Ormanın derinliğine doğru hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.Yaklaşık 15 dk yürüdükten sonra bir mağaranın girişinde durmuştuk.Alaz tereddüt etmeden içeriye girmişti.Arya ve benim girmediğimi yeni fark etmiş gibi arkasını döndü:
-İçeriye girmeniz için davetiye mi vermem lazım?
Gözlerimi devirdim:
-Kitaplardaki kötü çocuk klişelerini ne zaman bırakacaksın merak ediyorum doğrusu.
Bir an için yüzünü bir gülümseme kapladı.
-Çok konuşmada yürü,Derin.
Arya bana omuz çarparak Alaz'ın yanına geçti. Tanrı aşkına bu kızın derdi neydi? Sakinliğimi elimden geldiğince koruyarak çenemi kapalı tuttum.
-Hey,tapınağamı gidiyoruz yoksa ?
-Sandığım kadar aptal değilmişsin Arya.
Yüksek sesle bir kahkaha attım.Ardından ikisininde ne yapıyorsun sen bakışıyla karşılaştım.Özür dilercesine Alaz'a baktığımda yeniden arkalarını dönmüşlerdi.
-Umarım bize yardım eder.
-Edecektir,bana bir borcu var.
Biraz daha yürüdükten sonra Alaz'ın bahsettiği yere gelmiştik.Burayı biliyordum;Apollon Tapınağı.
Bu muhteşem esere bakakalmıştım.Gördüğüm resimlerinden daha etkileyiciydi.Ancak neden burada olduğumuzu anlayamamıştım. Alaz'ın bahsettiği arkadaşının burada ne işi olabilirdi ki? Bir anda aklıma geldi.Eğer bu olanlar gerçekse,Alaz'ın sözünü ettiği kişi Apollon'du.Şaşkınlıkla tapınağın merdiveninden çıkarken tökezledim.O sırada Alaz kolumdan tuttu:
-Sen hep böyle sakar mısındır?
-Hayır,şey.. ben teşekkür ederim.
-Bir dahakine dikkat et buralarda olmayabilirim diyerek dudağını yukarıya doğru kıvırdı.
İlerlediğimiz zaman sütunda oturan adamı gördüm.Sanırım düşündüğüm doğruydu.Adamın üzerinde eski yunan tarzında bol beyaz bir elbise ve altın sandaletler vardı.Bizi görünce mavi gözleri heyecanla parladı:
-Eski dostum seni buraya hangi rüzgar attı?
-Sorunun cevabını ikimizde biliyoruz,Apollon. diye gülümsedi Alaz
-Ha,evet şu mesele.Bahsettiğin kız bu mu?
Onaylarcasına başını salladı.
Apollon benim orada olduğumu yeni hatırlamış gibi:
-Merhaba tatlım seninle tanışmak büyük bir şeref,ben A.
-Sözünüzü kestiğim için kusura bakmayın ama kim olduğunuzu zaten biliyorum
-Biliyor musun Derin?Tıpkı annen gibisin.
Ne diyeceğimi bilememiştim.Ben annemi tanıyacak kadar annem uzun yaşamamıştı.Onu yalnızca fotoğraflardan tanıyordum.
-Bize yardım edecek misin ? dedi Alaz.
-Elbette Zeus'u bir kez yendiysem ikincisi neden olmasın?diye güldü.
-Pekala ne yapacağız?
-Bu gece benim misafirim olacaksınız.Ertesi sabah düello için güvercinle bir mektup gönderceğim Zeus'a.Eh Alaz'ın pek ihtiyacı yok ama biraz kılıç tecrübesi edinsen iyi olur hayatım.
-N-n-nasıl düellomu?
-Evet.
-İyide ben kılıçın nasıl tutulacağını bile bilmiyorum
-Zamanla öğrenirsin,hem Hermes aracılığıyla öğrendim Zeus'un bahçesinde bir Python öldürmüşsün.
-O biraz şans eseriydi.
-Sanmıyorum,neyse bu gece iyi dinlenin gençler yarın enerjiye ihtiyacınız olacak.
-Yardımın için minnettarız,Apollon,dedi Alaz.
Gülümseyerek tapınağın iç kısmına doğru ilerledi.
*********
Alaz'ın galk kız soğan doğra demesiyle uyandım.(tabikide bizim cool badboyumuz öyle bişey demedi bu tamamen yazarın hayal ürünüdür dikkate almayınız sdfhgjklhg)
-Hadi hazırlan.
-Neden?
-Düello için seninle savunma çalışması yapacağız,5 dk ya aşağıda ol.
Alaz odadan çıktıktan sonra benim için sandalyeye bırakılmış siyah kot pantolonu ve askılı siyah tişörtü giydim.Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yaptıktan sonra merdivenleri ikişer ikişer inerek Alaz'ın yanına gittim.
-Yakala,dedi ve kılıcı bana fırlattı.
Yine ne olduğunu anlayamadan tek elimle havada yakaladım kılıcı.
-Reflekslerini sevdim,güzelim,hazırsan başlayalım.
-Hazırım.
-Güzel,ilk olarak rakibinin önünde eğilmelisin kılıcını ona doğru tutarak,ardından üç adım atarak ortada durmalısın,dene şimdi.
Dediklerini aynen tekrarladım.
-Yavaşça doğrul bir ayağını öne atarak pozisyonunu al,güzel aynen böyle.Şimdi kendi tekniklerini uygulayarak saldır bana.
-Kılıç kullanmayı bilmiyorum.
-Biliyorum ama neler yapabildiğini görmem lazım,hadi Derin.
-Pekala.
Kılıcı iki elimle sıkıca kavrayarak ona doğru koştum,ancak beni tek hamlede yere devirdi.
Elini uzattı:
-Tekrar dene,umutsuz vaka diye güldü
****
Yaklaşık 40-50 denemeden sonra,evet kesinlikle abartmıyorum Alaz'ın deyimiyle"işi kapana kadar" çalıştık.Günün sonunda yere düşmemeyi öğrenmiştim.
-Son bir kez daha.
-Alaz beni öldürmeye çalışıyorsan bunu işkence aletleriyle yapabilirdin.
-Sen strateji ve savaş tanrıçasının kızısın nasıl hemen pes edebiliyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Inferno #wattys2015
FantasyUyandigimda nerede oldugumu bilmiyordum havasiz ve karanlik bir odadaydim buraya nasil geldigimide bilmiyordum ancak onu gordugumde her seyi anlamistim...