çıkaracağına eminim korkuyorum Savaş."diye devam ettim. "Cansu ben... bilmiyordum." İnsanlar ön yargılı olunca zaten her şey ters gider. "Buluşalım mı?" "Tamam evin önündeyim." Gitmemişmiydi bu?  "Geliyorum." 

Savaş'ın bakış açısından 

  Cansu'ya bugün çıkma teklifi edicektim ama o gelmedi birde Mete ile öpüştüğünü görünce... her neyse onunla konuştuğumda sadece bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu öğrendim. Ön yargılı olduğum için kendime küfürler savurdum. Çok güzel bir hazırlık yapmıştım ama cesaretimi toplamam zaman almıştı. Cansu'yu alıp çay bahçesine götürdüm. Biraz sohbet ettikten sonra çıkma teklifi etsem mi diye düşündüm. Cesaretimi toplayıp onun için hazırladığım bir yere götürdüm. İçimdeki lanet ses yine konuştu. 'Bora olmasa asla başaramazdın Savaş Kılıç'  Bir bakımdan da haklıydı. Bora'nın yardımı olmasa beceremezdim. "Cansu hadi gel seni başka bir yere götürücem." Çok ani söyledim sanki. "Nereye?"dedi elindeki çayı yumdumlarken.  "Sürpriz." Elindeki çayı masaya koyup "Gidelim o zaman."dedi. Kalbimin atışı daha da hızlı atmaya başladı. Bunu ilk defa yapıyordum.   Motorla geldiğimizde Cansu'nun gözünü elimle kapatıp onun için hazırlattığımız yere getirdim. Ve gözünü açtım. Cansu ağzı açık bir şekilde oraya bakıyordu. Yeşilliklerin içinde güllerle süslü 'Cansu Seni Seviyorum' yazıyordu. Cansu hiç beklemediğim bir şey yaptı. Boynuma atlayıp yanağıma öpücük kondurdu ve "Bende Seni Seviyorum Savaş"dedi. "Benimle çıkar mısın Cansu?" Gözleri parladı. "Tabikide evet." 

Cansu'nun bakış açısından

 Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Sorusuna cevap verip "Tabikide evet" dedim. El ele tutuşup motora doğru yürüdük. Motor'a bindiğimizde Savaş çok hızlanmıştı. "Savaş yavaş gidermisin?" Beni duymamıştı bile. "Savaş yavaşla lütfen."  Arkama baktığımda ağzım açık kaldı. Motorun arkasından bir sıvı akıyordu. Kaza yapabilirdik düşüncesiyle Savaş'a seslendim. "Savaş..."  Diyemeden kendimi havada hissettim. Sonrası karanlık...

***

Gözümü açtığımda hastanede olduğumu anlamam iki veya üç dakika mı aldı. Başımda bir hemşire vardı. Ve seruma bağlıydım. Başımdaki ağrı dahada arttınca gözlerimi sıkarak kapattım. Gözlerimi tekrar açtığımda "Ne oldu bana?" diye ayaklandım. Saçını at kuyruğu yapmış gözlüklü bir hemşire "Kalkmayın. Dinlenmelisiniz!"dedi tatlı bir sesle. En son... Savaş! "Savaş nerde o nasıl?"diye sordum elimi başıma koyarak. "Merak etmeyin gayet iyi yalnız siz bu gece burda kalıcaksınız." Burada mı? Ofladım. Sonra yanıma abim geldi. "Sen iyi misin? Cansu çok korktum." dedi üşümüş elimi tutarak. "İyiyim ben bu gece burda kalamam."dedim sitem eder gibi. "Burada kalmak zorundasın Cansu." Deyip alnıma öpücük kondurdu. 

Bora'dan

  Bu motor kazasını birisi kasten yapmış olmalı ama kim? Savaş'ın evinin önündeki mağazadan kamera görüntülerini aldım. İzlemek için eve gittim. Bilgisayara takıp izlediğimde bu kişinin Mete olduğunu farkedince çok sinirlendim. Elindeki bıçakla motorun arkasındaki bir şeyi kesti. O kadar sinirlenmiştim ki elimle yumruk yaptığımı yeni farkettim. Amacı neydi bu Mete'nin. Bilgisayarı kapatır kapatmaz. Yanıma benden iri yapılı üç adam aldım. Ve arabaya bindim. Son sürat bir şekilde Mete'nin evinin önüne geldim. Adamlara "Siz burda bekleyin."komutunu verdim.  Kapının zilini hızlı bir şekilde defalarca çaldım. Sonra elimle vurdum. Karşıma hizmetçi çıktı. Yana itip eve girdim. "Mete nerdesin lan?" Mete'nin ikizi Ege geldi. "Ne oluyor?"dediğinde sinirlerime hakim olamayıp bağırdım. "Mete nerede?" Ege Mete'nin odasını gösterip "Odasında ne oldu?"dedi. Hışımla odasının kapısını açtığımda yatakta yatmış kulaklıkla müzik dinliyordu. Elimle kulaklığı çıkarıp "Mete amacın neydi?" "Ne amacından bahsediyorsun?" Birde bilmiyormuş ayakları yapıyordu. "Sen iyi biliyorsun."dedim sertçe. "Cansu şimdi hastanede mutlu musun?" Yataktan ayağa kalkıp "Ne hastanesinden bahsediyorsun? Bir şey  oldu mu?"  Hem yapıyor hemde durumu nasıl diyor? "Neden yaptın?" "Cansuda mı motora bindi? Allah kahretsin! Kahretsin! Cansu'ya zarar verirmiyim ben. Nereden biliyim onunda motora bineceğini. Savaş'a zarar vermek istiyordum sadece." Masanın üstündeki bardağı alıp yere fırlattı. Pişmandı ama öfkemi geçiremezdi.  Kapıdan adamları çağırıp Mete'yi dövdürttüm. Kapıya doğru giderken Ege "Benim yerimede dövseydin?" Ne saçmalıyordu bu? Daha fazla oyalanmayıp hastaneye gittim. Cansu'nun yanında Savaş vardı. Savaş'a çıkmasını söyledim. "Ne zaman çıkıcam buradan."dedi. "Çıkış işlemlerini tamamlayım. Bugün çıkıyorsun. Cansu sizin kaza yapmanıza sebeb olan... Mete. Merak etme karşılığını verdim." "Naptın peki?" "Dövdüm ve uyardım!"  Ya da dövdürttüm diyelim. Oyalanmayıp Cansu'nun çıkış işlemlerini hallettim.






SESSİZ MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin