Tanışma

18 3 0
                                    

Cemal

Bu kızda bir şeyler var yaralı gibi duruyor. Ama öyle dilinde falan değil, onun maşallahı var. Gözleri buğulu bakıyor ve bendeki iyi bazı yerleri ortaya çıkarıyor.

'Memnun oldum Aynur Hanım şu karşıdaki ev kuzenimin işte. Biraz burada kalalım sabah olunca gideriz.'

'Ya ben rahat edemem bu saatte yavaştan gitsem cidden dahaiyi olur. Hem kafamı toplamak istiyorum.'

' Kızım bu saatte bırakır mıyım ben seni saçmalama!' sesim biraz sert çıktı ama sinirlendiğimi anlamalıydı.

'Esas sen ben açtıracaksın ağzımı, kalmak istemiyorum rahat bırak beni.'

Deli kız hem atar yaptı hem yürümeye başladı. Aslında atıp omzuna sürüklemek var. 'Hasbinallah..' Sitem dolu sesime aldırış bile etmedi. Bende mecbur düştüm yanına yürümeye başladım.

'Hayrola sen nereye?' cidden merak ediyor gibiydi.

'Nereye olacak cırtlaksın falan ama ufak tefek bir şeysin. Valla yerler seni burada. Hem dağa taşa karışacak değilsin ya istediğim gibi yürürüm.

'Yine başladın car car konuşmaya. Ben sadece teşekkür edecekti. Bu saatte ben de korkarım zaten.'

'Böyle kuru teşekkürle kurtulamazsın. Sonra isteyeceğim şeyi söylerim.'

'Tamam aklına gelince söylersin.'

Ayak çatırtılarımızın dışında bazı kuş sesleri eşlik ediyordu geceye. Sanki bir senfonide gibi hissettim kendimi. Başrolleri yanında adı dışında hiçbir şeyini bilmediğim kızla birlikte. Uzun süre sessisce yol alırken telefonumun ilk defa böyle rahatsız olduğum sesi tüm koruyu doldurdu. Ekrana baktığımda Ömer'in aradığını görünce yaptığım öküzlüğü hatırladım.

'Alo. Kardeşim kusura bakma bir işim çıktı gelemedim.' Ömer'den bir küfür bekliyorum tam burada.

'Yok estagfurullah Nazlı'yla bekliyorduk seni gelmeyince arayalım dedik.' Bu Ömer bir haltlar karıştırıyordu.

'Oğlum hatun var diye yanında kırılıyorsun.'

'Tamam Cemal'cim ben de seni seviyorum.' bu Ömer'in dilinde senin belanı s...

'Sen merak mı etmişler? İstersen git.' Aynur mahçup bir ses tonuyla sormuştu bunu belki bu kadar karanlık olmass yüzünün kızardığını da görebilirdim.

'Yok be kızlar peşim bırakmıyor sadece.'

'Hah bekletmeseydin o zaman.'

'Senden kurtulayım gideceğim zaten.'

Aldığım tek cevap hızlanan ayak sesleri olmuştu. Bu sohbetin burad bittiği anladım. Sinir etmede üstüne yok prensesin.

Nazlı

Aradan epey zaman geçtiğinde meraklanıp kuzenini aramıştı Ömer. Konuşmalardan anladığım kadarıyla bu gece onunla tanışmayacaktım. Ömer biraz düşünceli biraz durgun bana döndü;

'Nazlı'm kardeşim geç gelecekmiş, sen de bugün çok yoruldun yat istersen artık.' ona hak veriyordum vücudum tekrar uyumamı bağırıyordu bana. Birden aklıma gelen fikirle,

' Ömer uyuyana kadar yanımda dursan olur mu?'

'Hay hay hanımefendi buyrun gidelim' önümde eğilerek yol verdiğinde ağır bir edayla odaya yol aldım.

Yastığa başımı koyduğumda soracak bir sürü sorum olmasına rağmen Ömer'in deniz kokusuyla birlikte uyudum. Gözlerim kapanırken rüya olup olmadığına emin olmadığım cümleler duydum.

'İyi uyu meleğim. Bundan sonra hiç üzülmene fırsat vermeyeceğim. Sen ne olursa olsun bana güven, acılarını unutturmama izin ver. İzin ver ki nasıl ışık saçtığını tüm kainata gösterebileyim'

Bunları Ömer mi söylüyordu bilmiyorum ama eğer bir izin istiyorsa verecektim.

Ömer

Nazlı'yı uyurken uzunca bir süre izledim. Bu hastayken uyuduğu uykuya benzemiyordu. O zamanlar melekleri kıskandıracak sakinlikte uyurdu ama sanki şimdi huzursuz gibi. Belki bu kadar yalanı hissediyordur. Neden bunları yaptığımı ben bile bilmezken ona nasıl anlatırım. Şu kısarak güldüğü gözlerinden yaşların akmasına nasıl izin veririm? Tek istediğim mutlu olması. Ondan hayatını almıyorum sadece ona yeni bir hayat veriyorum. Bir gün eğer ortaya çıkarsa bu durum beni anlamasını çok istiyorum.
........................................................

Gözlerimi bazı kokularla açtım. Ne olduğunu anlamak için evin içinde dolaşmaya başladığım da mutfakta Nazlı'yı farkettim. Eline aldığı iki yumurtayı kırmak için birbirine çarpmasıyla ikisinin de yere dökülmesi bir oldu. Kendimi tutamayıp güldüğüm zaman benim geldiğimi anlaması bir oldu.

'Ya inanmıyorum ne zaman geldin sen' bu cümleyi kurarken yerdeki yumurtaları kapatmak için fazla hareketliydi elimle yeri işaret ederek:

'Neler olduğunu görmek için yeterli zamandır buradayım.' birden yüzünde kırmızılıkları farkedince hata yaptığımı anladım.
'Tabii olur öyle şeyler sen zahmet etmeseydin keşke yardımcılar birazdan gelir.'

'Yok ya çok uyumak istemiyorum zaten yeterince uyudum. Hem yumurtalar biraz hassasmışlar yoksa benlik bir durum yok yola onlarsız devam edelim.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TEREDDÜT / #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin