3. Bölüm Hayal Kırıklığı

130 15 8
                                    

Multimedia Esila ve giydiği elbise

Bir gül düştü yine akşam asfaltına , lambalarda söndürülmüş bir umudun yüzü, ıssız! Ben o ıssızlardan geçiyorum...
Karanlık olan sokakta ayakabımın bıraktığı o tok ses.
Neden sessiz?

Sessizliği bozan o ses,Annem !
"Anne neredesin" bağırarak söylediğim kelimelerin sokakta yankılanması...

"Yanlız değilsin Esila" dedi annem şefkatli sesiyle.

"Neredesin annem?" dedim ve etrafa bakınmaya başladım hızla koşuyor 'anne' diye haykırıyordum
Sokağın sonunda nefes nefese kalmış etrafımı inceliyordum
Annem yere çömelmiş bir şekilde az ileride küçük bir kızla konuşuyordu.

Kızın saçını okşayarak "yanlız değilsin kızım arkadaşların var ben varım,hem üzülme baban seni üzülürken görürse çok üzülür" dedi ve bana döndü.

Beni görüyormuşcasına ona gülümsedim ama ordaki kıza dönerek bir şeyler fısıldamaya başladı.

Bu şarkıyı hatırlıyordum evet!
Bu şarkıyı babam bestelemişti ve ben ne zaman üzülsem bana bu şarkıyı söylerdi.
Bunları düşünürken annem görüş alanımdan çıktı.
Küçük kız tek kalmıştı ama! Bu bendim mezar başında ağlıyor yanlızım diye haykırıyordum ne kadar yanlız değilsin diye bende haykırsam duymuyor daha da ağlıyordu.
Ellerimle kulaklarımı örterek yere çömeldim yanlız değildim
"Yanlız değilim hayır" diye bağırırken...

"Esila uyan kuzum Esila!" Diye dürtüklenmeye başladım gözlerimi hafifçe açtığımda karşımda telaşlı Ayşe abla ve kan ter içinde kalmış ben.
"Kabustu kuzum" deyip bana sarılan Ayşe ablaya "kabustu" diye fısıldadım ve daha sıkı sarıldım"evet kabustu kuzum hadi hazırlan aşağı in Vedat bey erkendrn çıktı beraber kahvaltı yaparız" diyerek yanımda katlı duran formaları bana uzattı
Uzattığı formalarımı alarak odadan çıktım.
Kolidorun sonundaki lavaboda elimi yüzümü yıkadım ve formaları üzerime geçirdi .
Saçlarımı dağınık bir topuz yaparak aşağı indim.

Ayşe ablanın hazırladığı kahvaltıya oturdum. Ayşe ablayla kahvaltı ederken bana bir ihtiyacım olup olmadığını sordu , eksik olan birkaç eşyamı söyledim. kahvaltım bittiğinde üzerime siyah ceketimi geçirerek dışarı çıktım. Ali abi beni görür görmez başıyla selam verip kapımı açtı, arabaya yerleştikten sonra kapımı kapatarak sürücü koltuğuna geçti.
On dakikalık bir yolculukla okula vardık. Ali abi bana dönerek
"Haşlığın varmı" diye sordu
Yanımda dünden kalan param vardı yeterdi herhalde.
Başımı aşağı yukarı sallayarak
"Evet dün çok harçama yapmadım arttı" desim ve gülümsedim. Elime yirmi tl yerleştirip "lazım olur kızım" dedi ve gülümsedi tam itiraz edecekken elini kaldırdı ve susmam için işaret etti saatine bakarak "geç kalıyorsun hadi" dedi ve gülümsedi,parayı ceketimin cebine koyarak bende gülümsedim arabadan inip ali abiye el salladım.

Sınıfa vardığımda hira çoktan gelmiş sırada uyuklıyordu.
Yanına geçerek dürtükledim
"Hira kalk" dememle kafasını kaldırıp "Günaydın" dedi ve geri yattı "günaydın" dedim ve çantamdan derse uygun kitap ve defterimi çıkardım ders fizikti anlamadığım bir sürü konu vardı bu dersi dinlesem iyi olurdu.
Etrafa boş boş bakınırken Bora ıslık çalarak sırasına ilerliyordu
Sırasına oturmadan bir kaç saniye bana baktı ve sonra gülümseyerek sırasına geçti.
Sıra arkadaşına dönerek "Günaydın Kaan" dedi ve gülümsedi.
Yanındaki arkadaşı omzuna vurarak "Günaydın bora" dedi ve aynı anda gülümsediler.
Ben onları incelerken Bora bana döndü ilk başta şaşırsada sonra gülerek karşılık verdi ve çantasından kitabını ve defterini çıkardı.

Ders başlayalı baya olmuştu hoca sınavda neler çıkabilir ve hangi üniteler'e çalışmamız gerektiğinden bahsediyordu.
Hira telefonuyla Kumsal ile mesajlaşıyor sonra bana gösteriyordu. Bora ve Kaan dersle ilgili espiriler yapıyor ve gülüşüyorlardı. Bir kaç kere Bora onlara baktığımı farkedince utançtan kitaplarımı düşürmüştüm ama o sadece gülümsemekle yetinmişti.

Karanlıktaki GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin