Toprak'tan.
"He şey. Toprak Asya'nın işi çıkmışta. Sana söylememi istedi." diyerek kapının önünde duran Aras'a bakıyordum.
"Kapıma niye geldin oğlum arayamadın mı?" dediğimde öksürdü
"Yalnız kalırız işte ne güzel çekil bakalım." dedi ve beni kenara itip içeri girdi. Yalnız kalma düşüncesi fena fikir değildi hani.
"Haneye tecavüz derler buna." dediğimde bana döndü. Ve bir şeyler düşünür gibi bir surat ifadesi takındı. Yüzünü buruştururken
"Haneye tecavüz fikrini sevmedim." dedi. Al işte. Sapık. Tescilli sapık.
"Ya sen ne kadar fesat birisin ya. Ne kadar salak salak konuşmalar bunlar ya. Ben anlamıyorum ya." dediğimde
"Ne yalı cümleler bunlar ya. Beni de alıştırdın." dedi.
Kanepeye oturdu. Bende karşısına oturdum. Birbirimize bakarken
"Böyle bakmaya devam mı edeceğiz?" dedim. Omuz silkip
"Saatlerce bu güzel manzarayı izleyebilirim." dedi. Koalalar uyuduğu için pandalar midemden ağzıma tırmanmaya başladılar.
"Aras yapma." dedim.
"Ne yapmayayım?"
"Bana güven verme. Bana umut verme." beni kendine alıştırma. Yoksa çoktan alışmış mıydım aslında?
"Neden?" dedi. İç çektim.
"Çünkü sende bir gün gideceksin ve bu beden daha fazla kaybetmek istemiyor." dedim. Yanıma gelip oturdu ve ellerimi ellerinin arasına aldı. Kalbim hızla atarken
"Gider miyim?" dedi. Gitmez miydi?
"Gitmez misin?" dedim. Durdu. Öylece bana bakmaya başladı.
"Gitmem demeyeceğim. Çünkü gitmem diyen herkes gider."
"Ve ben gitmek istemiyorum." dedi. Başım önüme düşerken inanmak istiyordum. Sadece inanmak ve düşünmemek istiyordum.
"Hadi mutfağa. Ben açım." diyerek konuyu değiştirdim. Ve kalkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan seslendi.
"Toprak." ona doğru döndüm.
"Gitmemi ister misin?" evet güzel soru. Bana huzur verip her şeyi unutturan adamın gitmesini ister miydim? Bu kadar mal değildim.
"Tuhaf olan ne biliyor musun?" dedim. 'Ne?' dercesine baktı.
"Benim oldun mu da gideceksin?" dedim. Güzel sordum yalnız. Bayağı güzel. Awesome Toprak. Seni tebrik ediyorum adamım.
"Senin olmamı ister misin?" dediğinde işler değişti. Ne cevap verecektim şimdi?
"Ben açım demiştim değil mi? Hadi mutfağa." dedim ve mutfağa girdim. İşin tuhaf yanı benim olmasını isterdim. Hemde çok isterdim. Ama tekrar kaybedemezdim.
Dolaptan sosisleri alırken masanın kenarına yaslanıp bana bakmaya başladı. Ne kadar hoşuma gitsede bir o kadarda işimi yapmamı engelliyordu. Ve aç bir Toprak hiç iyi olmazdı bence.
"Bana öyle bakma." dedim. Güldü. Öyle güzel bir gülüştü ki nefesini vererek gülmüştü. O an düşüp bayılabilirdim.
"Göz benim gözüm istediğime bakarım." dediğinde kaşlarımı çattım. Ne yani başka kızlara bakıyor muydu?
"Başka kızlarada mı bakıyorsun!?" dediğimde masadan çekilip yanıma yaklaştı yalnız bayağı bir yaklaştı.
"Ne o kıskandın mı?" dediğinde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kanka Mal Mısın?"
Ficção Adolescenteİki spastik. Bir arkadaş grubu. Tüm gün yatılacağını hayal edilen bir tatil. Beklenmeyen misafirler, beklenmeyen aşklar. Klişe bir başlangıç, beklenmedik bir son. Ar yu redi? Argo içerir*