ALİ
Selin arkasına bile bakmadan yürümeye başladı.
Niye gelmişti acaba? Sormalıydım.
Evet evet sormalıydım.
Koştum yetiştim. Kolundan tutup durdurdum."Selin ne oldu?"
"Yok bir şey Ali. "
"Nasıl yok ya niye geldin?"
Elimi kolundan kurtardı. Ve umursamaz tavrıyla...
"Ya Ali yok bir şey git sevgilini bekletme ayıp olur . Git hadi!! " Dedi.
Sevgilin mi demişti . Sevgili mi zannediyordu. Birden gülmeye başladım.
Gülüşü onu sinirlendirmişti.
Sinirlenince de başka bir güzel oluyordu."Niye gülüyorsun sen ya komik bir şey mi var?!!" Dedi.
Tuğçe yanımıza geldi. Tuğçe ye dönüp...
"Tuğçe kıyafetlerin kuruduysa giy de git benim Selin le bir şey konuşmam gerek. " dedim.
Tuğçe nin kırılmaması ve Selin'in de sinirlenmesi için Tuğçe ye bir şeyler söyledim.
"Ben seni akşam ararım canım . " dedim.
Tuğçe olmuştu. Benden hoşlandığı kesindi.
İçeri gitti.
Kıyafetlerini değiştirdi.
Benle Selin o ara hiç konuşmadık. Ama gözlerimiz hep birbirimizin üstündeydi .
O kaçırmaya çalıştıkça ben ısrarla bakıyordum.
Sinir olduğu belliydi.
Tuğçe sonunda geldi.
Tam gidecekken yanağıma bir öpücük bıraktı .
Sonra da gitti.
Ben Tuğçe nin öpücüğünden çok Selin in tepkisi ile ilgileniyordum.
İlk bir kaç saniye göz bebekleri büyüdü ama daha sonra hemen toparladı ve umursamaz görünmeye çalıştı.
Bu kız duygularını saklama konusunda çok başarılıydı.Tuğçe gitti ve biz de sahile doğru yürümeye başladık.
İkimiz de bir süre hiç konuşmadık.
Dayanamayıp bir şeyler söyledim."Ne konuşacağını söyleyecek misin yoksa karşıya kadar yürüyecek miyiz? " dedim.
Biraz düşündü. Ne konuşacaktı acaba?
"Ben sana babanı soracaktım." Dedi .
Babamı niye merak ediyordu.
"Niye?" Dedim.
"Annen..." Dedi ve durdu.
Nefes alış verişim hızlandı. Anne demesi içimi bir garip yapmıştı
"Annen kalp krizi geçirirken ben yanındaydım ve ölürken bana bir şey söyledi. Sana söylemem için. " Dedi.
Bunu bana şu an söylemesi sinirlendirmişti.
"Bunu bana şimdi mi söylüyorsun Selin?"
"Ben... Ben doğru zamanı bekliyordum. Senin toparlanmanı bekliyordum."
Neyi bekliyormuş ya allahım bu kızın rahatlığı ...
Hemen sertçe sordum.
"Ne dedi?"
"Babanın ölmediğini , öldürüldüğünü söyledi. "
SELİN
Sonunda Ali'ye söyleyebilmiştim.
Eksik ama...
Şu an bu kadarını bilmesi yeterliydi.
En azından ben işin gerçeğini öğrenene kadar.
Eğer Ali bunun tamamını öğrenirse işler sarpasarardı.Şimdilik bu iyiydi Selin. Fazlası can yakar. Gerek yok.
Yağmur yağması için bulutların güneşi kapatması gerekir.
Bu sır da şimdilik bulutların arkasında kalmalıydı.
Güneş kadar parlak değil ama onun kadar tenimizi tutuşturan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİP - ALSEL
FanfictionHersey bir tesadüfle başladı. rastlantılar, nedensizlikler, günbegün bir keşmekeşe sürülen hayatlar, partiler, piknikler, latteler, çaylar, bonfile etler ve pilav üstü tavuklar... Birbirinden 180 derece farklı hayatların ve de iki zıt karakterin sav...