Sabah beni uyandırmamıştı.Geçekten uyandığımda saat on ikiydi.Odamdan çıktığımda direk mutfağa gittim.Çünkü çok açtım.O sırada Savaş "Bugün uyumana izin verdim.Fazla alışma hem bugün uzun olacak.Farklı şehire gidiyoruz."
Bunları sonra konuşmaya karar verip yemek yemeye koyuldum.O kadar dalmışım'ki Savaş'ın içeriye girip karşıma oturduğunu bile farketmişim.Ta'ki o ilahi sesiyle gülen dek.
Bana bakıp "Fazla yeme kilo alacaksın.Bana kimsenin kaçırdığı kız'da güzel olsa demelerini istemem." ona kısa süreli kaşlarımı kaldırıp baktım ve hak verip kalktım.Kalkarken güldü ve kalkıp salona doğru gitti.Bende masadakileri topladıktan sonra salona gidip Savaş'a soru sormaya başladım;
B:Nereye gidiyoruz yine?
S:Antalya.
B:Neden?
S:Orda bir işmiz var ve sen bana yardım edeceksin?
B:Ne gibi bir yardım?
S:Orada kumsalın kenarında beş yıldızlı bir otelde temizlikçi olarak çalışacaksin.
B:Neden?
S:Temizlik için sahibinin odasına girip ordan bir dosya alman gerek.
B:Burada benim çıkarım ne olacak?
S:Ailene kavuşmak için bir adım daha atmış olacaksın.
B:Tamam.Ne zaman çıkıyoruz.
S:Bugün saat sekizde bavulunu Dolunay hazırladı.Akşama kadar özgürsün istediğini yap sadece dışarıya çıkmak ve sosyal sitelere girmek yasak.Artık başka ne yapacaksam.Neyse başımla onayladım ve sustum.Gidip Savaş'ın uyku sorunları ile ilgili aldığı haplardan içtim ve uyudum.
~AKŞAM SAAT SEKİZDE~
Savaş'ın sesiyle yine uyandım ve etrafa bakmaya başladım.Uyandığımda hemen arabaya bindik.Hızlı davranıyordu.Ne olduğunu sormak için ağzımı açacaktım'ki bana "Yeşim bir şey sorma birisi bizi ihbar etmiş." şaşırmıştım.Ama o korkmuyordu.Siren sesleri yaklaşıyordu.O ise hâlla aynı hızdaydı.Ben ise sebepsizce telaşlanıyordum.Siren sesleri çok yakındaydı.Biz köşeyi dönerken polis arabasının caddeye çıktığını gördüm.Görmemle Savâş'a "Geliyorlar tam arkamızdalar hızlı ol"diye bağırmam bir oldu.Sanırım bu sözüm Savaş'ın hoşuna gitmişti.Çünkü güldü.Artık hızlıydı ama nedense bu sefer yüzü değişikti sanki canı acıyor ve belli etmemeye çalışıyordu.
O sırada bir rampadan geçerken ağzından sesiz bir 'ahh!' çıkınca elini tutuğu yere baktım.Bir yaraya bir arkadaki polis arabasına bakıyordum.Bana "korkma şimdi arabadan inicez."dedi ve sadece bizim arabamızın gireceği ince bir orman yoluna saptı.Polis arabası oraya giremezdi.
Telsiz sesleri geliyor ve onlar orda beklerken biz tozu dumana katıp uzaklaşmıştık'ki araba durdu.Savaş arabadan inmeden ben indim ve ona yardım ettim.Bir taraftada bayılmasından korktuğum için onu konuşturuyordum.Sonunda dayanamayıp;
B:Savaş nereye gidicez?
S:Buralarda bir yerde küçük bir kulübe var.Onun az ilerisinde uçurum var.Oralara yakın bir yerdede cadde var Dolunay ve Doruk gelip bizi alıcak.
B:Şu anda Dolunay ve Doruk olmazsa sen napardın?
S:Hayır şu anda sen olmazsan ben napardım?Sustum ve söylediği yere doğru yürüdük.Arada konuşmak için bir şey düşünüyor.Arada ise ona bakıyordum her baktığımda bana baktığını görüp kızarsamda korkuyordum.
Ona "daha fazla geç kalırlarmı?" diye sorduğumda sustu.Cevap vermedi bende sormadım zaten.Kanamasını durdurma amaçlı ceketimi çıkartıp yaranın üstüne bastırdım."Bu ne yarası?"dediğimde "Bıçak." dedi.Rahatlamıştım.Kanaması zaten biraz azalmıştı.Fazla derinde değildi.Nerdeyse sabah olmuştu halla yoklardı.Saate baktığımda saat 12 olmuştu.Ona dönüp;
B:Yaran acıyomu?
S:Hayır kanaması durdu.
B:Dolunayları aradın'mı?
S:Hayır.
B:Bizi nasıl gelip alacaklar.
S:Bilmiyorum.Hadi kalk caddeye çıkalımda arim.Aradığını söylemişti ama neyse caddeye doğru gittik ve beklemeye başladım.O sırada Savaş elimden tuttuğu gibi ormana kosmaya basladık.Ahh!yine siren sesleri.
Ormanın derinliklerindeydik ama halla sirenler yakından geliyordu.Savaş bana dönüp;S:Bak benim baş belam şu anda ailene çok yakınsın.İstersen git ben başımın derdine bakarım.Son kez ve son kez soruyorum benimlemisin küçük baş belam?
Karar vermek çok zor ama sanki iç sesim Savaş diye tepiniyordu.Ona dönüp;
B:Sende şu anda beni bırakacak kadar uzaksın bana ama bırakmıyosun.Bizimki normal birsey değil bizimki katil-kurban ilişkisi yani bu bela katilini bırakmayacak.
Dedikten sonra koşmaya başladık ve Savaş telefon edip bizi almalarını söyledi.Ama nedense bağırıyordu.
"Onu burada bırakamam.Hayır bak beni sinirlendirmeyin ve geliyomusunuz,gelmiyomusunuz söyleyin.Gelmiyosanız ben kendi başımïn çaresine bakarım."
Ne yani beni bırakmasınımi istediler?
Sizce Savaş ne yapacak?
Dolunayla Doruk onları almaya gelecekmi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Ölüm Meleğime Aşık Oldum~
Mystery / Thriller"Ona hapsolma,Onu hapset" Dermiş Savas'ın babası ama onu kendime hapsetmemki.Ben bir sayfaysam o beni yıllar sonra saracak sarı lekedir. Rengi az ve açıktır ama o renk giderse yazılarla beraber sayfada gider. Benden uzaklaşacak benim Ela gözlü Katil...