BÖLÜM 22: SMALL CONFESSIONS (küçük itiraflar)
22 Haziran, Cuma, Santa Barbara, California
Harry hala telefonunun zil sesini duyarken bana baktı ardından ise bakışları aşağı telefonuna doğru yöneldi. Ekranda Sam'in adını gördüğü an kaşları çatıldı. Kaygılı bir şekilde başımı salladım.
''Hadi telefonu cevaplamayalım,'' Dedim ve elini ''reddet'' tuşuna basarken durdurdum, ''Görmezden gel, reddetme. Bu sefer bizi aradığını anladığımızı fark edecek. ''
''Haklısın.'' Harry beni onayladı ve elini tekrardan direksiyona yerleştirdi.
Telefonu susana kadar bir dakika boyunca çaldı. Harry gergin bir şekilde alt dudağıyla oynarken endişeli zamanlarında yaptığı bu huyunu durdurmak için bileğinden yakalayıp konsola geri yerleştirdim. Bana kibarca gülümsedi.
Bir noktadan sonra kumsalın yanında bir park yeri bulamayacağımız için deniz kenarında bir motele yerleştik. Çantalarımızı ve valizlerimizi odanın diğer köşesine atar atmaz kendimizi yatağa attık ve tavanı izlemeye başladık.
Başımı çevirdiğimde pencereden güneşin çoktan doğduğunu gördüm. Gökyüzü ilk önce açık pembe bir renkte olsa da ben izlemeye devam ettikçe koyu turuncu- kırmızıya çalmaya başladı. Oluşan geniş turuncu çember sayesinde güneş sanki okyanusun dibinden doğuyormuş gibi gözüküyordu. Güneş biraz daha yükseldikçe daha da parlaklaşıyor ve bir noktadan sonra da bakmamı imkansız hale getiriyordu.
Başımı yastığa geri koyup Harry'nin ne yaptığını görmek için yerimde döndüm. Kıvrılarak karnımın üstüne döndüm ve yan tarafta uyuyan Harry'i gördüm. İki elide başının altına yerleştirmiş ve bacaklarını hafifçe karnına doğru çekmişti. Sıkı bir şekilde uyuyordu. Sonuçta yirmi dört saattir ayaktaydık ve dün gece neredeyse hiç uyumamıştık.
Onu uyandırmamaya karar verdim. Dikkatlice yandaki çekmeceden bir battaniye alıp üstünü örttüm. Harry minnettarca mırıldandı ve anında örtüyü kavradı ve çenesine kadar çekip altında çenin pozisyonu aldı.
Harry uykusundayken ben de valizimden bir şeyler alıp banyoya yöneldim. Duşun altına girip gözlerimin altında akmış olan makyajı temizleyip Ipodumdan şarkı açtım. Üstündeki bütün çatlaklardan ekranda ne olduğu görünmese de yine de şarkıları oynatıyordu.
Duştan olabildiğince kaldım. En sonunda çıkıp vücudumun etrafına havluyu sardım ve müziği durdurup banyodan çıktım. Yatak odanın büyük bir bölümün kaplıyordu. İki yanında ise komidinler duruyor, yatağın karşısında ise kıyafet dolabı vardı. Harry uyanmış ve sırtını yatak başlığına dayamıştı.
''Ne kadardır uyanıksın?'' Konuşurken odanın ortasına geçip ayakta dikildim.
Harry cevap verirken gözlerini ovaladı.''Bilmem, yirmi dakikadır? Bir süre sonra müziğin beni uyandırdı.''
Başını sallayarak, ''Üzgünüm, isteyerek yapmadım. '' Yatakta yanına oturdum. ''Sen uyuyabildin mi?''
''Hayır, hayır. Yorgun değilim.'' Başımı salladım.
''Yani hiç uyumadın? Kulağa hiç sağlıklı gelmiyor. '' Boğuk sesinde kaygılı bir tını vardı.
''Hayır uyumadım ama sorun değil. İyiyim,'' İkna etmeye çalışarak cevap verdim. Harry yineden kaşlarını çattı ki bu onu uykusuzluk problemimden dikkatini dağıtmam için iyi bir fırsattı. ''Daha az kaşlarını çatmalısın, kırışıklıkların oluşacak.''
''Peki, sen de daha fazla üzerinde havlu varken dolaşmalısın,'' Küstahça konuştu, ''Çünkü gerçekten gördüğüm şeyi beğendim.''
''Beğendin demek?'' Geri sataştım ve Harry tam eğilip havlumu üstümden çekecekken yataktan kalkıp kıyafetlerimi almak için valizime yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night Sky (Harry Styles) *Türkçe Çeviri
Fanfictionİçinde çokça alkol ve seks bulunan bir yolculukla başlayan hikayenin sonunda aşktan bile daha fazla karmaşık şeyler ortaya çıkacaktı. © Tüm Hakları @dearharlod'a Aittir. @dearharold thank you for your permission.! :)