yeni hayat

41 8 3
                                    



Ömer


Hızlıca kapıyı çalıp Nazlı'nın odasına girdim. Soruları vardı gözlerinden anlaşılıyordu bunlar. Ağzımdan çıkan kelimelere ben de hayret ettim. En azından ona ismini vermem gerekiyordu bir yalan içinde tek bir gerçeği olmalıydı.

'Sen Nazlı Ferhangil'sin yani benim, Ömer Mirza Güneş'in, müstakbel eşi.'

Nazlı bana milyonlarca yıl uzunlukta gelen kısa bir süre gözlerime baktı. Gözlerinde çaresizlik vardı. Büyük bir yorgunluğun verdiği yitirmişlik vardı ve ben bunca zaman uyumasına rağmen bu yorgun haline inanamadım. İnanmasını dileyerek ağzından çıkacak kelimelere odaklandım.

'Fakat hiçbir şey hatırlamıyorum, özür dilerim.' sesi hastalıktan dolayı çatallaşmış ve suçlulukla çıkmıştı.

'Yoo sorun değil.. Önemli olan senin uyanman, benimle olman. Ne kadar zamandır gözlerini açmanı bekliyordum.' kurduğum cümlelerde tek kelime yalan olmamasına rağmen büyük bir yalanın içine sürükleniyordum. Fakat bu bir çift kehribar için her şeyi yapmaya değer bunu hissediyorum.

'Ben... Ben sadece bir müzik ve bazı kelimeler hatırlıyorum. Şiir gibiydi sanırım rüyamda ona tutundum her zaman. Sanki birileri hep beni çağırıyormuş gibiydi. İsmime aşina gibiyim fakat sanki hatırlamam gereken başka bir şeyler var gibime geliyor.' 

'Lütfen yorma kendini, zamanı gelince ben tüm sorularına cevap veririm. Bana güven olur mu? Hep mutlu olacağız.' ona büyük sözler veriyordum.

Biraz gülümsedi ama canı acıyor gibiydi. 'Yorma kendimi dinlen sen biraz nasılsa konuşacak çok vaktimiz olacak.'

Elimden geldiğince sıcak bir gülümsemeyle üzerini örtüp odadan çıktım. Neler söylediğime inanamıyorum. Durup dururken neden bu kızı hayatıma soktum, neden aylardır iyi olmasından başka bir şey istemiyorum, onun iyiliği için mi yoksa gitmemesi için mi bu yalanları söyledim?

.................................................................................................................


Nazlı

Göz kapaklarımı acıyarak aralamaya çalıştım. Oda hafif karanlıktı güneş batmak üzere diye olmalı. İçeriden bir ses geliyor, rüyamda gördüğüm o müzik. Beni karanlıklardan alan büyülü tını. Yataktan yavaş hareketlerle çıktım. Bu müziğin kaynağına gitmeliydim. Ama yüzleşmek istemediğim şeyler var mıydı acaba bu kapının ardında? Kaç yaşındayım acaba, insan geçmişini nasıl unutur? Bir adam vardı ilk uyandığımda benim için endişelenmiş gibiydi, acaba başkaları da var mıdır benim için endişelenen? En sevdiğim renk, en sevdiğim film neler acaba? Bir ailem yok sanırım olsa başımda beklerlerdi. İyi bir insan mıyım onu dahi bilmiyorum. Şimdi tek merak ettiğim şey şu müzik? Neden beni böylece çekiyor kendine. 

Odadan çıktığımda ahşap döşeme ve duvarlarla birlikte çok sıcak bir yer olduğunu gördüm. Sanırım çiftlik gibi bir yer burası. İnsanın hayatını geçirmek isteyeceği türden bir ev.  Basamaklardan inerken genişçe bir salon gözüme ilişti. Ses oradan geliyor olmalıydı. Adım attıkça güçlendiğimi hissettim. Beni yoran şey uyumak olmalıydı. Uzun bir süre uyumamaya karar verdim.

'Ah canım uyandırdım mı seni? Neden yoruyorsun kendini seslensen hemen yanına gelirdim hemen.' diyerek endişeyle baktı Ömer. Bu adamı hiç tanıyor gibi değildim. Normal bir şey miydi bu?

'Nazlı'm iyi misin?' cevap vermeyi unuttuğum için endişelenmiş olmalıydı.

'Ş-şey iyiyim. Bu müzik bana çok tanıdık geldi ondan bir gelmek istedim.'

TEREDDÜT / #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin