28 Mayıs, Pazar 2017- Medford, Oregon
Bir saat önce kurduğumuz çadırda uyandığımda Sam hala huzurlu bir şekilde uyuyordu. Hızlıca telefonuma baktığımda saatin sabahın altısı olduğunu ve daha tabii kide kimsenin uyanmadığını anladım. Peki, herkes hariç ben uyanıktım.
Sessizce çadırımı hava almak için açtım. Sam yuvarlanıp yeni kazandığı alanı değerlendirdi. Uzun zamandır dün geceki kadar kötü bir uyku çekmemiştim. Ki bunu uyumama hastalığım daha da kötü bir hale getirmişti.
Ayağı kalktığımda Harrynin de kendi çadırı önünde oturduğunu gördüm. Dün gece ki öpüşmemiz anında aklımca geldi ve tüylerimin ürpermesine sebep oldu.
''Günaydın, Harry.'' diye sızlandım ve yüzümü ovaladım.
''Günaydın, bebeğim.'' diye karşılık verince aniden başımı kaldırdım ve benim dikkatli bakışımlarım onun eğlenen bakışlarıyla buluştu.
''Sen deli misin?''
''Kimse uyanık değil, sakin ol.''
''Bunun hakkında konuşmuştuk. Bu bir daha tekrarlanmayacak.'' dedim ve aramızdaki mesafeyi geçerek tam önünde durdum.
Harry'nin yeşil gözleri neşeyle doluydu ve bunu anlamlandıramamıştım. Bu durumu nasıl bu kadar hafife alabilirdi? Sadece birilerini aldatan ben değildim, o da bunu yapıyordu. Harry büyük elini belime yerleştirmesiyle onun teninin benimkinin üstünde olması iyi hissettirdi.- yanlış ama baya iyi-
''Ben... sadece, bilirsin- Bir saniyeye ihtiyaçım var.'' dedim ve dün gece ki pozisyonumuzdan saklanmak için elini belimden ittirdim. Ben ve Harry'nin gölün yanında ki küçük yerde takım yıldızları hakkında konuşmamız... ve öpüşmemiz.
Bir umutla kafamdan bu düşünceleri atmak için başımı salladım. Daha önce hiç bu kadar kaygılanmamıştım. Genelde her şeyi böyle yapardım. Okulda ki kötü notlarım, ki olur böyle boktan şeyler. Başım derde girerdi, ki bu da boktandı ama kimin umrunda.
Ama bu farklıydı bu sefer Sam umrumdaydı. Her zaman iyi bir arkadaş olmuştu, şu an erkek arkadaşımdı ve şu an onu en iyi arkadaşlarından biriyle aldatıyordum. Ve bunu daha kötü bir hale getirirsem aynı zamanda her zaman bildiğim en iyi arkadaşımı da aldatıyordum.
Birdenbire yine aynı büyük elleri belimde hissettim, yavaşça elleri tişörtümün içine kaydı ve bende buna izin verdim. Onun Sam olmadığını biliyordum ama şu an Harry'nin nazik dokunuşları tam da ihtiyaçım olan şeydi.
''Bunun hakkında bu kadar fazla düşünmemelisin.'' Kulağıma doğru fısıldadı. ''Daha önce seviştiğim umursamaz kıza ne oldu?''
''O hala burada sadece korkuyor.'' Nefessizce cevao verdim ve Harry beni etrafımda döndürdü ama elleri belimde kalmaya devam etti.
''Bunu nasıl senden alabiliriz?''
''Üç adım uzaklaşıp bana biraz nefes alabilecek mesafe verebilirsen.'' Diye önerdim ve ellerini belimden çekti. Gülsede yakınımda kaldı.
Elini birazcık uzatarak bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırmadan önce dudaklarında bir gülümseme oluştu. Birden eğilerek iki koluda bacaklarıma sarıldı ve doğrulduğunda onun omzunda asılı bir haldeydim.
''Harry, aman Tanrım, beni yere bırak!'' diye bağırdım ve hızlıca ağızımı kapattım umarım bu çığlığım kimseyi uyandırmazdı.
O koşmaya başlayınca işaret parmağımla arkasına vuruyordum. Ama Harry bundan rahatsız olmuşa pek benzemiyordu. O koşarken hiçbir şey göremiyordum çünkü saçlarım görüşümü bloke etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night Sky (Harry Styles) *Türkçe Çeviri
Fanfictionİçinde çokça alkol ve seks bulunan bir yolculukla başlayan hikayenin sonunda aşktan bile daha fazla karmaşık şeyler ortaya çıkacaktı. © Tüm Hakları @dearharlod'a Aittir. @dearharold thank you for your permission.! :)