27 Mayıs Cumartesi 2017 - Damascus, Oregon
Yüzüme yansıyan ışık gözlerimi yavaşça açmama neden olurken gecen geceki rahatsız uykumdan çekilip çıkarılıyorum. Etrafıma baktığımda sürücü koltuğunda sessizce horlayan bir Harry vardı.
Gözlerim geçen gece kendime tutamadığım bacaklarıma kayıyor. Harry'nin bacaklarının üstüne uzanmış bir haldeyken Harry'nin etrafında dönerek anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu.
Bir kaç saniye sonra gözlerini açtığında ilk farkettiği şey kucağında duran ayaklarım oldu. Ben hızlıca ayaklarımı çekerken Harry dik oturarak siyah dar pantolonundan belli olan şişliği için rahat bir pozisyon arıyordu. Şişliği ellerini önüne koyarak kapamaya çalıştı.
''Merhaba.'' diye mırıldandım ve avuç içlerimi bir umut başımdaki ağrıyı hafifletmek için alnıma bastırdım.
''Günaydın.'' Harry cevap verirken başını salladı ve önüne gelen dağınık saçlarını başının gerisine attı. Başındaki kıvırcık dağınık aklıma geçen gece ne yaşandığını hatırlattı, onları biz beraberken nasıl çekiştirdiğim...
''Ben gidip... ben gidip, bilirsin, biraz havaya ihtiyaçım var.'' Abuk sabuk konuşarak hızlıca arabadan çıktım. Taze ama hala kuru olan havayı umutsuzca içime çekebildiğim kadar çektim.
Arabanın kapısının açılma sesini duyunca başımı o yöne doğru çevirip Ford Caprisinden çıkan üstsüz Harry'i gördüm. Arabanın arkasına gidip bir tişört aldı. Sol elinde tuttuğu sigara paketini almam için bana doğru uzattı.
Aldıktan sonra Harry sigarayı yakmam için yardım etti ve tek bir kelime etmeden beraber sigaralarımızı içtik. Dün gece olanları hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyorum, benden daha çok içmişti ama ben hatırlıyordum. Berbattı. Seks berbat değildi, ama yaptığımız öyleydi. Bedenlerimiz birbirine teslim olurken kalplerimiz başkalarına aitti.
''Dün gece prezervatif kullanmadık.'' diyerek gün gece ki olayı hatırladığını ispatlıyor.
''Doğum kontrol hapı kullanıyorum, merak etme.''
''Tanrıya şükür.'' Cesaret ederek yana doğru ona bakıyorum ve hala üstsüz olduğunu farkediyorum. Kendim tırnaklarımla kaslı olan üst vücudunda ki siyah mürekkeplerin üstüne eklediğim kırmızı izler ordaydı, çoğunlukla gögüsünde ve sol omzundaydılar.
''Köpürcük kemiğinde ki izi kapamak için bir yol bulmalıyız.'' dedi ve işaret parmağını dün gece beni işaretlediği yere dokundu.
''Siktir, Sam beni böyle göremez.'' Kaygılı bir şekilde söyledim.
''Eşyaların Sam'in arabasında olduğundan kendim gögüsünü kapatan bir tişört bakabilirim. '' Harry teklifte bulunduktan sonra ağzındaki sigarasıyla arabasının bagajına tekrardan yürümeye başladı.
Harry tişört için araştırırken bir tane bulmuş olacak ki bana bir tane fırlattı. Sigaramdan son bir nefes aldıktan sonra izmaritini yere fırlattım. İkinci bir kez düşünemeden bluzumun düğmelerini açarak başımdan çekip attım ve yerine Harry'nin siyah tişörtünü üstüme geçirdim. Çok bol gözüktüğü için uçlarını tutup düğüm yaparak göbek deliğimi açıkta bıraktım. Şanslıydım ki tişört köpürcük kemiğimi kapatıyordu.
''Kahvaltı ister misin?''
''Evet, açlıktan ölüyorum. '' Harry'e dedim ve küçük bir restorant bulmak için beraber arabaya bindik.
Aramızın iyi veya kötü olduğunu ya da garip olup olmadığının kararını veremiyordum. Konuşuyorduk ama aramızda bir mesafe vardı. Harry hafifçe direksiyonu tutarken bilmediğimiz kasabaya doğru sürüyordu. ''Sam'e uyandığımızı ve kahvaltı edeceğimizi mesaj atacağım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night Sky (Harry Styles) *Türkçe Çeviri
Fanfictionİçinde çokça alkol ve seks bulunan bir yolculukla başlayan hikayenin sonunda aşktan bile daha fazla karmaşık şeyler ortaya çıkacaktı. © Tüm Hakları @dearharlod'a Aittir. @dearharold thank you for your permission.! :)