Heyecanlıydım.Yani tamam istemediğim bir evliliği yapacaktım ama sonuçta Arın da gelebilirdi.Bu da demek oluyor ki Arın da benim yaptığım kahveden içebilirdi.
Bu arada Halime annem şu anda yanımdaydı ve sağlıklıydı.Onu hiç yormuyordum artık.Yani şu son 1 haftadır.Evin temizlik, yemek gibi işlerini ben yapıyordum ve annem de dinleniyordu.1 hafta önce taburcu olmuştu hastaneden yani daha yeniydi.O yüzden onu yormamaya çalışıyordum.
"Kızım inşallah evliliğin hayırlı olur ve bahsettiğin gibi sahte evliliktir.Eğer gerçek evlilikse o adamın merhametine falan bakmam doğrarım.Haa...sahi şoför çocuk gelecek mi bu akşam ? Hani bana çarpan.Sahi o iş noldu ya ? Kim hapse girdi onun yerine ? "
Sahi hangi suçsuz hapse girmişti Arın için ? Bilmiyordum ama bunun için kalbim sızlıyordu.
"İnşallah öyledir ama ben Arına güveniyorum.O diyorsa doğrudur neticede Can Gürsoyun şoförü.Arın gelecek mi bilmiyorum.Telefon numarası falan da yok bende arayamıyorum.Ama onun kötü çocuk olmasından korkuyorum.Geçen hafta bana iyi davranmıştı ama ikimizin de psikolojisi perişandı o zaman.Normal zamanda ne olur bilemiyorum.Arın yerine kim hapse girdi onu da bilmiyorum.Can Gürsoya veya Arına soracağım bugün."
Halime teyze gülümseyerek "Neden sürekli Can Gürsoy diyorsun ki ? " diye sordu.
Ben şaşırarak "Ne diyeyim anne ? " diye sordum.Evet artık Halimeyi de atmıştım.Ona direktman "Anne" diyordum.Kendi annemleyse konuşmuyordum bile...
"Can diyebilirsin mesela.Tamam yaşı büyük olabilir ama ağza böyle daha güzel oturur."
Ben cevap verecekken beni yanındaki sandalyeye oturttu ve konuşmaya başladı: "Kızım benim.Benim kızım yok ama olsaydı senin kadar severdim diye düşünüyorum.Ben senden özür diliyorum.O adamla evlen dememeliydim en başta.Ama ben sana orada daha iyi bakarlar, daha çok el üstünde tutarlar diye düşünmüştüm.Sonra sen kaçalım diyince sana tamam dedim.Ama 20 yıllık yuvamdan ayrılacağım kaygısıyla ve üzüntüsüyle ruh gibi dolaştığım için Arın bana çarptı ve kaçamadık.Ama sana sözümdür.O adam sana dokunmaya kalkarsa o eli kırar münasip bir yerine sokarım."
Tövbe bismillah.Neresine sokacak acaba ?
Aman neyse beni ilgilendirmiyor neresine sokacağı."Halime anne sahi ben ne giyeceğim ya ? Ya o çocukta gelirse ? Ya beni beğenmezse ? Ya benimle dalga geçiyorsa ? "
Halime teyzenin yüzünde tebessüm oluştu. "Yine mi o çocuk ? Kızım iyiki o çocuk bana çarpmış.Eğer çarpmasaydı siz asla gerçek hayatta tanışamayabilirdiniz.Şu anda sen Düzköyde olacaktın belki de.Belki o da bir başka kızın yanında...Çocuk iyi mi bilmiyorum.Ama anlattığına göre eskiden baya çekmiş.İnşallah mutluluğa erişirsiniz."
İşte şimdi anlıyorsunuz değil mi, benim neden Halime teyzeye anne dediğimi.Kadın annemin yapmadığını yapıp benimle dertleşiyor.Yerim ben bu kadını.
"Halime anne...Beni utandırıyorsun.Deme böyle şeyler lütfen.Hadi odama gel de annemin bana yeni aldığı elbiseye bakalım.Hem benim sana bir sürprizim var."
Halime annem şaşırarak "Ne sürprizi kızım ? Valla kalbim dayanmaz böyle sürprizlere.Neticede 60 yaşındayım artık." dedi.
Kaşlarımı kaldırarak "O kadar oldu mu ya ? En son 51 din... " dedim.Haklıyım yahu.Kadın en son 51di.
"Oldu, oldu.Düşünsene sen 6 yaşındayken ben menapoza girmiştim."
Vay be zaman ne kadar çabuk geçiyor.Zalim zaman biraz yavaşlasan rica etsem ?
"Halime anne hadi odama çıkalım... " dedim ve onu kolundan tutup odama çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Ve Günahkar
Teen FictionBen Nida Altın ! Zenginlik içinde yüzen ama zenginliğin sefasını sürüp hava atamayan kız... Çünkü benim bir hastalığım var ve bu hastalık ne yazık ki doğduğumdan beri var.. Hastalığım ne mi ? BEN DOWN SENDROMLUYUM... Ailem beni hiçbir zaman...