-yorum yapmayı lütfen ihmal etmeyin, teşekkürler. İyi okumalar.
BÖLÜM 18: FRENZY
30 Mayıs Salı-San Francisco, North Beach, California
Harry ve beni durduran sesi duyduğum an başımı o yöne çevirdim. Kalbim hızlıca gögüsümde atmaya başlamıştı. Aynı saniyede başımı sağa çevirdim, her olasılığı düşündüm: bizi yakalayanın kim olduğu ve bizi bulduktan sonra olacakları. Şanslı bir şekilde bu kişi sadece Dylan'dı.
Dylan'nın ağzı şaşkınlıktan aralanmış ve gözleri genişlemişti ama ansızın gülmeye başladı. Hızlıca Harry'nin kucağından indim ve ayağa kalktım. Harry beni hemen takip etti.
''Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz?''
''Ben sadece... Telefonumu arıyorum.'' kekelerken sesimin ikna edici ve kendimden emin olmasını denedim.
''Harry'nin kucağında mı? O hiçbir şey ama ya sütyenin? Sizi gördüm.'' Dylan güldü ve ardından yumruğuyla Harry'nin omzunu dürttü, ''Aferin kardeşim, böyle olabileceğini hiç düşünmemiştim.''
''Bunu Jess'e söyleyemezsin,'' Harry Dylan'nın dediğini anlamamışça yalvardı, ''Veya Sam'e. Bunu bilemezler.''
Görünüşe göre Dylan daha Harry ve benim Sam ve Jess ile olan birlikteliklerimizi unutmuştu fakat sonra gülüşü soldu ve ifadesiz bir şekilde bize baktı. Elini cebine soktu.
''Bilmeleri gerek.'' Dylan'nın konuşması ile beraber kalbim o saniyede durdu. Gözümün ucundan Harry'nin gerildiğini görebiliyordum.
''Ama bunu onlara söyleyen ben olmayacağım. Bu sizin işiniz ve bunu yakında yapmalısınız. Jess de Sam'de bunu hakketmiyor'' Dylan'nın gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum. İç çekerek geriye çekilde ve parmaklarını saçlarına daldırdı.
''Teşekkürler.'' Harry güçsüz bir ses tonuyla başını sallayarak cevap verdi.
''Başkaları bunu öğrenmemesi için daha dikkatli olmalısınız.'' Dylan kolunu etrafına sarmışken bizi uyardı.
''Beth biliyor.'' Derken Dylan kaşlarını yükseltti.
''Oh, tamam,'' Başını salladı, ''Ama siz ikiniz daha dikkatli olmalısınız. Bu birçok şeyi mahvedecek.''
Üçümüzde Dylan başını sallayıp gitmeden önce birkaç saniye garip bir sessizlik içinde durduk. Gittiğinde sonunda nefes alabildiğimi hissetim, rahatlamış bir şekilde iç çektim. O sırada Harry öne eğilerek giymem için tişörtümü bana uzattı. Minnettar bir şekilde üstümü giydim ve arabanın önündeki çimlerin üstüne oturdum.
Harry yanıma yerleşip elleriyle yüzünü kapadı ve neler hissettiğini anlamamı engelledi.
''Tanrım, seni ilk öperken ne düşünüyordum?'' Yorgunca eline doğru mırıldanırken bu sorusuna cevap vermemi beklemediğini düşündüm.
''Jess'e bunu söyleyemem. Onu üzemem. O bunu hakketmiyor.'' Harry'nin sözleri pişmanlıkla doluydu. Ne söyleyeceğimi ve onu nasıl daha hissettireceğimi bilemeyerek dudağımı çiğnemeye başladım.
''Onu incitmek istemiyorum,'' Harry devam etti ve her zaman gergin olduğunda ki gibi elleriyle oynamaya başladı, ''Ve aynı zamanda da buna bir son vermek istemiyorum. Bu çok sikik bir durum.''
''Şimdi ne olacak?'' Dikkatlice sordum.
''Bilmiyorum,'' Başını sallayarak iç çekti, ''Gerçekten bilemiyorum, Estelle.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night Sky (Harry Styles) *Türkçe Çeviri
Fanfictionİçinde çokça alkol ve seks bulunan bir yolculukla başlayan hikayenin sonunda aşktan bile daha fazla karmaşık şeyler ortaya çıkacaktı. © Tüm Hakları @dearharlod'a Aittir. @dearharold thank you for your permission.! :)