'Nazlı'm iyi misin, ne oldu boğazına mı takıldı?' Ömer korkmuştu gerçekten.
Bir süre nefesimin normale dönmesini bekledim. Az önce az kalsın ölüyor olduğum gerçeğini bir kenara bırakarak Ömer'e döndüm;
'Benim sanırım alerjim var, bilmiyor muydun?' daha önce yemiş isek biliyor olması gerekmez miydi?
////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
Ömer
'Şey b-ben özür dilerim. Akl...' tam o sırada çalan kapı ziline şükrederek 'Kapıya baksam iyi olacak.' dedim ve mutfaktan koşarak uzaklaştım. Gelen herkimse ona bir teşekkür borçluyum. Kapıyı merakla açtığımda karşımda yardımcım Sefer'i gördüm.
'Hoşgeldin Sefer hayrola?'
'Efendim Nazlı Hanım uyandı ya belki bir şeylere ihtiyacı olur diye eşim Elif gönderdi beni buraya.'
'Ah doğru söylüyorsun kıza burada yaşadığını söyledik ama ya hani benim eşyalarım derse? Sen acele eşini de al alış verişe git. Bir kızın ne ihtiyacı olacaksa bir saat içinde alın. Yıllardır burada yaşamış izlenimi vermeli. Parayı dert etme al bu kredi kartını.' cebimden çıkardığım cüzdandan vermiş olduğum kartı hızlıca elimden aldı.
'Hemen çıkıyorum efendim.' derken dahi adımlarını atmaya başlamıştı. Çok seviyordum bu çocuğu benim aklıma gelmeyen şeyleri dahi düşünmesi hayatta bana çok yardımcı oluyordu. Dalgın dalgın hala kapıda beklerken Nazlı'nın bana yaklaştığını fark ettim.
'Kötü bir şey mi var? Uzun süre içeri gelmedin.'
'Yo, hayır. Yardımcım Sefer gelmiş şirketle ilgili bazı sorunlar varda birkaç belge imzaladım. Sen yorulma haydi içeri geç.' beni dikkatlice dinlemiş ama cevap vermeden dediğimi yapıp salona doğru ilerlemeye başladı.
'Ben sana tost hazırlayıp hemen geliyorum.' diye içeriye seslendim. Alerji olayıyla ilgili soru sormasını engellemeliydim çünkü verilecek bir cevabım yoktu.
On dakika sonra elimde tepsiyle salona geçtiğimde Nazlı'yı camdan dışarıya bakarken buldum.
'Burası çok güzel.' dedi gözlerini bu sefer benimle buluşturarak.
'Evet insanlardan uzak olması henüz bozulmasında imkan vermiyor. Yaptığım tostu yemen gerekiyor haydi uykucu.' gülerek söylemiştim.
'Tamam tamam zaten kurt gibi açım.' bana gülümsemesiyle kalbim birden hızlandı. Bu da neyin nesiydi?
'Sana sorularımı sormaya başlayabilir miyim?' gözlerinde çocukça bir muziplik vardı.
'Kaç yaşındayım?'
'22.'
'Mesleğim ne ya da bir mesleğim var mı?'
'Okuyordun yani sonra okulu sevmediğini söyleyip yarıda kestin. Kaza olmasaydı başka bir okulda devam edecektin. Bölümün de mimarlık.'
'Neden okulu sevmedim? Birileri yüzünden mi?'
'Yok yani hem buraya uzaktı hem de bazı hocaların görüşlerini sevmedin.'
'Nasıl bir öğrenciydim?'
'Ben olmasam dersleri zor geçersin.' gözlerimi ondan kaçırıp gülmeye başladım.
'Ya olamaz başarılıyımdır diye düşünmüştüm.' hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Birden aklına başka bir şey gelmiş gibi yüzüme baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEREDDÜT / #wattys2016
Teen FictionNazlı kaybettiği Arda'sının ardından daha çok yaşamak istemedi. Kendini attığı uçurumdan onu Ömer Mirza kurtardı. Ama gözlerini açtığında her şeyi unutan Nazlı kendini nasıl bulacak? Ömer söylediği yalanlardan sıyrılabilecek mi? İki kere ikinin dör...