Yolda giderken Mert' in kulağına Anıl'a hediye almadığımı , onun Anıl ile gitmesi gerektiğini benim arkalarından geleceğimi söyledim.Mert tamam dedi.Onlar öylece uzaklaştı.Ben açık gördüğüm bir kuyumcudan Anıl'a çok güzel bir saat hediye aldım.Sonra arkalarından gittim.
onlara yetişememiştim .Çoktan mekana varmışlardı.Bende içeri girdim.Anıl' a sülük gibi yapışan Duygu ile göz göze geldim.Ne sinsi bakıyordu. Mert yanındaki boş yeri işaret etti oturmam konusunda. O an Anıl'ın gözleri üzerimizdeydi.Bakıyordu .
Sonra kutlama falan derken anladım tek gerçek Anıl'ın Duygu'ya hiç bir şey teklif etmemiş olmasıydı.
Gece boyunca dans ettiler.Eğlendiler.Ben ise Mert ile birlikteydim.Mert yanımdan hiç ayrılmadı.Bu durumdan hoşlanmayan Anıl , bakışlarına hakim olamıyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerin de hediyeleri verdi herkes.Mert sadece tebrik etti.Sıra bana geldiğinde tebrik edip yanaklarından öptüm.O an teninin sıcaklığı ürpertti beni.Yanaklarına tebrik öpücüğü kondururken, dudaklarından öpmemek için zor tuttum kendimi.Yıllarca yan yana olduğum erkek.San ki her görüşüm ilk kez ve her defasında daha da aşık oluyorum.
Mert gelen telefona cevap verdi.
" Tamam geliyorum " diyerek kapattı telefonu.Bana dönerek açıklama yaptı
" Su ben hastaneye gidiyorum , sen geçersin değil mi?"
daha cevap vermeden bizi dinleyen Anıl konuştu.
" Ben bırakırım rahat ol"
Mert biraz kuşkulu bakışlarla tamam anlamında başını salladı Anıl'a
Sonra eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben bir anda şok oldum.Neden böyle bir şey yapmıştı anlamış değilim.Öylece kaldım.Bana o sırıtan bakışı ile göz kırptı.
Anıl'ın o an gözleri kocaman oldu. Kıskandı mı , sinirden mi öyle bakıyordu bilemedim.Keşke kıskanmış olsa ne hoş olurdu.Belki anlardı ne hissettiklerimi.Bu arada Duygu' arkadaşları ile öyle dans ediyordu .Bizi görmüyor du bile.
Anıl'ın bakışları beni o an o kadar gerdi ki önümde duran alkolün tamamını içtiğimin farkında bile değildim.
Sonra Anıl ayağa kalkıp Duygu ile dans etmeye başladı .Ona sarıldıkça sarıldı .Saçlarına geçirdiği o parmaklarını teker teker kırmak istedim.Bana bakarak yapması , benim daha da canımı yakıyordu.
Sabrettim ama alkolün etkisi kendini gösterdikçe kendime hakim olamayacağımı anladım ve hızlıca ayağa kalkıp gitmek için dışarı çıktım.Benim kapıya yöneldiğimi gören Anıl , Duygu'nun kulağına bir şey söyledi ve arkamdan geldi.Kolumdan yakaladı
" Dışarıda ne işin var "
" Eve gidiyorum"
" Ben bırakacağım seni"
"Ama ben seni bekleyemem şu anda gitmek istiyorum"
" Tamam " derken arabanın nere de olduğunu işaret etti .
" Sen geç otur ben Duygu'ya haber verip geliyorum"
Ben bu anı yaşamayı hak etmedim.Anılın içeri geçmesi ile , yoldan geçen taksiye dur işareti yaptım ve bindiğim gibi eve gittim.
Kapının önüne geldiğimizde taksiye ödemesini yapıp eve doğru gittim.Dış kapıyı açmak için çantamda anahtarı ararken Anıl'ın sesini duydum
"Sen ne yapıyorsun Su. Söyle derdin ne bende bileyim"
Hiç birşey diyemedim.Gözlerimden yaşlar gelmeye başladı.Ağladığımı görsün istemedim. Hızlıca anahtarla kapıyı açtım ve asansörü bile bekleyemeden merdivenlerden tökezleyerek çıktım.Arkamdan geldiğini biliyordum.Evin kapısını açınca benimle içeri girdi.Binadakiler rahatsız olmasın istemişti galiba.
Kapıyı kapama sesinin ardından , kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çevirdi.
" senin derdin ne şimdi konuş" derken gözleri sinirden kıpkırmızı oldu .
"evet konuş Su"
" Derdim mi ne ?"
" Evet derdin ne?"
" Anlatsam anlayacak mısın?"
" Şimdiye kadar hangi anlattığı nı anlamadım"
" Ben sana hiç bir şey anlatmadım ki"
" Ne demek bu "
"Bu şu demek Anıl.Sen beni anlayamazsın "
"Neden anlamayayım ben salak mıyım?"
"Hayır salak değilsin tabi"
"O zaman sorun ne "
" Sorun SENSİN , SENSİZLİK "
Anıl anladığı bir şeyin ağırlığını taşıyamayacak kadar yorgun du şu an.Bakarsa biraz daha dayanamam .Yapamam "
Bana cevap veremedi öylece bakıyordu yüzüme.Bu kadar cesur olmama sebep içtiğim bir kaç duble alkol belkide yaptığım en doğru şey.Bu gün her şey bitecek bura da .
Telefonu çalmaya başladı ısrarla. Çaldı çaldı .Bana bakarken telefonun çaldığını fark edemedi.
" Telefonun " dedim .
Cebindeki telefonu çıkarırken bana bakıyordu.Ben ise telefonunda ki ekrana .Arayanlarda yazan isim benim sonum oldu o an. Aynen şöyle yazıyordu.
" ÖMRÜM"
ömrüm ha . Ömrüm .Arayan Duygu'nun numarasıydı. Ömrüm.Hayatım da hiç bu kadar ezilmedim.
" Defol evimden Anıl"
Bir an beklemediği tepkim karşısın da şok oldu.Hiç birey diyemedi.Şok olmuştu.Ekranı gördüğümü biliyor du.
Daha yüksek bir ses tonu ile bağır dım.
"Evimden defol dedim"
Hiç bir şey diyemedi.Gözlerimden hükümsüzce akan yaşlara bakıyordu.Sus tu sadece kapıya doğru yürüdü. Kapının bir adım dışına çıktı ve orada durdu.Şok olmuştu.Arkasından gittim kapıyı yüzüne kapatmak için .Elim varmadı suratına kapıyı kapamaya . Bu gün ondan vazgeçtim .Ama vedam benim istediğim gibi olacaktı.
Merdivenler den öylece indi.Bende arkasından indim.Tam dış kapıda arkasından seslendim.Durdu.
" Anıl " dedim hemen arkasın da durarak , kulağına fısıldayarak.
Hiç bir şey söylemdi.Döndü bana .Tam söyleyecektim .Söyleyemedim.
Sonra döndüm arkamı hemen oradan uzaklaşmam gerekiyordu.
" Su " dedi.Ben de durdum hareket etmeden.
" Bana dön " dedi.Döndüm .Yaklaştı .
" Derdin ne , neden bu kadar değiştin "
Daha neyini söyleyeyim.Aptal olan anlar.Neden anlamamak için ısrar ediyorsun.
" Derdim mi ne?"
"EVET " diyemeden öylece sokuldum.Konuşmasına izin vermeden dudaklarımı dudaklarında birleştirdim.Öyle sıcaktı. Öpmeye başladım.Dudaklarının ıslaklığı , kuruyan dudaklarıma dokundukça daha sert öptüm.Nefes alışı hızlandı. Çekemedi öylece kaldı.
Sonra çekerken dudaklarımı , gözlerine bakmak istedim.Kapalıydı , göz kapakları .Donup kalmış tı .Sonra hızlıca dönüp arkamı , dengede durmakta zorlandığım basamaklarda öylece yere düştüm .Kafamı merdivenlere öyle sert çarptım ki O an ağzımda bir tat belirdi , karanlık iyice sardı etrafı .Yumuldu gözlerim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SENİ YAZDIM SEN BENİ OKUDUN...
Lãng mạnO kadar uzun değildir hayat Hızlıca biter ve yetmez hiç kimseye Herkes yarıda gider ve yarım bırakır giderken Ama yarım geldik diyemeyiz Bekleriz , Erteleriz, Gereklileri gereksiz, gereksizleri gereklileştiririz Cesaret edemeyiz. Eksik kalır duygul...