1.1/Çirkin Ördeğe Dönen Kül Kedisi

263 25 11
                                    

Multimedya:Pelin Çiçek

"Burada mı kardeşini bekleyeceğiz?"

"Sen burada bekleyeceksin!"

Başıyla onaylayınca içeriye doğru ilerlemeye başladım geç kalmama umuduyla.

İçeri girince bardaki herkesi süzdüm gözlerimle. Ceyda'yı görünce insanlar izin verdiğince koşup yanlarına gittim.

Gördüklerimle şaşkınlığım iki katına çıktı. Ben daha neler olduğunu anlamaya çalışırken Ceyda parmağını gergin ve ritmik bir şekilde göğsümün üzerine vurmaya; ardından da her kelimeyi vurgulayarak konuşmaya başladı.

"Sen. Ne. Hakla. Murat'ı. Dövmesi. İçin. Görkem'i. Gönderirsin!?"

Murat'la buluşmuştu. Her zamanki gibi neyden uzak durmasını istiyorsam onun dibine giriyordu. Şaşırmamam gerekiyordu artık sanırım.

" Sen. Ne. Hakla. Murat'la. Gece. Benden. Yardım. Alarak. Buluşursun?!"

Görkem'in karşısındaki koltuğa geçerken öfkesini buradan bile hissedebiliyordum. Ama ben ondan daha fazla öfkeliydim kendime. Görkem benim için yaralı bir halde karşımda dururken ben ondan şüphe etmiştim. Görkem'in yanına oturduktan sonra omzuna elimi koydum.

"İyi misin kardeşim?"

Ceyda araya girdi:

"Murat'ın sizi kendinden uzak tutması için her seferinde zarar görmeniz mi gerek?!"

Öfkeli bakışlarımı Ceyda'ya çevirdiğimde onun da benden farksız olmadığını görüp tekrar Görkem'e döndüm.

"Nasıl bu hale geldin?"

"Kaşındığı için kaşıdılar" diyerek lafa atladı Ceyda.

Ceyda'ya döndükten sonra ayağa kalkıp kolunu sıkıca kavradım.

''Kendine gel Ceyda!"

"Senin piç arkadaşın olmasaydı harika bir gün geçirmiş olacaktım. Ben Murat'ın yanında kendimdeyim. Yanında olmama fırsat vermiyorsunuz ki!"

Bir anda kendime engel olamadım ve tokatı yapıştırdım yüzüne. Ama hak etmişti. Aramızda sadece kan bağı olan biriydi o. Ve benim kardeşim onu korumak için yaralanırken, o en son bile söyleyemeyeceği bir şeyi söylemişti. Sakinleşmeye çalışarak Görkem'e döndüm.

"Ceyda'yı eve götür kardeşim! Ben iyi olduğumu zannetmiyorum çünkü."

"Ben de pek iyi sayılamam" diye karşılık verdi.

"Lütfen?"

Görkem konuşmadan oflayarak başını salladı. Biraz acı dolu olsa da kardeşim gibi bakıyordu yine. Ceyda ile göz göze geldim tam arkamı dönerken. Bana karşı öfkesini hiç kaybetmeyen gözlerinde farklı bir şey görür gibi olmuştum o birkaç saniyede. Kırgınlık. Ama kırılması anlamsızdı. Bir yanlışın bedelini ödediği zaman kırılmamalıydı bir insan. Belki de yaptığı yanlıştı onu kıran. Ama o yaptığı yanlışı bile fark edemeyecek kadar körken, ödediği bedelin sebepsiz olduğunu düşünürken kırılması mümkün olabilir miydi gerçekten? Kırılması imkansız bir kalpti onunkisi, benim gözümde. İntikam doluydu ve sevgisizdi. Sevgisiz bir kalp taş misali olurdu bu hayatta. Beynine komut vermesi için fırsat veren bir kalp sadece stratejik düşünürdü. Onda olduğu gibi...

Dışarı çıkıp motorun başına geldiğimde annemlere iyi olduğumuza, benim Kıvanç'larda kalacağıma ve Ceyda'yı Görkem'in eve bırakacağına dair mesaj attım. Onlar da birkaç tane mesaj atmışlardı ama benim buna ayıracak gücüm yokmuş gibi hissediyordum. Koluma dokunan el ile düşüncelerimden ayrılıp kim olduğuna baktım. Ah, bu kızı az kalsın unutuyordum. Aslında unutmamam için bir sebep yoktu. Şu an ona yardım edecektim hiçbir sebep yokken. Sadece istiyordum. Çaresiz birine çare olmak kötü bir şey olmasa gerekti.

Papatyalar Yalan SöylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin